Ortadoğu'da Neler Oluyor (Irak)?

27.10.2014 09:28

17 Ekim Cuma günü Antalya’da Toplumsal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi (TEAMDER) tarafından çok önemli bir konferans gerçekleştirildi. Konferansın konusu, “Ortadoğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” idi. Konferansa yoğun bir katılım ve ilgi vardı. Katılamayanların çok şey kaçırdıklarını düşünüyorum. Konuk, dış politika ve Ortadoğu uzmanı olunca anlatımlar, sorular, cevaplar tam bir bilgi şölenine dönüştü. Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin, özellikle Irak ve Suriye’de olup bitenlere ve Türkiye’ye yansımalarına değindi.

Doç. Dr. Mehmet Şahin’in görüşlerini özetleyerek okurlarıma sunmak istiyorum.

2004’de ABD’nin Irak’ı işgalinden bu yana bölgede istikrar bir türlü sağlanamamış ülke büyük bir hızla belirsiz bir geleceğe doğru sürüklenmektedir.

Adını Suriye’deki faaliyetleriyle duyduğumuz Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD)’nin Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u ele geçirmesi ve sonrasında da Sünni ağırlıklı bölgelerde kontrolü sağlar hale gelmesi, tüm dikkatleri bu örgüt üzerine çekmiştir. Artık herkes birbirine “IŞİD Nasıl Bir Örgüt?” diye sormaya başlamıştır.

Başlangıçta El-Kaide’nin Irak kolu olarak faaliyet gösteren örgüt, daha sonra adını Irak İslam devleti olarak değiştirmiştir. Örgütün başına Ebu Ömer el Bağdadi gibi yerli (Iraklı) bir başkanın seçilmesi Irak’taki Sünni gruplar arasında taban bulmasını kolaylaştırmıştır.

Ebu Ömer el Bağdadi ABD güçleri tarafından öldürülünce örgütün başına bu defa Ebu Bekir el Bağdadi geçmiş, 2013 yılında örgüt faaliyetlerini Irak dışına, Suriye’ye taşıyarak adını Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak değiştirmiştir.

Stratejisini Saddam’ın eski askerlerinin belirlediği ve eğitimini sağladığı örgüt, Haziran 2014’ün başında beklenmedik bir şekilde Irak’a girerek bölgesel düzeni(!) darmadağın etmiştir.

Suriye İnsan Hakları Gözleme örgütünün raporuna göre, Ağustos 2014´te grubun Suriye´deki savaşçı sayısının 50.000, Irak´ta ise 30.000 olduğu bildirilmiştir. Türk istihbarat birimlerinin son değerlendirme raporlarına göre, şu an IŞİD´in içinde 600-700 civarında Türk vatandaşının olduğu tahmin edilmektedir.

2010 Mart seçimlerinden bu yana Nuri el Maliki’nin Sünni Araplara karşı uyguladığı dışlayıcı/suçlayıcı/baskıcı politikalar, Irak’ın Sünni ağırlıklı olan yerlerde yoğun katılımlı karşıt gösterilerin şiddetle bastırılması ve ayrım yapılmadan göstericilerin terörist ilan edilmesi gibi nedenler IŞİD’in güçlenmesi ve yerel halktan destek görmesi sonucunu doğurmuştur.

Bugün Irak’ta IŞİD’le birlikte Maliki/Merkezi Irak güçlerine karşı mücadele eden farklı Sünni direniş grupları da vardır. Ancak Suriye’deki savaş deneyimi nedeniyle IŞİD ön plana çıkmıştır.Irak’ta yönetimin en güçlü unsuru olan Şiilerin ise IŞİD operasyonları sonrası en azından bugün itibariyle ciddi güç kaybına uğradıkları, Kürtlerin ve Sünnilerin ağırlıklı olduğu bölgelerde neredeyse otoritesini tamamen kaybettikleri rahatlıkla söylenebilir.

Son gelişmelerden en karlı çıkanın Bölgesel Kürt Yönetimi olduğu anlaşılmaktadır. Erbil yönetimi, IŞİD’in neden olduğu kargaşadan faydalanarak Kerkük gibi tartışmalı bölgeleri kontrolü altına almıştır.

Irak’taki son durumdan en zararlı çıkanların ise, Türkmenler olduğu görülmektedir. Hem coğrafi dağılmışlık, hem de mezhebi farklılık Türkmenlerin birlik kuramamalarına neden olmaktadır.

Artık Irak ve Suriye’de siyaset silahla yapılmaktadır. Bu durum her geçen gün Irak’ın bütünlüğü yok etmekte, Şiiler, Sünniler, Kürtler, Türkmenler gibi Irak halkını oluşturan grupların ortak bir gelecek düşüncesinden uzaklaştıkları görülmektedir. Şu anda kendi isteklerinden çok bölgesel ve küresel güçlerin dayatması sonucu bir arada yaşamaya devam etmektedirler.

IŞİD sadece Irak’ta değil Suriye’de de faaliyetlerini yoğun olarak sürdürmektedir. Kuruluşundan beri sahip olduğu ideolojiyi (sözde İslami söylemler) göz önünde bulundurduğumuzda Suriye’de Esad rejimine karşı muhalif güçlerle birlikte savaşması gerekirken, örgüt burada muhalif güçlerle çatışmaya girerek Esad’ın elini güçlendirmiştir. Muhalif gruplar bir taraftan Esad güçleriyle savaşırken diğer taraftan IŞİD’e karşı mücadele içine girerek iki ateş arasında kalmışlardır.

Suriye’de Esad, rejimine karşı mücadele veren muhalifleri zor durumda bırakması, rejime hizmet eden bir görüntü sergilemesi, IŞİD hakkında şüphelerin oluşmasına neden olmuştur.

Şahin hocaya göre, “Türkiye, her ne kadar savaşın dışında olduğuna gösterse de aslında savaştan en çok etkilenen ülke durumundadır. Çünkü Ortadoğu’daki savaşlardan dolayı hem Irak’tan, hem de Suriye’den Türkiye’ye gelen 2 milyona yakın mülteci var. Bu mültecilerin bütün yükü Türkiye’nin üzerindedir. Yani bu tür gelişmelere baktığımız zaman, aslında Türkiye’nin savaşın tam ortasında olduğunu görebiliriz.”

Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşa sokulması, savaşın bütün maliyetinin Türkiye’ye ödettirilmesi demektir. Türkiye bu oyuna gelmemelidir.

Gelecek yazımda,

Suriye’de “Ayn El Arap’ta (Kobani) neler oluyor,

IŞİD Kobani’ye neden saldırdı,

PKK için Kobani’nin önemi nedir,

PKK ve yandaşları Kobani’yi bahane ederek ülkemizi neden karıştırmak istiyor?”

Sorularına cevap arayacağız…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları