Korkuyla körelen akıllar

2020 yılına girmemizle beraber Doğanın ve insanın denetim altına alınamaması sonucu oluşan doğal afetler, savaş, salgın ve bununda beraberinde getirdiği ekonomik kriz, belirsizlik durumu, tehlike ve risk ortamını oluşturarak, kitle iletişim araçlarının elbirliğiyle büyük bir  korku yaratmıştır.

Tarihsel serüvenimiz  içerisinde insanları korku ve endişeye sevk eden salgın hastalıklara çoğu kez şahit olmuştur. Virüs korkusu, insanların hayattaki alışkanlıklarının seyrini değiştiren, paniğe yol açan, belirsizlik yaratan, endişeye düşüren çok zorlu bir süreçtir. Korku ve panik duygusunun virüsten daha hızlı toplumun tümüne bulaşarak yaygınlaşması sonucu, hem akıllarını kullanma  yetisi köreltmekte, hem de toplumdaki yaşam, kaygı ve kaosla bocalanmakta, hem de korku yaratan bu virüsün,  toplumla elele mücadele ederek egemen olma durumu ortaya çıkmaktadır.

Korku sonucunda körelen akıllara müdahaleyi ruhumuzu besleyen şeyleri aklın süzgecinde tartarak kurtuluşa erebilmekten geçer. Yani kaygı ve stresle bakacağımız her tablo bize görmek istemeyeceğimiz sunumlar verecektir. Kaygı ve stres yerine önlem almamız gereken tüm kurallara uyup, bize iyi gelen şeylerle ruhumuzu beslersek, kendimizi, aklımızı daha iyi yönetmiş oluruz. Çünkü insanlar sosyal kaygı yaşadıklarında davranışlarıda değişir. Davranışları değişince kendi benlerinin dışına çıkıp kaos dolu bir ortam oluşur.

Yaşadığımız bu zorlu süreçte yapmamız gereken şey bu süreci atlatmamız için gereken kurallara uyup, yaşanmaması istenen sosyal kaygı ve korku düzeyini en aza indirmemiz için ruhumuzu besleyelim...Ülke olarak bu zorlu süreci en kısa zamanda atlayıp, Güzel yarınların ışığının gökkuşağı gibi her tarafa yansımasını dilerim...