Ortadoğu'da kartlar yeniden karılıyor

24.12.2018 12:03

Ortadoğu'da yeni bir oyun kurulmakta yaşanan gelişmelere bakıldığında görünen o...

Sanrım, sade vatandaş olarak bizlerin yaşamakta olduğumuz gelişmelerin rüya olmadığını yada yepyeni bir emperyalist tuzak mı olduğunu anlamak biraz zamanımızı alacak. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti başkanı  Erdoğan ile  telefon görüşmesi ardından yaptığı ani bir hamle ile en önemli bakanlarını, komutanlarını harcama pahasına kendi başına karar almış ve ordularını çekmeye başlayan ABD Başkanı Trump, diğer tarafta tam  ikna olmamakla beraber ABD ordularının çekilmesine destek mesajı veren Putin ve diğer bir taraftan da bir anda yükselen İran Türkiye ilişkileri.           

Şu anda sahnelenen senaryoyu ve yeniden karılmaya başlanan kartları, iyi hem de çok iyi okuma zamanı.

Ortadoğuda temsilcilikleri bulunan ve yaklaşık üç yıldır gelişmeleri bizzat o bölge insanlarının içinde yaşayan bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak rahatlıkla söyleye bilirim ki bölge insanı kesinlikle huzur istiyor. Yıllarca kimlere ait olduğu belli kirli eller tarafından sürekli savaş yaşamaya zorlanan bölge halkı bu  isteğine ilk önce size “Demokrasi ve huzur getiriyorum” diyen ABD ‘nin ve Avrupa’nın cevap vereceğine inanarak ciddi beklentilere girdi ve kapılarını açtı yada açmak zorunda bırakıldı.

Demokrasi getiriyoruz kandırmacası ile geldiğimiz noktada ki fotoğrafa bakın, yaklaşık 17 yıldır bizzat kapısının dibinde silahlı çatışmalar yaşanan derneğimiz temsilcisi Sayın Şerifullah Sharifi’nin yaşadığı işgal altındaki Afganistan, İran’da yaşanan ambargo dolayısı ile sadece bu ülkeye değil İran ile ticaret yapan onlarca ülkeye yaşatılmakta olunan ekonomik kaos ortamı, seçilmiş cumhurbaşkanı onlarca yıldır hapiste yatan Mısır, Milyonlarca insanı yerinden yurdundan edilen, işkenceye uğrayan gençler, erkekler, tecavüz mağduru kadınlar, kızlar ve sadece zamansız ölümden   kaçmaya çalışarak sulara gömülen binlerce AYLAN BEBEK’lerı olan Suriye, refah ve zenginlik ülkesi Katar’da son iki yıldır yaşanan kargaşa, yabancı topraklarda bulunan konsolosluğunun içinde kendi vatandaşı gazeteciyi hunharca öldürülüp cesedi parçalara ayrılarak yok edilen vahşete göz yuman  hatta bizzat içinde yer alan Suudi Arabistan...

Destek nereden geliyor halen gözlerimiz önünde? Suçluların peşini bırakmayacağını haykıran ,Veliaht’a birçok dünya lideri  sahip çıkarken gerçekten karşısında duran ve ciddi tepkisini her ortamda sergileyen yalnız kurt misali Türkiye.

Filistin’de yıllardır süren zulüm zaten başlı başına bölgenin en büyük yarası. Ve daha niceleri...

Yani dostlar, Ümmet-i Muhammed’e karşı haçlı ordusu.

Nedenlerinin başında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Allah'ın lütfu, milyarlarca varil petrol ve maden yatakları bulununan, sınırsız su kaynaklarına sahip coğrafyamızı işgal etmek. Bu sınırsız kaynaklara sahip olmanın yanı sıra islamiyeti sona erdirmek de görünen en bariz nedenler arasındadır.

Bugün geldiğmiz noktada Türkiye bu toprakların gerçek sahibi olması ve onlarca yüzlerce yıldır her türden iç ve dış entrikaya, hainliğe karşı edindiği tecrübesi ile bölge halkının gerçekten en büyük güvencesidir. Tabiri caiz ise bölgenin ağabeyi kimliğini taşımakta bunuda tüm dünya liderlerine eninde sonunda kabul ettirmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak , Antalya’mızın onuru Dışişleri bakanımız Sayın Mevlut Çavuşoğlu ve ekip arkadaşları ile gece gündüz demeden çalışarak dış ve iç oyunları bertaraf etmenin çabası içinde bulunmaktadırlar. Bunu da taraflı tarafsız herkes yakınen izlemekte.

Zaman, ön  planda olan  bu yetkilileri zayıflatmaya çaba sarf etme değil, varsa yapılan hatalar bunları en doğru ve yansız şekilde ortaya koyup alternatif önerileri sunarak ülkemizin üzerinde kurulmaya çalışılan oyunlar neticesinde bir felakete sürüklenmesini önlemektir. Zaman bir olma birlikte hareket etme zamanıdır. Ortadoğu'da yeniden karılan kartlarda elimizin mümkün olduğu kadar güçlenmesine destek olmaktır.                            

Tüm taraflar olarak bu oyunlara alet olmaya devam edilirse korkarım ortada ne kutlayacak '30 Ağustos'larımız, ne '23 Nisan'larımız, ne de Avrupa’da yaşayan milyonlarca insanımızın özlemini duyduğu semaları çınlatan ezan seslerimiz kalacak. Şimdi kapışma değil kavuşma zamanı. Kollarımızı birbirimize öyle sıkı sıkıya sarmalamalıyız ki hiçbir entrika bizi parçalayamamalı.                    

Biz birlikte çok güzel bir ülkeyiz, Osmanlı’dan beri tüm renkleri içine katarak büyüyen ve günümüze kadar gelerek tüm dünyaya örnek olmuş ,Atatürk ve silah arkadaşlarının bölge coğrafyasına armağanı olan bu ülkede yaşadığımız için çok şanslıyız.

Şehitlerimizin kan hakları millet olarak doğmamış çocuklarımızn dahi üzerinde olduğu halde nefsi amellere alet olmamak gerek. Zira, şehitlerimizden ellerini öperek helallik isteme şansımız artık bulunmamakta. Yapacak olduğumuz helallik adına topraklarımıza sahip çıkmak ötesi yok…

Aksi halde,

Mahşer yerine salih amellerle vardığı halde,işlediği kul haklarına karşılık hepsini kaybeden,hadis-i şerifte, “asıl müflis”olarak tarif edilen perişan kimselerden oluruz.

Onlar ki verir laf  ile dünyaya nizamat

Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz                                                                                              

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

İnsana sadakat yaralşır görse de ikrah                                                                  

Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah!

Ziya Paşa

Kalın sağlıcakla…
 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları