İnsanlık 'Korona Virüs’ten ders alır mı?

08.05.2020 09:21

İnsanlık tarihinde eşine benzerine çok az rastlacak çok vahim, bir o kadar da ilginçliklerle dolu bir dönem yaşıyoruz.

Çin’in Wuhan kentinden yayıldığı iddia edilen adına da yeni tip Coronavirüs Covid-19 adı verilen ve henüz ne olduğu da tam olarak tespit edilemeyen görünmez bir düşmana karşı güçlü güçsüz tüm dünya ülkeleri günlerdir çaresizlik içinde savaş veriyor.

Dünyanın tek gündemi var o da Coronavirüs ile mücadele....

Virüsün gençler tarafından süper taşıyıcı, kronik hasta ve 65 yaş üstü insanları hedef alması ise beraberinde bir çok soruyu getiriyor. 

Görünmez düşmanın bir yarasa çorbasından mı yoksa insan eliyle laboratuvarda üretilmiş biyolojik bir silah mı olduğu konusunda her geçen gün kıtadan kıtaya dilden dile konuşuluyor ancak henüz bu konuda bilimsel bir veriye erişilmiş değil. 

Aralarında bazı yabancı bilim insanın da olduğu bir kesim var ki bu yaşadığımız sürecin biyolojik bir ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ hazırlığı için laboratuvarda üretildiği sırada virüsün bir hata neticesinde bulaşmış  veya sızmış olabileceğini söylüyor.

Bazı ülkeler yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali bir birlerini suçlamaya devam ediyor.

Öyle yada böyle virüs tüm dünyaya yayıldı mı yayıldı. Dünya ülkeleri görünmez bir düşmana karşı savaş veriyor mu veriyor. Bu savaş o bildiğimiz topla tüfekle nükleer silah ve bombalarla yapılan bir savaş da değil. Şimdilerde elindeki ağır silahlarla kendini dünyanın tek sahibi sanıp masum onlarca canı alanlar kendi canlarını kurtarma derdine düştü mü düştü...

İnsanlık tarih boyunca birçok savaşlara tanıklık etmiştir. Petrol ve enerji savaşları, din savaşları, güç savaşları vs. Tarih kitaplarından okuduğumuz kadarı ile her savaşın bir muhatap ve gerekçesi vardı. Milyonlarca insan anlamsız yere tarih boyunca bombaların altında can verdi. Her büyük savaş sonrası dünyanın sınırları yeninden çizildi güçlü olan dünyanın var olan zengin topraklarını işgal etti ve kaynaklarını halen sömürmeye devam ediyor.

Tüm canlıların ortak yaşamsal kaynağı olan doğanın dengesini bozup katlettik mi? Ettik... Masum insanlara, hayvanlara, oksijen kaynağımız ağaca, taşa toprağa, su kaynaklarımıza, hepsine çok acımasız davranıldı mı? Davranıldı... 

Güçlünün sudan bahanelerle ve silah zoruyla işgal ettiği ülkelerin doğal kaynaklarına çökebilmek için çoluk çocuk kadın erkek demeden onca can alıp masum insanları evsiz barksız yersiz yurtsuz vatansız bıraktılar mı? Bıraktılar...

İşte böyle bir zamanda baskın yaptı görünmez düşman dedikleri Covid-19. Bumerang misali o hayalet virüs şimdi güçlü güçsüz ayrımı yapmaksızın tüm dünyayı evlerine kendi ülke sınırları içine hapsetti mi? Etti....

Peki, 21.yuzyılın yer küresinde biz insanlar şimdi ne yapıyoruz?

Bilmediğimiz, göremediğimiz bir düşman karşısında kendimizi koruyabilmek için tırsmış vaziyette kaçacak delik arıyoruz. Ülkelerimize, evlerimize hapsolmuş vaziyette hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Bu görünmez düşmanın şerrinden korunmak için tek yapabildiğimiz şey, ellerimizi kolonya ve sabunla yıkamak, maske takmak ve sosyal mesafe denilen kurala uymak evde kalmak.

Ülkelerin ülkelere kapılarını kapattığı, hastanelerin yetmediği, bilim insanların bile çaresiz kaldığı bir süreçten bahsediyoruz. Ölenler neden öldü? Savaşı kazananlar hangi silahı kullanarak kazanacak?

Sahi düşmanımız kim? Kime karşı savaşıyoruz?

Yaradan insanlığı fakir veya zengin güçlü veya güçsüz yaratmamış. Tıpkı Coronavirüs günlerinde olduğumuz gibi herkesi eşit yaratmış. Peki, bu görünmez düşman denen virüsün elinde ne tür silahlar var ve kimleri hedef alıyor? Elindeki ağır silahlarla dünyaya meydan okuyan süperim diyenleri bile evine hapseden korkutan bu görünmez düşman kim? 

O görünmez düşmanın elindeki tek silah gençler ve sağlıklı insanlar. Hedef ise yaşlı ve kronik hastalar.  Yani bizi bir birimize kırdırıyor, öldürtüyor görünmez düşman. Bir tek zengin fakir, din, dil ırk ayrımı yapmıyor.

İnsanlığın şu anda bu düşmana karşı kendini savunabileceği tek silahı var o da BİLİM... Bilimin ışığından uzak kalanlar ise çaresiz karanlıktan kurtulabilmek için çırpınıyor. 

Tüm bu olup bitenlerden kim ne ders çıkaracak bilmiyorum ama bu zor günler geride kaldığında yine eski alışkanlıklarımıza geri döneceğimiz kesin gibi… Eminim ki bu günleri çok çabuk unutacağız.

Yine doğayı masum insanları, canlıları katletmeye devam edeceğiz. Bu süreçte güç kaybına uğrayıp karizmayı çizdirenler yine elindeki imkânları kullanarak bu süreçte kaybettiklerini yerine koymak için daha acımasız davranacakları, daha fazla masum insan canına kıyacakları endişesi duyuyorum.

Doğrusu ben görünmez dedikleri Covid-19 düşmanından değil, görünen iki bacaklı canavarlardan korkuyorum. 

Şimdi benim cevabını aradığım soru şu: Acaba bu Covid-19 gelecekte insanlığın yaşayacağı felaketin habercisi, bir öncü deprem mi? Yoksa şu anda asıl görünmez düşman olup bitenleri mi izliyor?  Artık bunun cevabını tek dayanağımız olan bilim insanları verecek. 

Allah tüm masum canlıları korusun duası yapmak dışında şu anda benim elimden bir şey gelmiyor. Bu süreçten insanlık adına kendi payıma düşen dersi aldığımı düşünüyorum. 

En önemlisi de bu dünyanın tek sahibi olmadığımızı, doğanın kıymetini, sağlıklı yaşamın değerini, hayatın anlamını anladım....

Ya siz?

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle şimdilik hoşçakalın.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları