'Kral öldü yaşasın yeni kral'

27.06.2016 06:18

Bazı insanlar, kendisine çıkar sağlayacak kişilere karşı aşırı ve gereksiz bir övgü ve iltifat göstererek yaranma yarışına girerler.

Bu tipleri toplum; dalkavuk, yalaka, yaltakçı, yağdanlık gibi farklı sıfatlarla nitelemiştir.
Bunlara dikkatlice bakıldığında birbirlerine ayırt edilemez şekilde çok benzerler.
Yalakalık ve dalkavukluk; insanlık tarihinin en iğrenç ahlak durumlarından biridir. Ancak bazı zamanlarda aşırı derecede artarak kendini göstermiştir.
Tıpkı günümüzde olduğu gibi.
Yalaka, yaltaklandığı kişiye ister inansın ister inanmasın onun yanında yer alır. Burada yalakanın kaygısı hak hukuk değil, yağcılık yaptığı kişinin memnuniyetidir.
Yine yalaka; güce itaat, güçlüye biat eder.
Yalakanın bir başka özelliği menfaate yandaşlık etmesidir. Çıkar varsa çıkardan yana konuşur ya da çıkardan yana suskunluk gösterir.
Dalkavuk ve yalakalara toplumun her katmanında rastlamak mümkündür.
Özellikle yüksek makam sahiplerinin çevresinde bir sürü bulunur. O makamın gözüne girebilmek için olmadık taklayı atarlar. Bu konuda oldukça yeteneklidirler. Makamlar gelir geçer ama onların yalakalığı devam eder.
“Kral öldü yaşasın yeni kral ”mantığı ile hareket ettiklerinden yeni makam sahiplerinin etrafını sararlar ve kolaylıkla kılıktan kılığa girebilirler.
“Allah sizi başımızdan eksik etmesin.”, “Siz buraya gelmiş geçmiş en iyi yöneticisiniz”, “Efsanesiniz müdürüm”, “Öl deyin ölelim”, “Allah benim ömrümden size ömür versin” , “Çalışanlar ve halk size tapıyor” gibi klişe övgüleri sıralarlar.
Bazı makam ve servet sahibi insanlar, dalkavuk ve yalakaların bu şarlatanlıklarından ve iltifatlarından hoşlanır.
Hâlbuki dalkavuklar için “Gelen ağam giden paşam”dır. Yeter ki çıkarına zeval gelmesin.
Dün yaltaklandıklarını bugün satarlar. Sadece satmakla kalmazlar, yeni gelenlere yaranmak için eski yöneticilerini yalan dolanla yere batırırlar.
Günümüzde toplum hayatında itibar görmeye başlayan dalkavuk davranışlar ne yazık ki, devlet yönetimini istila eder hale gelmiştir.
Kariyer ve liyakat yerine yalakalık ve dalkavukluk öne çıkmış, atamalarda hak etmeyen kişiler kendilerinin bile hayal edemediği makamlara gelebilmişlerdir.
Montesquieu’nün meşhur bir sözü vardır: “Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa o ülke batar.”
Toplum yalakalığa prim verdikçe, siyaset yalakalık üzerine kuruldukça, bürokrasi yükselmek için yalakalığı esas kabul ettikçe, bunların sayısı azalmayacak, aksine giderek çoğalacaktır.
Onlar için son söz: “Yalakanın iyisi, efendisi osurunca derin nefes alandır.”
***
Sultan Üçüncü Ahmet, kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt bir yüzüğü, bir divan toplantısında vezirlerine göstererek;
“Acaba, bundan daha kıymetli bir yüzük var mıdır?’ diye sorar. Vezirlerden çoğu;
“Hayır, efendim. Sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir nesne olamaz.” cevabını verdikleri halde, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa itiraz yollu;
- Bundan daha kıymetli bir şey vardır, Sultanım!’
-Nedir?
- O yüzüğün takıldığı parmak!
***
Padişah bir gün soytarısını çağırmış ve canının patlıcan istediğini söylemiş.
Soytarı aşçılara uzun uzun patlıcanın faydalarını anlatmış; onlarca çeşit patlıcan yemeği yaptırmış.
Ertesi gün padişah patlıcan yemekten bıkmış ve sofrada bir daha patlıcan görmek istemediğini söylemiş.
Soytarı bu kez yine aşçıları toplamış karşısına ve patlıcanın tokluk hissi vermekten başka hiçbir işe yaramadığından söz etmiş. Bir daha sarayda asla patlıcan yemeği pişirilmemesini istemiş.
Bunun üzerine aşçıbaşı sinirlenmiş: “Be adam daha dün patlıcanın faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun. Hangi dediğine inanalım?”
Soytarı gülmüş: “Siz benim söylediklerimin hangisinin doğru olduğunu tartışacağınıza ne diyorsam onu yapın.”
“Çünkü ben patlıcanın değil, padişahın soytarısıyım!”

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları