Malazgirt'ten Dumlupınar'a…

30.08.2017 08:00

Malazgirt…

Anadolu'nun kapılarını Türklere açan Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Alparslan'ın diyarı…

“Aylardan Ağustos, günlerden Cuma 
Gün doğmadan evvel iklim-i Rum'a 
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma

Yeni bir şevk ile gürledi gökler 
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber”

Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü, ilk defa bu yıl görkemli bir şekilde kutlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı, töreni hareketlendirdi.

13 Kırgız kıl çadırı kuruldu. 

Meydanda ok atma alanı, çocukların ve yetişkinlerin ata binmesi için alanlar oluşturuldu.

Malazgirt 1071 Zafer Anıtı bayraklarla süslendi.

Takriben, 100 bin kişilik bir etkinlik alanı oluşturuldu.

Malazgirt’te; birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin mesajları verildi.

Olması gereken buydu, gereken yapıldı.

26 Ağustos 1071’de Sultan Alparslan öyle bir kapı açtı ki, Batı bu kapıyı kapatabilmek için Haçlı Seferleri’ni başlatmış, yine de netice alamamıştır.

Hala Türkiye’yi parçalama projeleri devem ediyor.

Örtülü ya da örtüsüz…

Büyük komutan, Sultan Alparslan’a minnettarız.

Ruhu şad olsun.

                                        ***

Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun' a çıkmasıyla, Türk milleti için kurtuluş mücadelesi başladı.

26 Ağustos 1921’de Yunan Ordusunun saldırıya geçmesi üzerine Sakarya Meydan Muharebesi başladı.

Mustafa Kemâl Paşa, "Hattı-ı müdafaa yoktur, sathı-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini vermiştir.

Bu emirle, Türk ordusu savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir.

30 Ağustos tarihine kadar çembere alınan düşman kuvvetleri, Dumlupınar'da aldığı darbe sonucu arkasına bakmadan kaçtı.

"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emri askerimizi coşturdu

Yunan ordusu İzmir'e kadar takip edildi ve 9 Eylül 1922 tarihinde ise "geldikleri gibi gittiler."

                                           ***

26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzun başlangıç tarihi…

26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Savaşı…

Türk Milleti için iki büyük zafer günü.

Birincisi, Anadolu'nun kapılarını Türklere açmış, ikincisi ise, Anadolu’yu düşmandan temizleyerek Türk yurdu kalmasını sağlamıştır.

Zaferlerin ikisi de bize aittir.

Büyük Taarruz, “Düşmanın haksız işgaline "dur" diyen ve Türk milletinin asla esir edilemeyeceğini bütün dünyaya gösteren bir zaferin hikâyesidir.”

Yok, sayılabilir mi?

Tarihe ideolojik tercihler girerse hakikat örtülür.”

Birileri, iki zaferi sanki birbirine rakip gibi gösterme çabası içerisinde…

Ya da algı operasyonu yapılıyor.

Biz iki zaferimize de sahip çıkacağız, unutmayacağız.

Zaferleri yarıştırmak kimin haddine?

1071 Malazgirt Savaşı kazanılmasaydı, Anadolu Türk Yurdu olmazdı.

26 Ağustos 1922, Büyük Taarruz başarı ile sonuçlanmasaydı, zaferlerimizi kutlama şansımız bile olmayacaktı.

İki zafer de birbirine alternatif değildir.

Malazgirt Savaşına karşı 30 Ağustos algısı yaratılamaz.

Ya da tersi…

Özgür bir vatanda…

Bayrağımız dalgalanacak, ezan sesleri dinmeyecek, vatanımız parçalattırılmayacaktır.

Sultan Alparslan bizim kahramanımızdır.

Mustafa Kemal Atatürk ise hem kahramanımız hem de kurtarıcımız.

Milli Bağımsızlık yolunda mücadele veren ve Kurtuluş savaşının kazanılmasında öncülük görevini üstlenen Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını saygı ve rahmetle anıyorum.

“Büyük İşleri Yalnız Büyük Milletler Yapar.”

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları