Medarı iftiharımız Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar -7-

12.02.2021 13:21

Değerli Dostlar !

Cumanız mübarek olsun.

Türk milletinin yüz akı, Aziz Sancar Hocamız;

“Çok Çalışmanın sonucunda Nobel yada başka bir ödülün kendiliğinden geleceğini” söyledi

Nitekim;

•BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

Uluslararası Türk Akademisi’nce Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’a Türk Dünyası Temsilcilerinin ortak akılla kararlaştırdıkları paha biçilmez , nadide büyük bir Ödül’e dokunmak istiyoruz.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

Uluslararası Türk Akademisi, Prof. Dr. Aziz Sancar ve Prof. Dr. Kemal Karpat'a bilime yaptıkları katkı dolayısıyla ödül verdi.

Uluslararası Türk Akademisince, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan BM temsilciliklerinin desteğiyle BM Ekonomik ve Sosyal Konsey salonunda "Gündem 2030: İpek Yolunda Sinerjiler Sempozyumu" 28 Mart 2016 günü düzenlendi.

Toplantıda bilim dünyasına yaptıkları katkı dolayısıyla Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar ve Prof. Dr. Kemal Karpat'a ödül verildi.

Sancar: Hem Türk dünyasının hem de insanlığın bilime odaklanma sorumluluğu var

Ödülün ardından konuşan Prof. Dr. Sancar, sadece Türkiye'den değil tüm Türk dünyasından bilim alanında Nobel ödülü alan ilk kişi olmaktan onur duyduğunu söyledi.

Türk dünyasının tarih boyunca bilime çok önemli katkılar yaptığını vurgulayan Sancar, "Son 2-3 yüzyıldır Türk dünyası bilimin gelişmesinde önemli rol oynayamadı. Hem Türk dünyasının hem de tüm insanlığın, ilerleme için eğitim, bilim ve matematiğe odaklanma sorumluluğu var" dedi.

Sancar, aldığı ödül nedeniyle onur duyduğunu belirterek, Türk dünyasında bilimin özendirilmesi için elinden geleni yapacağını ifade etti.

Prof. Dr. Kemal Karpat da törende yaptığı konuşmada, Türk ve İslam dünyasından bilim insanlarının, bugün Batı dünyasının ulaştığı bilim seviyesine büyük katkılar verdiğini kaydederek, Türk ve İslam dünyasının, gelişmesinde büyük katkı sunduğu bilim ve teknolojiyi sahiplenmesi gerektiğini" söyledi.

Aziz Milletimizin fedakar Bilim insanlarına ve geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize rol model olacak Muhteşem büyüğümüz Aziz Sancar Hocamızın Nobel ödülü takdim edilmesine ilişkin,10 Aralık 2015 günlü tarihi an ile ilgili olarak,

Yazar Gazeteci Ertuğrul Özkök İsveç Stokholm’de yazdığı makalesin de özetle ;

“Gururdan ağladığım an (Hürriyet 11 Aralık 2015)

İki günden beri, her an boğazıma takılan o duygu bir anda boşalıyor.

Aziz Sancar Hoca’ya Nobel ödülü veriliyor. Törende Mozart'ın Türk Marşı çalınıyor.

O an, başarıya giden güzergâh geçiyor gözümün önünden.

Türkiye’nin güneydoğusunda doğmuş bir Türk, 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü alıyor.

Karşımdaki insan, Cumhuriyet’in imkânları ile okumuş, devletinin kendisine sağladığı imkânları hep minnetle anmış bir bilim insanı.

Bir gün önce Türkiye Cumhuriyeti’nin Stockholm Büyükelçiliği’nden, Ankara’daki yöneticilere ricasını iletmiş.

“Lütfen kızlarımıza çok iyi eğitim verin...”

Ülkesini hiç unutmayan ama bütün insanlık için çalışan bir bilim insanı...

Boğazıma takılan duygu işte o an boşalıyor ve ağlamaya başlıyorum.

“Allah’ım” diyorum, “Ne mutlu bana ki ülkem için böylesine büyük bir anda buradayım ve sevinçten ağlıyorum, gururdan gözyaşı döküyorum...”

Ne mutlu ki, ülkem, göçmen anneme ve babama vatan olan bu ülke, bir Anadolu çocuğunun bilim alanındaki başarısını alkışlıyor.

Dünyanın her tarafından gelmiş davetliler de bu alkışa katılıyor.

- AZİZ SANCAR KİMYA NOBELİ’Nİ NEYLE KAZANDI

TomasLindahl (İsveç), Paul Modrich (ABD) ve Aziz Sancar, Nobel’i şu çalışmaları ile aldılar.

- Yüz binlerce yıl boyunca, genetik bilgi, hücreden hücreye, nesilden nesle aktarılır.

- Bu aktarım sırasında DNA’lar her gün çeşitli etkenlerin saldırısına uğrar.

- Üç bilim insanı, DNA’ların bu saldırılara karşı kendini nasıl onardığını ve genetik bilgileri sağ salim aktardığını açıkladılar.

- Prof. Sancar, ultraviyole ışınlarının hücreler üzerindeki olumsuz etkisini araştırdı. Onarım sistemleri arızalı doğan kişiler, ultraviyole ışınlarına maruz kaldığında, cilt kanseri oluyor.

- Sancar önce onarım mekanizmasının nasıl çalıştığını keşfetti, sonra onu onaran proteinleri buldu.

AZİZ SANCAR GİBİ BÜYÜK DEĞERİMİZİN ,ÖRNEK ALINMASI GEREKEN ÖZELLİKLERİ

-Anadolu’dan çıkmış, Anadolu’yu hiç unutmamış, Cumhuriyet okutmuş, Cumhuriyet’e şükranını hep ifade etmiş.

- Yaptığı işi ve hayatını hiç siyasallaştırmamış.

-Bilimsel gayretini, insanlığın en büyük kâbusunun çözümü için harcamış ve çok önemli buluşlara imza atmış.

- Ülkesinde kızların eğitimine çok büyük önem vermiş, bunu her fırsatta ifade etmiş.

- Mütevazı ve ‘hep toprağa değerek yaşayan bir insan’.

AZİZ SANCAR’IN 14 DAVETLİSİ KİMLERDİ:

Her Nobel sahibinin, törene 14 kişiyi davet etme hakkı var. Sancar’ın davetlileri şu kişilerdi.

- Üç Gazeteci: Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet’ten Orhan Bursalı, onun uzun yıllardan beri dostu. Onun gazeteci eşi Özlem Yüzak.

- Ailesinden 5 Kişi: Yeğeni Metin Sancar ve eşi Aysun Sancar, çocukları Aziz ve Kaan Sancar, yeğeni Filiz Sancar.

- Bir Meslektaş: Zeynep Tümer, Danimarka’da çalışan ünlü genetik uzmanı.

- Amerika’dan 3 Kişi: Laboratuvarda birlikte çalıştığı arkadaşı, çalıştığı bölümün başkanı ve eşi.

- Büyükelçi ve Eşi: Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Kaya Türkmen ve eşi Nurdan Türkmen”

Demektedir.

Değerli Dostlar!

Nobel Ödüllü Bilim İnsanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ı ,Büyük Değerimizi anlatan

Eserlerden:

1-“Aziz Sancar Hayatı ve Bilimi “

Aziz Sancar’ın kendi kaleminden hayatı ve bilimi adlı kitabın önsözünde, Prof. Dr Mehmet Öztürk diyor ki;

“Bu kitapta Aziz Sancar’ın İngilizce olarak kaleme aldığı hayatı hikayesinin Türkçe çevirisini ve Nobel dersinin metnini bulacaksınız.

Böylece Mardinli Aziz Sancar’ın dilinden Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın kim olduğunu ailesini, çocukluk ve gençlik anılarını, bilimsel başarılarını onu bu başarılara götüren çalışma ilkelerini, bir insan hayatına nasıl sığdığını, anlamakta güçlük çekeceğiniz keşiflerini öğrenmiş olacaksınız.

7 Ekim 2015’te Aziz Sancar’ın Nobel kimya ödülü aldığı haberi geldi.

Geçtiğimiz aylarda Aziz Sancar’ın bana Nobel Vakfı için hazırlamış olduğu öz yaşam öyküsünü ve Nobel Dergisini gönderdi Türkçeye çevirmem için. İngilizceyi 25 yaşından sonra üstelik örgün eğitim almamış olmama aldırmadan bu teklifin üzerine atladım. Elinizdeki bu kitap böyle bir heyecanın ürünüdür.
Aziz Sancar, Stockholm Üniversitesindeki Nobel Dersine lacivert takım elbise ve beyaz gömlekle geldi. Lacivert kravatının deseni estetik harikası olan bir Osmanlı Tuğrasıydı.

Yakasında ise Türk Bayrağı rozeti vardı.

Nobel rozetinden daha gösterişli bir Türk Bayrağı.

Nobel Ödül Töreni için sınırlı sayıda kişi davet edebiliyordu. Eşi Gwen, Manevi kızı Rose ve çalıştığı bölümün Başkanı dışında bütün davetliler Türk’tü.
Üçü gazeteci, gerisi aile yakınları...

Nobel Dersi’ne, araştırma yapmak için ABD ‘ye gitmesi için onu cesaretlendiren Hocası Muzaffer Aksoy’a teşekkürle başladı.

Araştırmalarına mali destek veren NIH-ABD Ulusal Sağlık Enstitüsüne teşekkür ederek son verdi.

Hayatının büyük bir kısmını ABD’de geçirmiş, bir Amerikan Kurumunun sağladığı mali kaynakla Nobel’e yürümüş Türk bilimcinin portresiydi bu.

Hayatını fen bilimlerinin somut konularını aydınlatmak, kanıtlanabilir gerçeği ve doğruyu bulmak için geçirmiş bir insan.

Nobel ödülünü de DNA üzerine çıkardığı somut veriler sayesinde alabilmiş bir bilim insanı, işte bu insan kariyerinin en üst noktasına Nobel oturumuna bazı sembollerle çıkıyor.

Sadece yaptıkları ve söyledikleri ile değil, giyim kuşamı ile ve bir Doğu -Batı sentezi olduğunu vurgulamak ihtiyacı hissediyor.

Yıllarca uzağında yaşadığı ama hep kalbinde taşıdığı Ülkesinin ortak değerlerini (Türk Kültürünün simgesi olan Osmanlı Tuğrası, Türkiye’nin simgesi olarak Bayrağımız) bilimin zirvesine taşıyor.

Everest Dağı’nın doruğuna çıkan bir dağcının edası ve gururuyla.

Aziz Sancar bütün bunları neden yapıyor?” sorusu gelebilir akla.

Evrensel değerler üzerinde ilerleyen bir bilim insanı neden yerel değerlere sahip çıkma gereği duymaktadır?

Bunun en doğru yanıtını ancak Aziz Sancar verebilir.

Aziz Sancar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine sunduğu eğitim imkânlarının bilimsel başarısında en önemli etken olduğunu hep söyleye gelmiştir.

Aziz Sancar’ın hayat hikâyesini Türkçeye çevirirken yukardaki saptamalarımın hemen yerini bulduğuna inancım güçlendi. Ancak yetersiz kaldığımı da hissettim.

Aziz Sancar’ın bugünkü duruşunun temelinde derin bir hüzünde saklıdır.

Bu hüznün kaynağında asırlarca bir dünya imparatoru olan Osmanlı İmparatorluğunu bölüp kendi aralarında paylaşmaya çalışan bu hırsı bilimsel kitaplara kadar yansıtan ama aynı zamanda Nazi zulmünde kaçarak Ülkemize sığınan Türk Üniversitelerinde bilimin gelişmesine inanılmaz katkılar sağlayan Avrupalı vardır.

Bu hüzün, aynı zamanda Osmanlı’nın son dönemde yitip giden toprak parçaları heder olan hayatlar etnik ve dinsel bağnazlıklardan beslenen kötülüklerin yanı sıra Aziz Sancar’ın Nobel’e tırmanan yollarda geçirdiği türlü sıkıntıları hayatının her döneminde ispat etmek zorunda kaldığı verimliliği, sürekli savunmak zorunda kaldığı Türklük onurunu da kapsayan bir hüzündür.

Aziz Sancar’ın Nobel ödülü alması Ülkemizde beklenmedik bir sevinç ve övünçle karşılandı. Kuşkusuz bunda Aziz Sancar’ın bu ödülü alırken kendisini Türkiye ile özdeşleştirmesinin büyük payı vardır.

Türk Milleti ise Aziz Sancar’ına sahip çıkarken Türkiye Cumhuriyeti’nin akılcı temellerine ‘En Hakiki Mürşit” olan bilime sahip çıkmaktadır, belki bunun farkında bile olmadan.

Zaman hayal edebildiğimizden çok daha geniş bir süreçtir. Ve bu süreç dönem dönem yörüngesinden sapsa bile Aziz Sancar gibi insanlar sayesinde hep daha iyiye ve daha güzel doğru evirilecektir.” demektedir.

2-Orhan Bursalı’ Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü’ nü kitaplaştırıyor .

Nobel’e götüren sürecin öyküsünü yazıyor…” Diyor ki; “hayatı boyunca çok ama çok çalışmış ve buluşlarıyla insanlığa katkı yapmış bir vatanseverdir.”

-BM Günün İpucu: Bilimde başarının sırrı nedir?

BM Günün İpucu

Bu sorunun cevabını Nobel Ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar’ın bizzat kendisinden dinleyelim: “Bilimde başarılı olmak için hem çok çalışmak hem de çok okumak gerekir.” (Ne mutlu ki ikisini de Bilgi Merkezi’nde yapabilirsiniz.)

Aziz Sancar’ı Nobel’e götüren öyküsü oldukça uzun ve çetrefilli. Neler yaşamış neler! Laboratuvarında bulduğu yeni şeyler ona hep güç vermiş. Hatta bir seferinde çalışma sırasında yeni bir şeyler bulmanın hazzıyla “Bunu bir Allah bir de ben biliyorum” der ve çok heyecanlanır. Nasıl heyecanlanılmaz ki! Aziz Sancar’ın yaşadıklarından sonra insanın laboratuvara girip geceyi gündüze katıp bilimsel çalışmalar yapası geliyor.

Lafı uzatmadan söyleyelim ki,

BM Günün İpucu köşemizde sizlerle çok güzel bir kitabı buluşturuyoruz.

Kitabın adı “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü”

Dallas’taki hocası, Aziz Sancar’ın Yale’deki başka bir laboratuvara gitmesinin ardından, şöyle der: “Nobel umudum Aziz’le birlikte uçuyor.”

İşte bu kitapta böylesine çalışkan ve idealist bir bilim insanının hayatını okuyacağız.

Kitapta özetle aşağıdakileri ve daha pek çoğunu bulacaksınız:
Aziz Sancar’ın hayatından kısa ve uzun anekdotlar,

Atatürk’ü çok seven bir anne,

Tıp fakültesi okumasına rağmen doktor olmak istemeyişi ve yönünü temel bilimlere çevirmesi,

Yaşadığı hayal kırıklıkları,

Bilimsel dergilere gönderdiği makalelerinin başına gelenler,

Sevgili eşi Gwen Sancar’ın Nobel Ödülü alacağını hissedişi,

Aziz Sancar’ın Yunus Emre Destanı ile Piri Reis haritası,

Bir uçak yolculuğunda uçaktaki dergiden okuduğu bir makale üzerine biyolojik saat üzerine yepyeni çalışmalara girişmesi,

Nobel’i alacağı bilgisini Türkiye’den ilk kiminle paylaştığı,

Ve beklenen an… Nobel Töreni!

Gönül ister ki kitaba dair her şeyi buraya yazalım; ama yazarımız Orhan Bursalı’nın emeklerine de saygı göstermek adına sizi kitabın tamamını okumaya davet ediyoruz.

Yazar ,Gazeteci Özlem Yüzak, diyor ki:

Orhan Bursalı’nın kaleminden

“Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü “kitabında yer aldığı üzere;

Kendine rol model olarak Atatürk’ü alan Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar ,yakında önemli bir buluşunu daha açıklayacak.
Bu sıra dışı bilim insanımızı tüm yalınlığı ile anlatan önemli kitap.

Özetle Aziz Sancar’ı bugüne taşıyan en önemli değerler kendini bilime adamışlığı ve çok çalışması.

Ve Vatanseverliği Nobel’in ardından 5 koca yıl geçti.

Aziz Sancar bu süre zarfında kendini yeniden laboratuvarına kapattı, çalışmalarına gömüldü.

Sanki hiç Nobel ödülü almamış gibi.

Peki, şimdi neyin üzerinde çalışmalarını sürdürüyor?

Yakında çok önemli bir yeni makalesi yayınlanacak.

Sancar’ın olağanüstü öyküsünü kitabında okuyun.

Yazar ve Gazeteci Orhan Bursalı diyorki;

Bilimde Nobel alan ilk Türk Nobel Kimya ödülünü Prof. Dr. Aziz Sancar aldı.

Müjdeyi, Akademiden gelen telefonu açan eşinden aldı.

Başarısı Türkiye’nin gururu oldu.

Nobel’e Uyandı:

Ödülü DNA hasarları konusundaki bilimsel çalışması getirdi

Nobel Mardin’e

Ödül Savur’a da bayram yaşattı.

Futbol hayalinden bilimin zirvesine

Sabah aradı, Orhan Nobel’i aldım dedi.

Nobel Mardin’e…

Aziz Sancar’ın Biyolojik Saat Üzerine Keşifleri:

Uçak yolculuğunda okunan bir yazının çaktığı şimşek…

Nobel ödülü bilim insanımız Aziz Sancar’a bu kez tıp alanında ikinci Nobel getirme olasılığı tartışılan biyolojik saat üzerine çalışmasını ve buluşlarını da gündeme getirmeliyiz.

Sancar bugünde kanser gibi hastalıklarda ilaç alımının biyolojik saatle ilgisi üzerine önemli çalışmalarını sürdürüyor

Sancar: “Bilimde başarılı olmak için hem çok çalışmak hem de çok okumak gerekir. “Başarının sırrı budur. Bütün katkılarımı alın teri ile kazandım.
Pasteur’un dediği gibi “Şans hazırlıklı zihinleri tercih eder. “

Benim biyolojik saat nörobiyoloji alanına girmem ve bu alanda önemli bir katkı yapmam bunun bir örneğidir.

Biyolojik saat, önemli buluş insan yaşamında birçok sorunun izole edilmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.

Kıymetli Gençlerimiz;

Sizlere inanıyor ve güveniyoruz.

Aziz Hocamızın ifadesiyle,”

Gençlere istikbal yol haritasında işaret ettiği üzere,

“Gözünüzü seveyim çok çalışın”

Bu tavsiyeye Harika bir örnek sunmak isteriz.

İşte sizlerden başarıyı yakalamış

Bir güzel Kardeşimiz;

Nazlı Değer’ e selam olsun..

Şöyleki;

Burs Alan Öğrenciyi Tebrik:

•Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 12 Şubat 2018 günü kabulde yaptığı konuşmada, kanser üzerine araştırmalar yapan, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yüksek lisans öğrencisi Nazlı Değer'i, Türkiye'de Fulbright Eğitim Komisyonunca Aziz Sancar bursu verilmesinden dolayı tebrik etti.

Tebrikin yarısını Değer'in yetişmesinde emeği geçen ailenin hak ettiğini belirten Arslan, amaçlarının emeği teşvik ve tebrik etmek olduğunu söyledi.

Gençlerin çalıştıklarında neleri başarabileceklerini, nerelere kadar gidebileceklerini görmelerini istediklerini vurgulayan Arslan, "Aziz Hocamız gibi ülkemiz ve dünya için değeri olan birinin yanında iş yapabileceklerini, çalışabileceklerini ve kendilerini yetiştirebileceklerini görsünler istiyoruz." dedi.

"Aziz Sancar hocamızla aldıkları ödüller ve yaptıkları çalışmalar nedeniyle gurur duyuyoruz. Bugün diyoruz ki, ne güzel bir genç kızımızı alacak ve laboratuvarında beraber çalışacak, destek verecek. İnşaallah siz de gelecekte başkalarının önünü açar, başkalarına yol açıcı şekilde yardımcı olursunuz.” demektedir.

Değerli Dostlar!

“Niyet Hayır Akibet Hayır” Olur.

İnşaallah

Kalın sağlıcakla...

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları