Vergilemeye yönelik düzenlemeler ve hatalar

24.11.2021 16:13

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

Her Türk vatandaşı … milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir. Şeklindeki hükümlere baktığımızda; Halk her zaman ön plandadır.

Bunu böyle bilmeliyiz ve yönetenler de böyle bilmelidirler.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanunlar çıkarılır, kurumlar tebliğ yayınlar, genelgeler çıkartırlar.

Peki bu düzenlemeler gerçekten halka yansıyor mu?

Yoksa bu düzenlemelerin bazı maddelerinde istismar söz konusu oluyor mu.?

Hatırlarsınız değerli konut vergisi çıkarılmıştı.

Beş milyon liranın üzerinde iki taşınmazı olan bazı esaslara göre vergiye tabi iken, her bir tanesi beş milyon liranın altında toplam değeri iki yüz milyon lira tutan 50 adet konutu olan vergi ödememekte, ayrıca her biri çok değerli olan işyerleri ise bu vergilemenin kapsamı dışında tutulmuş idi.

Böyle çarpık bir düzenleme yürürlüğe girmiş ve kimseden itiraz olmadı.

 Neredeyse her sene tekrarlanan af yasalarını da hatırlıyorsunuz.

Öyle hatalı örneklerle uygulama yürütülmüştü ki, birisi gelirini hiç beyan etmemiş aynı miktarda kazanca sahip ki mükellefin, artırımdan faydalanmaları halinde gelirini beyan eden mükellef, hiç beyanda bulunmayan mükellefe göre çok fazla vergi ödemiş olmaktaydı.

Bu kanunlarda uygulandı hiç kimseden ses seda çıkmadı.

Şimdi, bir kısım mükellefler için gelir vergisi muafiyeti tanınmasına yönelik düzenleme de yasalaştı.Kanunda;

Basit usuldeki bazı mükellefler gelir vergisinden muaf tutulmakta.

Basit usulde yer almanın özel şartları arasında yıllık ciro şartı da bulunmakta ve bu ciro 2021 yılı için azami 240.000 TL.

Tasarıda yer alan bu mükellefler zaten ailelerinin, sadece geçimlerini sağlayabilecek düzeyde bir ciroya sahip olabildiklerinden, bu mükelleflerin vergiden muaf tutulması doğru bir yaklaşım zaten bunların ödediği vergi devede kulak misali, vergilenmesi dahi doğru değil. Ailelerini geçindirdikleri için onlara teşekkür etmek bile lazım.

Siyasi amaçlı olduğu belli olan bu yaklaşımların uygulamaya konulurken hiç olmazsa yöntemlerine dikkat edilmeli vergi sistemine zarar vermemesi sağlanmalı.

Bir defa kullanılan yanlış yöntem kayıt dışılığı özendirecektir.

Şöyle ki, birçok basit usulde mükellef enflasyon dolayısıyla yükselen cirosunu belirlenmiş olan cironun altına çekmek için gayret sarf edecek, cironun bir katı iki katı gibi ciroya sahip olan gerçek usulde gelir vergisi mükellefleri de takip eden bir iki yıl içinde, basit usulde vergilemenin özel şartları arasında yer alan alış ve satış tutarları altında kalmak için her türlü yöntemi kullanacak ve basit usule geçme yolunu arayacaklardır.

Bunu; [Sahte fatura kullanmak ve düzenlemek, belge düzenlememek, belgelerdeki birim fiyatları değerinin çok altında göstermek, eküri mükellefiyet vs.] Şeklinde yapacaklardır.

Bu şekilde artan kayıt dışılık, tüketiciden alınarak indirim sonrası doğrudan hazineye intikal ettirilmesi gereken dolaylı vergileri [K.D.V] hiç ilgisi olmayan kişilerin cebinde bırakacaktır.

Peki bu yasal düzenlemede riskin yönetilebilir halde kalması için nasıl bir yöntem kullanılmalıydı?

Yıllık gelirlerini beyan etmek suretiyle vergilendirilen tüm gelir vergisi mükelleflerinin kanun ile belirlenecek tutardaki YILLIK KAZANÇ’larının vergiden muaf tutulması yöntemi uygulanmalıydı ki bahsettiğimiz riskler, vergi sistemi için kontrol edilebilir düzeyde kalsın.

Vergi sistemini çökertecek sonuçları olmasın.

 Diğeri ise Maliye Bakanlığından gelen her tasarıya mutlaka yapılan eklemeler.

VUK’nun 227’nci maddesinde “tasdik raporunu zamanında ibraz etmeyen mükellefler tasdike konu haktan yararlanamazlar.” Hükmü var idi.

Bu maddeye; Maddede yer almayan “Şu kadar ki, tasdik raporunun zamanında ibraz edilmemesi halinde, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilir.

Tasdik raporunun bu süre içinde de ibraz edilmemesi halinde mükellefler tasdike konu haktan yararlanamazlar.”

Hükmü eklendi.

Bu elbette meslek gurubunun üyesi üst düzey siyasilerin gayreti, tamam bu özel duruma da itiraz etmeyelim.

Bu doğrudan mükellefi ilgilendiren bir durum değil, yaklaşık 4.000 kişi ile ilgili.

Peki bu 4000 kişimin talepleri karşılanırken, milyonlarca mükellefe anında kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için de düzeltme uyarısı yazarak düzeltme imkânı neden vermiyorsunuz.?

Onları da önce süre vererek uyarıp yerine getirilmezse cezalandırma yöntemi olan yasal düzenleme neden yapmıyorsunuz.?

Asgari ücretten neden vergi alıyorsunuz?

Kaynak yok demeyin, yılda yurt dışına kaçırılan yetmiş milyar lira bunlara yeter ve artar.

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları