Rehbere mektup

21.02.2020 17:07

Doğrusu çok ürkütücü bir unvan. Dil Kurumu, “birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse” diye açıklıyor. Dilimize Farsçadan gelen bu sözcüğün anlamı “yol gösteren, kılavuz, irşat eden, aydınlatan”.

İşin aslına bakarsan da rehberlik sadece yol gösterme değil, aslında bir tanıtma, öğretme, sevdirme, heyecan duyurma eylemidir.  
Doğal, tarihsel ve kültürel zenginliğiyle dünyanın özeti gibi olan Anadolu’da rehber olmak ise bir ayrıcalıktır ama esasında büyük bir sorumluluk ve derin bir zorluktur da: hakkını vermek için çok çalışmak lazım. Anadolu’nun kendisi zaten doğada ve kültürde ve de tarihte rehberdir. Ancak dili olmayınca, yani siz olmayınca dilsiz ve sağırdır.

Dünya turizm örgütü raporunda turizmin geleceği sürdürülebilir turizme, onun da geleceği kültür turizmine bağlanmaktadır. Rehberlik mesleğinde belki de bu yolda bir reform yapmak, geleceğe hazırlıklı olmak da lazımdır.Geleceğin rehberliğine şimdiden projeksiyon yapıp hazırlanmak gerekir.
Rehberler için lisan, mecburi bir araçtır. Esas iş, o lisanla anlattıklarıdır. Dolayısıyla sadece dili değil kültürü de bilmesi gerekir. Hem turistin geldiği kültürü hem de rehberin gezdirdiği kültürü bilmeden doğru ve doyurucu sonuç alınamaz.

Her obje bir bilgi yükü taşır. Yani her objenin bir hikâyesi vardır. Bilgi de hikâyeyle satılır. Ama enteresan olsun diye olmadık hikayelerle değil, bilimin sunduğu gerçek öykülerle. Kaldı ki Anadolu kültürleri, uyduruk hikayelere de ihtiyaç duyurmayacak kadar zengindir.
Modern zamanlarda rehberlerin en güçlü rakibielektronik rehberlerdir. Tamam, makinalar eksiksiz bilgi içerebilir, rahatsızlık da vermez, ekonomik de olabilir. Ama bu rakip, insani duyguları ve sosyal ilişkileri kurma şansı olmadığından insan rehberlereher zaman yenilecektir. Onun sevimli gözlerine, sıcak sesine, akıllı kılavuzluğuna, anlık karar verme yeteneğine ve halden anlar haline her daim yenilecektir.

Düz anlatım, makinelerin de yapabileceği bir şeydir. Makineleri yenmenin yolu da interaktif diyaloglu rehberliğin tadından geçer. Elektronik rehber diyaloga giremez, dans edemez, arkadaşlarıyla şarap içemez, espri yapamaz, bir çiçeğin kokusunu tarif edemez, bir gezginin üzüntüsünü sevincini algılayıp paylaşamaz, karşılıklı gülemez: Bu insani üstünlüklerin yüceltilmesi korunması gerekir ki fark kalıcı olsun. Rehberliğin insani sıcaklıkla da donanması gerekir. İnsani handikaplar çok az da olsa bazı rehberlerde görülebilir. Meslek ahlakına, adabına ve niteliğine aykırı davrananları zamanın nitelik elekleri zaten eleyecektir.

Bence, akademide ya da askerlikte olduğu gibi rehberlerin de yıldızları olmalıdır. Sadece ülkesel ve bölgesel olarak değil, kendi içlerinde de sınıf farkı olmalıdır. Bu yıldızlar kokartlarda açıkça görülmelidir. Farkı göstermek rekabeti, rekabet de niteliği arttırır. Yıldız farkı fiyatlara da yansımalıdır.

Her tur sonunda rehber niteliğini/memnuniyetini sorgulayan formlar, puanlara yıllık yansıtılmak üzere rehberler odasında arşivlenirse kapsamlı bir rehber envanteri – sicili tutulabilir ve bu sicil de mesleki yükselişe yansıtılabilir. Bu arada, tur şirketleri de niteliği düşürücü uygulamalardan vazgeçmelidirler.
Bir de yılın rehberini seçerek başarıyı onurlandırmak lazımdır.

Size bunları yazmak istedim. Çünkü bir arkeolog olarak bizim ortaya çıkardıklarımızın temsilcisi, tanıtıcısı ve dili siz oluyorsunuz. Yani başarınızın takipçisiyiz. Ve size şükran borcumuz var.

Yorumlar

ONUR GÜVEN dedi ki;

2021-03-09 09:17:35

Değerli meslektaşımız Kemal Şendikici, sosyal medyada, Prof.Dr. Nevzat Çevik’in Rehber’e Mektup başlıklı yazısını paylaştı.İlk bakışta, mesleğimizi samimiyetle tasvir eden, rehberleri onurlandıran bir yazıymış izlenimi doğurmakla birlikte, yazının sonuna doğru karşılaştığımız paragrafın içerdiği düşünceyi kabul etmek, bu düşünceye tepki göstermemek mümkün değil. Sayın Nevzat Çevik rehberlere adeta sağ gösterip, sol vurmuş.Bu yazıyı okuma olanağı bulamamış olanlar için sözünü ettiğim paragrafı buraya alıyorum: “Bence, akademide ya da askerlikte olduğu gibi rehberlerin de yıldızları olmalıdır. Sadece ülkesel ve bölgesel olarak değil, kendi içlerinde de sınıf farkı olmalıdır. Yıldızlar kokartlarda açıkça görülmelidir. Farkı göstermek rekabeti, rekabet de niteliği artırır. Yıldız farkları fiyatlara da yansımalıdır. Her tur sonunda rehber niteliğini/memnuniyetini sorgulayan formlar, puanlara yıllık yansıtılmak üzere rehberler odasında arşivlenirse kapsamlı bir rehber envanteri sicili tutulabilir ve bu sicil de mesleki yükselişe yansır (…)”.Bu ifadeleri mesleğimiz için çok korkutucu, mesleğimizin geleceği için çok tehlikeli bulduğumu söylemek isterim.Her şeyden önce şunu vurgulamak zorundayız. Profesyonel Turist Rehberliği, bağımsız yasaya sahip bir meslektir. Meslek sahibi belirli aşamaları başarıyla geçerek, bu mesleği icra etmek için gerekli ruhsatnameye sahip olmuş kişidir. Artık bu kimsenin mesleki yetkinliği tanınmıştır, bunu sorgulamak kimsenin haddi değildir. Sayın Profesör’ün de belirttiği gibi, “sayıları çok az da olsa meslek ahlakına, adabına ve niteliğine aykırı davrananları zamanın nitelik elekleri zaten eleyecektir”.Mesleğimiz, doğası gereği herhangi bir hiyerarşik yapıya sahip olamaz. Teorik olarak, Rehberlik Meslek Ruhsatnamesi’ne sahip olan herkes mesleki anlamda birbirine eşittir. Rehberlikte, askerlikte olduğu gibi bir ast-üst ilişkisi, bir emir-komuta zinciri ; akademide olduğu gibi mesleki derecelendirme söz konusu değildir, olamaz. Zira rehber atanmış bir memur, bir bürokrat değildir. Her ne kadar faaliyet alanı hizmet sektörünün içinde tanımlansa da, bu sektörde istihdam edilmiş sıradan bir eleman da değildir. Rehberlik, kendine özgü bir karakteri olan, özellikli bir meslektir. Her rehber, zaman içinde kendi üslubunu yaratır. Kısacası, bir avukatın, bir hekimin, bir mimarın mesleki yeterliliğini dışarıdan biri nasıl sorgulayamazsa, bir rehberin mesleki yeterliliğini de aynı şekilde kimse sorgulayamaz.Mesleğimizin hizmet sektörünün içinde değerlendirilmesi (ki bu değerlendirme ne dereceye kadar doğrudur veya yanlıştır, bu tartışılır / tartışılmalıdır) icra ettiğimiz mesleği, örneğin bir house-keeper’ın, bir resepsiyonistin (vb.) yaptığı işle bir tutamaz. Çünkü icra ettiğimiz meslek, niteliği itibariyle bu işlerden ayrılır. Rehberlik sıradan bir iş değil, nitelik gerektiren bir meslektir. Kapitalist düzenin hizmet sektöründe çalışanlara bir baskı unsuru olarak dayattığı değerlendirme yöntemleri ve ölçütleri (puanlamalar, yıldızlamalar) rehberlik için geçerli olamaz. Gene kapitalist düzenin dayattığı yırtıcı rekabet anlayışı rehberliğin niteliğini yükseltmez, aksine düşürür. Rehberlik mesleğini yükseltecek olan bu tarz bir rekabet anlayışı değil, camiada yerleşmesi gereken dayanışma, birbirine destek olma ve paylaşma kültürüdür.Son söz olarak, “(…) bir arkeolog olarak bizim ortaya çıkardıklarımızın temsilcisi, tanıtıcısı ve dili siz oluyorsunuz. Yani başarınızın takipçisiyiz. Ve size şükran borcumuz var” diye yazan birisinin, kötü niyetli bir kişi olduğunu söyleyemeyiz. Fakat, Nevzat Bey’in, söz konusu paragraftaki sözleriyle talihsiz olarak maksadını aşmış olduğunu ifade etmek isterim.Bununla birlikte, kendisine, rehberlik ve rehberler üzerine etmiş olduğu övgü dolu, dostça, samimi sözleri için, kendi adıma teşekkür ederim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Yorum Yap

    Yazarın Diğer Yazıları