STK ve Korona virüs, öncelikle STK nedir bir bakalım hele?

Topluma yararlı hizmet geliştirmek ve tematik yapısı doğrultusunda ihtiyaç duyan herkese yardım etmek için kurulmuş yasal topluluklardır. Ülkemiz Sivil toplum kuruluşları konusunda oldukça zengin, on binlerce üyeye sahip yüzlerce hemşeri dernekler, vakıflar, birlikler, platformlar,federasyonlar, konfederasyonlar, sendikalar, çeşitli tematik önceliklileri olan hak temelli binlerce dernekler var. Kimileri yüz yıllık kimileri onlarca yıllık ciddi ağarlıkları olan ve müthiş işler yapmış ve yapmaya devam eden kuruluşlar bunlar. Bazılarının başkanları koltuğa demir atmış yerinden kıpırdatmak mümkün değil. Ancak hak vaki olunca kalkacak yerinden.                                                   

Bazılarında da zarar eden ihale üstüne kalmış taşeron gibi başkanlığı zımbalamışlar, yerine kimse aday da olmayınca yıllarca başa gelen çekilir misali yerine birini aramakla beyhude bekleyiş içinde olanlar. Yasadışı farklı faaliyetlerde olanları burada kaleme alarak satırlarımı kirletmek istemiyorum. Bazıları tüzüğünde açıkça beyan edemeseler de siyasi beklenti yada kişisel menfaat beklentisi ile kurulmuş ve hedefleri başkanlarını ve / veya  yönetim kurulu üyelerini bir şekilde siyasetle buluşturmak, çatısı altında bulunanlar için çeşitli rant olanakları yaratmak üzere ortaya çıkmış olan yapılardır.Bunlar üyelerinin yetenekleri ve becerileri ile STK ya kazandıracağından çok toplam üye sayısının yüksekliği ile çeşitli oluşumların dikkatini çekmek adına sadece sayılardan oluşan topluluklardır.

İşte bunlar aynen Korona Virüs gibidirler hedeflerine ulaşmak için gerekirse önüne geleni yakıp yıkıp yok edebilirler. İç yapılanmalarını oluşumlarını hiyerarşilerini çözene kadar onlarca yüzlerce binlerce masumu bir anlamda yok ederler. Onlar için LİYAKAT adeta tek dişi kalmış canavar demektir. Kendi yapılarının zarar görmemesi için hiçbir aşıyı da kolay kolay bünyelerine kabul etmezler. Hızla yayılıp tüm hücrelere kadar nüfus eder ve çoğalmak içinde gerekirse mutasyona uğrayıp sürekli ürerler.

Antalya bu konuda oldukça şanslı.Vali yardımcısı Sayın Bolat önderliğinde Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürümüz Sayın Hüseyin KURTAY ve çalışma ekibi konusuna o kadar hakim ve çözüm odaklı ki ,devlet dairelerinde yeni yeni görmeye başladığımız insana değer veren güler yüzlü ve çözüm odaklı olmanın adeta dersini veriyorlar.İyi niyetli her STK nın mutlaka yanında yer alıp sorunlarına yanıtı birlikte arayıp buluyorlar.Öncelikle başta Vali yardımcımız Sayın Hamdi BOLAT olmak üzere Sayın KURTAY’ı ve ekibin her bir üyesini yürekten kutluyor, kolaylaştırıcı çalışmalarından dolayı öncelikle bir STK başkanı ve vatandaş olarak şükranlarımı sunuyorum.Bu ekip Korona Virüs’ün adeta panzehiri.

Antalya’daki STK'lar artık kafalarını kumdan çıkartıp sadece kermes vs yapmakla sınırlı olmadıklarını fark ettiler.Bir araya gelerek birlikte çok daha güçlü olabileceklerini sınırlarını dünyanın her yerine taşıya bileceklerini gördüler.Dünyanın bir çok ülkesinde milyonlarca insana görünür olabileceklerini anladılar.Gençler artık sivil toplumda görev almanın hiçbir sakıncası olmadığını aksine işe alımlarda STK tecrübesinin ne kadar ayrıcalık kattığını örneklerini görerek kavradılar.Avrupa’ya kuruş para harcamadan gitmenin keyfini hazzını doyasıya yaşamayı öğrendiler.En önemlisi dernekçiliğin sivil toplum kuruluşlarının sadece emeklilerin bir araya gelip vakit geçirmek için oluşturdukları birer mekan olmadığının bilincine ulaştılar.

Tabii ki bu bilicin hızla yayılıp Korona Virüs’ün yok olmaya başlamasında etken olan kurumların içinde Vali Yardımcımız Sayın A.Taşkın BALABAN önderliğinde İl Sosyal Etüt Proje Müdürümüz Sayın Süleyman UYSAL ve ekibinin bütünleştirici adeta STK arasında ki olası seviyeleri engel katmanları yok edici düzeyde ki konu hakimiyeti ve eğitim odaklı öz verili performansları da göz ardı edilemez.

Artık kentimizde ki Sivil Toplum kuruluşları birbiriyle üye sayısı üzerinden değil gerçekleştirdiği AB Hibe Projeleri başta olmak üzere ürettikleri kapasite arttırıcı proje sayısı üzerinden yarışır hale geldi.

Bu konuda tartışmasız Avrupa Birliği Bakanlığı Antalya temsilcisi Sayın Selman ÇETİN’in çabası ve gayreti özellikle dile getirilmeli.Üstlendiği görevin kesinlikle bilinci ve sorumluluğu içinde devlet adamlığı ciddiyeti ile her STK ya eşit mesafede yaklaşım gösteren ÇETİN özellikle gençlerin STK lara bakış açısının değişmesinde öncü rol üstlenen kişilerin arasında yer almaktadır.

Antalya’daki üniversitelerimizin başta rektör hocaları olmak üzere bu yolda desteklerini esirgemeyen değerli hocaları ve STK ların diğer yönünü keşfedip farkına varan belediyelerimizin katkısı duruşu en büyük itici güçlerin başında gelmektedir.

Tabii ki olmazsa olmazımız Sivil Toplum Kuruluşlarımız, amaçları toplum ve halkın her türlü ihtiyacında yanında yer almak olan sivil toplum kuruluşları yönetim kadroları ve gönüllü üyeleri Allah yolumuzu açık etsin. 

Avrupa’da yıllarca hayranlıkla izlediğimiz Stk ların oluşturduğu çatı kuruluşların ve milyonlarca insanın gelir kapısı olan 3. Sektörün tohumları yukarıda dile getirmeye çalıştığım unsurlar sayesinde hızla filizlenmekte ve boy atmakta. Yakında mahsulleri de toplayacağız inşaAllah.

Kimse kimsenin emeğini çabasını hak ettiğini gasp etmeye, rol çalmaya çalışmadan el ele verdiğimiz sürece kimse bizi alt edemez. Tabii ki yarışacağız tabii ki rekabet edeceğiz lakin hak yemeden, inkâr etmeden diğerinin farkına vararak, doğruyu ve güzeli paylaşarak.

Korona mı?

Fark ederseniz epey geride ki satırlarda kaldı tıpkı benzer STK'lar gibi…

Kalın sağlıcakla…