Modayı Tercihlerimizle Yönetelim

Modadaki değişim  ve ilerleme olgusu; onun hem sosyal, kültürel ve ekonomik olmak üzere birtakım değerlerle iç içe olmasını zorunlu kılmakta, hem de geçici özelliği sebebiyle yeni stratejilerin tespitini gerektirmektedir.  Yani sürekli kendini yenileyerek, her adımında farklılığı yaratarak tasarımlar yapılmalıdır. Moda tasarımcılarına düşen görev, modanın bugününü ve geleceğini vizyonel bir bakış açısıyla değerlendirerek gelişim ve değişim süreçlerini tasarım süzgeçinden geçirerek hep yeniliğini ve stilini canlı tutmalıdır. Her ne kadar moda denildiğinde daha çok kadın akla gelse de günümüzde modanın sınırları cinsiyet kalıplarının ötesine taşınmıştır. Çünkü moda insanları yalnızca birer görüntü simgesi olarak kuşatmamaktadır.

Moda, geniş bir perspektiften bakıldığında, yalnızca giyim ile ilgili olan bir olgu değil, aynı zamanda kişinin kültürel gelenek ve birikimlerini, mevcut fikir ve ideallerinin sosyal dışa vurumu olarak algılanmalıdır.  Çünkü Kıyafetlerimizle çevremize verdiğimiz mesajlar, ilk izlenim olarak kişiliğimizi analiz etmemizi sağlayan en hızlı gözlem yoludur. Giydiklerimiz yalnızca başkalarını, bizimle ilgili yargıları etkilemekle kalmıyor. Seçilen kıyafetlerin bizzat giyenin üzerindeki etkisi de büyük rol oynuyor. Çünkü giydiklerimiz en çok bizi etkiliyor;  O an giydiğimiz bir renk enerji modumuzu yükseltebildikleri gibi düşürebilme özelliğinede sahiptir çoğu zaman..

Kişiliğimizle uyum içinde olan tasarım ve renkler moralinizi yükseltir.  Bir elbiseyi giydiğinizde gülümsüyorsanız, içinize siniyorsa kendinizi mutlu hissedersiniz. O yüzden alışveriş yaparken psikolojimizle paralel düşünüp, vücudumuzu iyi tanıyıp ona göre giyinip, renk tercihlerimizide bize iyi gelen kararlarla tercihimizi yapalım. Elbise bir kadının vücudunun hatlarını takip etmeli, vücut elbisenin hatlarını değil....