Lazoğlu Ali Orhan’ı Ne de çok seveni varmış...

24.12.2022 21:26

Muratpaşa Camii avlusu dolup taşmıştı.
Herkes hüzünlü ve üzüntü içindeydi.
Ali Orhan’ı erken kaybetmenin derin şokundaydı.
Herkes hakkını helal etti. Herkes onun samimiyetinden memnun ve razıydı.
Ölüm işte..
Vakti saati dolunca her canlı onu er ya da geç mutlaka tadacaktı.

Antalya bir değerini, mesleğine aşık olan bir gazeteciyi kaybetti. Kimisi ona “Doğrucu Davut” kimisi “Cesur kurşun kalem” diye hitap ederdi.
Daha bir ay önceydi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile kardeş kulüp olan Nürnberg Press Clup'un davetlisi olarak Ali Orhan ile birlikte güzel bir hafta geçirmiştik. Ekip arkadaşlar ile mükemmel bir uyum içinde hoş anılar biriktirmiştik.

Gecenin bir saatinde hep birlikte yürüyüşe çıkmış oturma molası vermiştik.
Telefonu kurcalayıp bir müzik tınlamasıyla hepimizi duygulandırmıştı.
Cengiz Özkan’ın “Ne feryat edersin divane bülbül, senin bu feryadın anam gülşene kalsın” yanık sesiyle bir ara gözlerinin yaşardığına tanık oldum ama anlam veremedim.

Nürnberg Belediyesi'nin misafirhanesinde hep beraber kalıyorduk. Duştan çıkmış odasına giderken sırtını duvara dayamış derin nefes alıyordu. Tansiyon mu diye sordum, “Bir şeyim yok iyi geceler” demişti.
Ertesi günü ikimiz birlikte ince bir yağmur altında yürümüştük. “Maşallah pek hızlı yürüyorsun Emmioğlu” deyince “Varacağın yere hızlı gideceksin” cevabı beni şaşırtmıştı.

Sonrasında Antalya’ya döndük . Sabah programı yaptığı VTV kanalında birkaç gün göremeyince merak ettim. Aradım grip olduğunu ifade etti. Uzun süren bu hastalık, aslında grip falan değilmiş. AGC Başkanı İdris Taş ve arkadaşlar onu evinden alıp Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne getirdiklerinde alınan “Lösemi” sonucu, tüm camiamıza yayılmış ve herkes bir an önce sağlığına kavuşması için dua etmişti.

Sonrasında beklenmedik beyin kanaması ve peşine acil ameliyat ile yoğun bakım safhası. Her şeyin hızla ilerlediği bu süreçte cumartesi sabah acı haber duyuldu ve Ali Orhan’ımızı ebediyete yolcu ettik.

Bazen ölüm insana ayan olur derler ya..
Ali Orhan bunu bize hissettirmişti ama anlayamadık ki.
O kesmeye kıyamadığı kendisiyle özdeşleşen tel tel sakallarının durumunu bir arkadaştan öğrendim.
Ameliyata alındığında bıyık ve çene kısmını tıraşlamışlar ki solunum cihazı bağlanabilsin diye. İşte gözü gibi baktığı tel tel taradığı sakalların yarısı onunla birlikte gitti.

Gelelim gazeteciliğine. Çevreci, doğa sever, hayvan sever, insan sever biriydi. Kendine özgü yaşamında ne kadar güzel dostlar edinmişti. Bir insanın bu kadar sevenimi olur diye kendime sordum.

Sosyal medyada Ali Orhan Lazoğlu paylaşımları nerdeyse rekora ulaştı.
Neler demediler ki;
“Sözün bittiği yerdeyim. Allah rahmet eylesin. Mekanın cennet olsun, sevgili Alim... Beni en çok üzen, seni kaybettiğimiz hastanede tedavi altında olduğum için cenazene katılamamak oldu” Ahmet Yenigün.
“Kurşun gibiydi sözleri tıpkı kalemi gibi sertti. Doğruları söylemekti tek derdi. Seni unutmayacağız, mekanın cennet ruhun şad olsun” Bora Okumuşoğlu
“Karadeniz’in gür sesi hırçın abisi söylenecek daha çok sözün vardı, mekanın cennet olsun sabırlar diliyorum tüm sevenlerine”
“Antalya’nın duayen gazeteci ve televizyoncusu Dostum, arkadaşım Ali Orhan Lazaloğlu’nu kaybettik. “
“Siyasi fikirlerimiz uymasa da konu Antalya ve memleket meselesi olunca hep aynı penceren bakar sık sık görüşür dertleşirdik. Ailesinin tüm yakınlarının ve basın camiasının başı sağ olsun.”
Ve yüzlerce taziye yazısı paylaşıldı .
En son Antalya Gazeteciler Cemiyetin de yapılan uğurlama töreni camii avlusunu aratmadı. Özüyle sözüyle dik duruşuyla kalplerde yer kuran Ali Orhan’ımızı doğduğu topraklara Rize’nin Çamlıhemşin’ine göz yaşları ile uğurladık.
“Bu dünyada eremezsen murada
Huzuru mahşere anam divana kalsın”

Bu türkü senin için hep çalınacak bilesin..
Mekanın cennet olsun seni unutmayacağız..

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları