İşte gerçekler... (3)

18.03.2023 09:00

Raporu düzenleyen komisyon üyelerinden halen Burdur Kent Konseyi’nde Grup Başkanı olarak görev yapan, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski Yatırımlar Daire Başkanı, İnşaat mühendisi Ali Orhan Kutluer konuya ilişkin kuşkularını 1995 yılında da dile getirerek kaleme aldı ve  “ANTALYA NEREYE GİDİYOR?.” başlığını da atarak soruları sıraladı…

İşte o kaleme alınan açıklama:

“Falezler ve travertenler, biz insanların vurdumduymazlığı yüzünden katledilirken, Antalya kentinin bir kısmı, yürümeye devam ediyor.

ANTALYA NEREYE GİDİYOR?.”

1983 yılında, Cumhuriyet Meydanı, Tophane Çay bahçesi ve eski Orduevi (Mehmetçik Parkı) ve civarında bir seri çatlak ve kırıklar görüldü.

Önce Turizm Bankası tarafından 1983 yılında özel bir firmaya araştırma yaptırıldı. Konunun kanıtlanması için 1984 yılında Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlatılan bir başka raporda, yukarıda belirtilen mahallin her yıl 4 mm. Denize doğru kaydığı belirtilmiştir.

Tophane çay bahçesi, eski PTT binası önü ile eski orduevi (Mehmetçik parkı) hattı üzerinde meydana gelen büyük çatlak çakılla doldurulup, üzeri asfaltlandı, çatlak duvarlar betonla sıvandı. Doğaya karşı işlem tamamlanmış oldu.

Aradan birkaç yıl geçti. Aynı çatlak hattı daha geniş olarak tekrar meydana çıktı. Bu kere çatlak ve kırık daha fazla genişlemişti. Yine çakıl dolgu, yine asfalt, yine beton sıva.

1983 Yılından itibaren komisyonlar kuruldu, raporlar yazıldı, öneriler sunuldu.

Aynı çatlak ve kırıklar biz insanları ikaz ederek ortaya çıktı. Falez kenarlarında, yollarda çatlamalar var şimdi. DOĞA İSYAN EDİYOR.

YIL: 1995

Evet: ANTALYA NEREYE GİDİYOR?.”

Ne acı ki bugün gelinen nokta, 1980 ve 90’lı yıllardan daha endişe verici…

İnşaat mühendisi Ali Orhan Kutluer ile turizm kentinin tanınmış makine mühendislerinden Orhan Ülker, sosyal medyadan Antalya’nın denize kayma iddialarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptılar.

Bugün aynı tehlikenin sürdüğünü söylüyorlar…

Her iki uzman çok ama çok acilen ciddi araştırma yapılarak sözü geçen bölgenin ele alınmasına vurgu yapıyor…

İnşaat mühendisi Ali Orhan Kutluer, olaya daha farklı açıdan ve geniş çerçeveyle bakıyor. Kutluer, bakın neler diyor:

“O tarihlerde ufak tefek sözde araştırmalar yapıldı… Küçük bir firma elemanları geldi, ufacık bir makinayla sözüm ona araştırma yaptı ve “Yok yok… Bir şey yok” deyip gitti…

Daha sonra yani 1994 yılında bu bölgede yine ciddi çatlaklar gözlendi… Biz ve arkadaşlarımız yine raporlar verdik… Tehlikenin giderek yaklaşabileceğini ısrarla belirttik… Kimse bir şey yapmadı…”

Bugüne gelecek olursak…

Yat limanı üstündeki Tophane Çay bahçesinin batı kısmına konulan asansörün de ciddi ağırlık taşıdığını hatırlatan Kutluer ile turizm kentinin tanınmış makine mühendislerinden Orhan Ülker, bu bölgenin hafifletilip rahatlamasını sağlamak zorunda olunduğunun altını çiziyor…

Demek oluyor ki çatlaklar, kırılmalar ve endişeler bize bazı tedbirler almamızın gerekliliğini söylüyor..

Aslında daha yazılacak çok şeyler var…

Mesela O Özel İdare binası ile Sağlık Okulunun yıkılması başlı başına büyük cesaret isteyen bir işti ama  yıkıldı…

HELAL OLSUN….

Cesaretli yıkım kararıydı…

Biliyoruz ki, yıkılan özel idare binası karşısındaki bloklarda bulunan konutların ve işyerlerine paha biçilmiyor…

Biçilemiyor…

Oraları yıkmaya ne cesaret yeter, ne para…

Ama ekonomi yüzünden korku içinde, “ACABA NE ZAMAN?..” endişesi içinde de yaşanmaz ya!..

Allah korusun,  ya korkulanlar olursa, bu vebali kim üstlene bilir?...

Yürek ister…

Ve ne acı ki yine olan bizlere olur…

Allah o acı günleri yaşatmasın!..

O halde;

Sayın Milletvekillerim,

Sayın Valim,

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,

Sayın Daire Başkanlarım,

Sayın müdürlerim….

İlgili her kimler varsa….

Yetkili ve sorumlu olan herkese sesleniyorum…

Lütfen bu haykırışımıza kulak verin!…

Ne olur, ciddiye alın ve  bilimsel kimliği,  deneyimi ve de güvenirliliğiolan kurumlarla şu “ÇATLAK-PATLAK” sorununun gerçek yüzünü araştırtın…

Elbette ne sonuç çıkarsa çıksın kamuoyu  ile paylaşın…

Biz de rahatlayalım, anlayalım, bilelim…

Tedbirse tedbir alalım, ya da her ne gerekiyorsa yapalım…

Antalya’da yaşayan herkesin kafası rahat etsin…

Size de bu yakışır….

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları