Taşlar yerine oturuyor…

26.07.2018 16:01

Türkiye seçimini yaptı. Seçilen vekiller yeminlerini etti. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yemin ederek ilk kabinesini kurdu. Şimdi artık aydınlık yarınlar için önümüze bakmalıyız. 

Ülkemiz son yıllarda terör belasından, içerideki ve dışarıdaki hainlerden kurtulmak için haklı olarak biraz üretimden, reel ekonomiden uzaklaştı,  güvenlik ve savunma harcamalarına yoğunlaştı.

Üstüne bir de seçim yaptık. Türkiye artık içeriyle dışarıyla boğuşmaktan yoruldu. Şimdi zaman yeniden enerji ve güç toplama zamanı. Durmak yok, çalışarak dinleneceğiz. Toparlanıp ayağa kalkacağız. Diri olacağız güçlü olacağız ki kimse bize kafa tutmasın üzerimize gelmesin. Gelirse de dersini alıp gitsin.

Hiç kimse rahat değil ve yerinde durmuyor. Hele mesele Türkiye’nin ayağa kalması, kalkınması güçlü olması meselesi ise herkes bize karşı birleşiyor. Türk’ün Türk’ten başka dostu yok. Bu tarihi bir gerçektir. Eğer sarı öküzü verirsen vay halimize…

Türkiye’yi bir Irak, Suriye, Libya sananlar yanıldıklarını gün geçtikçe anlıyorlar. Milletin devletine sahip çıkma azmini şevkini kırmaya çalışan içerideki dışarıdaki hainlere asla geçit vermemeliyiz.

Türk halkı bağımsızlığına düşkündür. Kazanımlarını kaybetmemek için de her daim üzerine düşeni yapmıştır.  Türk milleti tarih boyunca; bizi yıkmak, yok etmek parçalamak isteyenlere, bağımsızlığımızı elimizden almaya çalışanlara tokat gibi ders niteliğinde cevaplar vermiştir.

 Neticeyi beğenirsiniz beğenmezsiniz… Son olarak milletimiz yüksek bir katılım oranıyla sandığa giderek bizimle, bizim içişlerimizle, bağımsızlığımızla, geleceğimizle uğraşanlara ciddi bir demokrasi dersi vermiştir. Tabi ki anlayana… 

Yüzyılın seçimi dedik. Yüzyılın değişimi dedik. Yeni sistemin getirisi ve götürüsünü elbette zamanla anlayacağız. Türkiye değişime, dönüşüme yeniliklere açık bir toplumdur. Beğenirse sahip çıkar, beğenmez değiştirir. Şimdi bizim millet olarak yapacağımız tek şey, güçlü olmak. Güçlü olmamız için de reel ekonomimizi düzeltmemiz, yere sağlam basmamız gerekiyor.  

Güçlü olmak için ülkemizin önce birlik beraberliğe sonra paraya ihtiyacı var. Bir taraftan ciddi ivme kazandığımız terörle mücadelemizden asla taviz vermeden yolumuza devam ederken bir taraftan da üretime ekonomik büyümeye odaklanıp kalkınma hamleleri ve reformlar yapmalıyız.

Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, yıkmak parçalamak için içerideki ve dışarıdaki hainler, özellikle son zamanlarda baş gösteren küresel ekonomik savaşlar… Hepsi bizim lehimize olan gelişmeler.

Biz sen ben kavgası verirken, küresel güçler sinsice planlar yapıyor. Kimse uyumuyor, boş durmuyor. Planların ana odağında ise tarih boyunca olduğu gibi yine Türkiye var.

Neden Türkiye?

Çünkü bizim coğrafyamız çok zengin. Henüz gün yüzüne çıkarılmamış yer altı ve üstü zenginliklerimiz kaynaklarımız var. Türkiye güçlenmesin, uyanmasın ki, bölüp parçalayıp zenginliklerini yağmalayalım.

Böyle düşünen, böyle planlar yapan küresel güçlerin yanıldığı tek şey Türk milletinin milli ve manevi ruhunun derinliği. Biz millet olma şuurumuzu zaman zaman güçlü bir şekilde tüm dünyaya gösteriyoruz.

Son örneği 15 Temmuz gecesidir. Ülkemizi hem de bizim silahımızla ele geçirmeye çalışan Türk görünümlü hainlere karşı o gece millet tanklara, uçaklara, topa tüfeğe göğsünü siper etmiş hainlere geçit vermemiştir. Üstelik bunu hiç silah kullanmadan silaha karşı yapmıştır.

Aslında çok şey anlatmaya, söylemeye gerek yok. Allahın izniyle bu milleti kimse bölemez, yıkamaz parçalayamaz. Ancak büyümek ayakta kalmak dimdik olmak için güçlü bir ekonomiye sahip olmamız lazım.

Güçlü Türkiye için, aşsız işsiz insan bırakmamalıyız. Adil gelir dağlımı sağlamalıyız. Özgür bireyler, bilgiyle bilimle donatılmış gençler yetiştirmeliyiz. İşimiz zor biliyorum, ama hiçbir şey imkansız değil. Çalışan, üreten kendine güvenen kazanır.

Sağlıklı başarılı yarınlar dilerim.

Esen kalın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları