Özel hayatın gizliliği

08.01.2021 15:03

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinlemek veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydetmek, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi, [özel hayatının gizliliğinin ihlali] olarak tüm müeyyidesiyle kanunda yer almıştır.

Geçtiğimiz günlerde yazılı ve görsel medyaya haber olmuş bir fiilde; aldatıldığından şüphelenen kadının takip sonucu kocasının kendisini aldatmasına yönelik elde ettiği görüntüleri mahkemeye sunması sonucu Aile Mahkemesi, davalı erkeğin sadakatsiz davrandığına karar vermiş ancak bu kararın, Yargıtay … dairesi tarafından farklı bir değerlendirme sonucu, delilin “Özel hayatın gizliliğinin” ihlal edilerek elde edildiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.

Üstelik bu konuda delil sunan kadın hakkında da dava açıldığı belirtilmiştir.

Açık söylemek gerekirse haber yalanlanmadığına göre, Aile Mahkemesinin aldığı karar doğru üst yargı merciin kararı ise yanlıştır.

Şöyle ki;

Aile müessesi, kişinin kendisinden üstündür. Böyle olunca, eşleri birbiri ile illiyet bağı olmayan farklı kişiler olarak değerlendirmek mümkün olmaz. Aileyi bir bütün olarak ele almak gerekir.

Özel hayat [aile dışında] kişinin, evlilik müessesesinin sorumlulukları dışında kalan kişisel davranışlarıdır.

Eşler, evlilik süreci içinde ve bununla sınırlı olmak kaydıyla birbirlerine söz vererek imza atarlar.

Evlilik, aksi gerçekleşip hukuken ayrılma gerçekleşinceye kadar sen ve ben değil bütün bir aile müessesesidir.

O halde, aile müessesenin gereklerine aykırı davranış ve fiiller, illiyet bağı olmayan farklı üçüncü kişilerle paylaşılmadığı müddetçe, özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilemez.

Aile birliği içinde elde edilmiş olan delillerin, sonuç almak amacıyla yargılama kapsamında yargı merciine sunulması üçüncü kişilerle paylaşma anlamı taşımaz.

Dolayısıyla; eşlerden birisinin aile birliğinin kurallarına aykırı davranış sergilemesi halinde diğerinin, aile birliğine aykırı fiilin delillerini elde etme yöntemi ve delili elde ettiği yerlerin aile mekânları dışında olmasının hiçbir önemi ve farklılığı yoktur, özel hayatın gizliliğinin ihlali olarak değerlendirilemez.

Elde edilen delillerin elde edilmesinin ve yargı merciine sunulmasının [üçüncü kişiler ile paylaşma dışında] özel hayatın gizliliğinin ihlali ile bir ilgisi olmayıp yargı mercii, üçüncü kişi olarak değerlendirilemeyeceğinden, yargı merciine sunulması da özel hayatın gizliliğinin ihlali kapsamında değildir.

Aksine karar hangi merciin olursa olsun delil sunmayı imkânsız kılacağında hukuki ve vicdani bir karar değildir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları