Vicdan filyasyon ölçer, hem de bedava!

İnsan hayatı devinimlerle dolu her an yeni şeylere gebeyiz. Çocukluğumuzdan, belki de genetik kodlarımızdan da bağımsız yeni alışkanlıklar hayatımızın merkezine oturmuş durumda. 7 aydır dünyanın birçok yerinde yeni bir toplumsal kültürün hayatımıza girmesini sindirmeye çalışıyoruz. “Toplumsal kültür” iyimser bir ifade biliyorum.  Ancak yalanı yok şimdiye kadarki tüm kodlarımızı sıfırlatan alfabeyi hepimize yeniden öğreten bir okul. Üstelik okula kayıt ücreti de yok. Küçük bir bütçeyle ilk ders zili çalıyor.  Profesöründen çiftçisine, doktorundan hâkimine, çaycısından terzisine hepimiz için çaldı o dersin zili…  Dersin konusunu hekimler dışında pek kimse ne görmüştü ne de duymuş. Ama salise hızıyla tanıştırıldık kendisiyle üstelik tokalaşmadan tanışma merasimine hiç alışık olmasak da…  Hop dedik bu dersi vermezsek nallar dikilecek! Elbette tüm dünyanın anasını ağlatan Covid 19 virüsünden bahsediyorum. Kendisi Dünya’da neredeyse 1 milyon kişinin ölümüne neden olan bir terör örgütü... Saatte kaç milyon baloncuk çoğalıyor bilmiyoruz henüz. Doğum kontrolü ise bizim o dersi pekiyi ile geçmemize bağlı.

Hepimizin öğrenesi, yaşayası, sindirmesi gereken bu yeni kültüre evlerimizden konuk olduk uzun bir süre. Damdan düşer gibi düştü bağırlarımıza. Ders zilinin ilk çalması ve doktor öğretmenlerin ilk anonsu ile okula alışma sürecinin ilk dönemlerinde oldukça uyum sağladık.  İşimiz gücümüz, dersimiz, ödevimiz, aşkımız hayallerimiz her şeye karar veren yeni yaşantımızın baş aktörü olan virüs ile yaşamayı öğrenmeye koyulduk. Bazılarımız bu yeni alışkanlığımıza karşı çok da yabancı değildi. Çok küçük değişikliklerle günlük yaşantısına devam ettiler, elbette kaygı doluydular ama vicdanları dingindi.  Nasıl mı? Hemen kendilerine internetten ve geçmiş öğretilerinden feyz alarak filyasyon ölçeği edindiler. Hayatımıza giren yeni sözcükler tatatataam. Nedir bu filyasyon? Neyi ölçüyor diye Google amcaya yazdılar. Amcamız bu konuda yorgun savaşçı tabi. Dünyanın birkaç noktası hariç herkesin tık tık tık aradığı en önemli sorulardan biri oldu filyasyon bir anda. 7/24 mesai yaptırdık Google amcaya… Sordum geçenlerde doğduğundan bu yana hiç bu kadar çalışmamış ama halinden memnunmuş. Bir de kısacık ve en yalın tanımını gönderdi bana. Filyasyon; herhangi bulaşıcı hastalığın hangi sebeplerden kaynaklandığını tespit edilmesidir.  Canı candan alan, insanları sevdikleriyle bir nevi yabancı kılan bu kaynak neydi? Dünya insanı neyi yanlış yapıyordu da filyasyon çeşitleniyordu covid 19 azalacak yerde artıyordu... Filyasyonumuzu tanımazsak ona yön vermezsek çoğalmasına nasıl engel olacaktık ki..  Ömrü hayatında hiçbir filyasyon, covid 19’dan aldığı primi almamıştır her halde…  E tabi ülkem manzaralarına sadece pencereden kafayı uzatım dahi baktığımızda çoğu bencil “bunca can kaybına rağmen, maske mesafe hijyen denmesine rağmen” aynen bıraktığımız yerden Allah ne verdiyse yaşamaya devam ediyor!  Allah’ın kendisine bedava armağan ettiği aklı can almakla ve cana mal olmakla kullanıyor.

Yine ve her zaman tiksinsek de karşımıza koca bir bencillik çıkıveriyor. Kişisel hürriyetten uzak toplumsal bir kültürdür dayanışma. Yaşamda kalabilmek ve en yakınına zarar vermemek için çabalamaktan kaçanlarla bir arada yaşamak zorunda kalmak ise şansızlığımız… Oysa bir baksa çevresine hastaneler hasta doluyken, doktorlar ve sağlık çalışanları bu illet nedeniyle birer birer şehit olurken ben alt üstü maskemi takacağım, komşuya çaya gitmeyeceğim, arkadaşımla gırgırı evimde yapacağım diyecek. Vicdanını yoklayacak filyasyonunu ölçerek salgına bir birey olarak dur diyecek. Bu kişisel bir mücadele parayla pulla, akılla nizamla, alışkanlıklarla olacak şey değil.  işte sadece bu kadar kolay elde ediliyor.  Hem de bedava…