Milli birlik ruhu ve 2017 Antalya'sı…

09.09.2016 08:16

Her dibe vuruşun elbette bir çıkış yolu olacaktır.

Her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı vardır. Türkiye olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz.

Hep böyle olmayacak elbette. Çalıştıkça, inandıkça bir birimize kenetlendikçe karanlık günler yerini aydınlık günlere bırakacak, bırakmalı da...

2016 yılı ülkemiz açısından olduğu kadar Antalya’nın da zor yıllarından biriydi. Rusya ile yaşadığımız sorunlar, ülkemizin hain terör örgütleriyle verdiği mücadele en çok Antalya´yı etkiledi diyebiliriz.

Neyse ki Rusya kriz daha fazla uzamadı ve ilişkilerimizin normalleşmesinden buyana turizm ve tarım sektörü rahat bir nefes aldı.

En önemlisi Rus turistleri taşıyan charter seferleri yasağı kalktı. İlk sefer gerçekleşti. Turizmciler kadar Antalya’yı ikinci vatanları olarak gören Ruslar da mutlu oldu.

Sadece Turizm değil, tarım sektörü de rahat nefes aldı. Artık kısa bir zaman sonra Rus pazarına tarım ürünlerini de göndermeye başlıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Global Connection firmasının organize ettiği, 60 civarında Rus gazeteciyle gerçekleşen Türkiye-Rusya Medya formuna katıldık. Çok yakın zamanda Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak Rusya Gazeteciler Birliği ile Antalya’da daha büyük bir medya buluşması gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Kısa zamanda Rusya ile ilişkilerimizin eskisinden çok daha bir seviyeye geleceği kanaatini taşıyorum.
Ancak Antalya’nın iş yaptığı misafir kabul ettiği tek ülke Rusya değil. Yani Ruslar ile aramızı düzeltmemiz Antalya’nın tüm sorunlarını çözmüyor. Antalya’nın ikinci büyük pazarı Avrupa’dır. Türkiye olarak yaşadığımız terör olayları nedeniyle bu sezon Avrupalı turist sayısı da azaldı, birçok tesis açılmadı. Antalya olarak Avrupa pazarında da etkili çalışmalar yapmamız lazım.

27 Eylül 4 Ekim tarihlerinde 20 Alman meslektaşımızı Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak Antalya’da misafir edeceğiz. Bavyeralı gazetecilere bölgeyi gezdireceğiz, mesleki çalışmalar yapacağız. Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun bir toplantıda söylediği gibi dünyanın en güvenli şehirlerinden biri olduğunu yerinde göstereceğiz. Yine geçtiğimiz ay bu sezon can simidimiz olan Ukrayna’nın başkenti Kiev’e giderek burada ülkenin önde gelen TV ve Gazetelerin yönetici ve muhabirleriyle bir araya gelerek Antalya’yı ve ülkemizde yaşadığımız hain darbe girişimini konuştuk. Bu ve benzer çalışmaları sürdürmemiz lazım. Antalyalı Gazeteciler ve Cemiyet olarak biz kentimize ve ülkemize olan sorumluluğumuzun farkındayız, üzerimize ne ödev düşüyorsa da yapmaya hazırız yapıyoruz da.

Avrupalı turistler Ruslar gibi değildir, liderlerinin Türkiye’ye olan siyasi kaprislerine, yaptırımlarına hiç bakamaz, baskıdan da hoşlaşmaz. Avrupalı her zaman güvenli bir ülkede tatil yapmak ister. Avrupa pazarındaki başarımız en başta güvenli ülke olmaktan geçiyor.

Türkiye yakın zamanda haince planlanan darbe ve işgal girişimi yaşadı. Millet bu hainliğe geçit vermedi. Türk milleti demokrasi dedi, milli irade dedi vatanına devletine sahip çıktı. Bu bile başlı başına Avrupalılara pazarlanacak örnek bir kahramanlık hikâyesidir.

Ülkemiz başta PKK olmak üzere birçok terör örgütü ile mücadele ediyor. Çok şükür şu ana kadar Antalya´da üzücü bir olay yaşanmadı.Antalya’nın güvenli bir şehir olduğunu başta Avrupalı dostlarımız olmak üzere tüm dünyaya anlatmalıyız. STK ve kanaat önderlerine, Avrupa’da yaşayan sevilen gönüllü gurbetçi ve Türk dostlarına ihtiyacımız var. Devletin yurt dışında doğrudan verdiği reklamların çok fazla etkisi yok. STK’lar ve gönüllü elçilerin yapacağı birebir loby faaliyetlerinin çalışmaların daha etkili olduğu kanaatini taşıyorum. Biz bunu yapıyoruz ve verim alıyoruz. Etkili tanıtım için bizlere omuz verilmesi manevi destek olunması yeterlidir.

Herkes iyi biliyor ki artık terör olayları küresel bir sorundur. Antalya’nın bir terör olayına maruz kalmayacağı nasıl garanti edilemiyorsa Paris’te, Moskova’da, Madrid’de, Berlin’de, Roma’da veya Atina’da terörün olmayacağı garantisi yoktur artık. Dünyanın en korunan kentleri de artık terör tehdidi altındadır. Bunları da dünyaya iyi anlatmamız lazım. Terör bir dünya sorunudur. Çözümü de destek verenlerin desteğini çekmesi, kayıtsız şartsız herkesin mücadele etmesindedir.

Türkiye hem içeride hem sınır ötesinde büyük bir kararlılıkla terörle mücadele etmektedir. Elbete Suriye sınırımızı temizlerken Irak sınırını unutmamak, FETÖ ve DAEŞ ile verilen mücadele PKK içinde hatta Kandil dahil bunların inlerine inip, dağlarına çıkıp başlarına yıkmak lazım. Terörle mücadele kararlılığımız yakın gelecekte meyvelerini verecektir. Türkiye ile kimse başa çıkamaz. Türkiye bir muz cumhuriyeti de değildir, büyük bir millet, güçlü bir devlettir.

Ülke olarak bize düşen birlik olmaktır. Yeni Kapı milli birlik ruhunun yaşamasıdır. Eski günlere geri dönmememiz lazım. İç ve dış tehditleri ancak bu ruhla yenebiliriz.
15 Temmuz gecesi ortaya koyduğumuz demokrasiye ve ülkeye sahiplenme duygusu ve o gece milletin yaktığı kahramanlık meşalesinin asla sönmemesi, ülkemizi aydınlatmaya devam etmesi lazım. Bunu başardığımız sürece Türkiye’nin bileğini hiç kimse bükemez.

Aydınlık yarınlarda buluşmak üzere

Esen kalın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları