İmar barışı mı? Kötü imalat mı?

14.02.2023 23:45

Deprem sonrası sosyal medyamda ciddi bir konuya dikkat çekmek istedim. Antalya’mız ve ülke genelindeki bir kısım iş yerleri için dedim ki,
“Depremden ders alalım.
Antalya’daki yüzlerce apartman altına izin verilen oto galerileri, evkurcular ve iş merkezleri hatta bazı konutlarda tadilat kontrolleri ile kolon denetimi yapılırsa korkunç manzaralar ortaya çıkar. Ama bu kontrolu kim yapacak” diye.
Mevcut iktidarın 2013’den sonra başlattığı ve her yıl farklı değişikliklerle uygulamaya alınan ve adına “İmar Barışı” denilen ucube sistem, bence asrın felaketiyle enkaz altında kalmış bir uygulamaydı.
Kahramanmaraş merkezli 7.6 şiddetindeki deprem 10 ilimizde vuku buldu. Dolaysıyla bu yıkıcı deprem Türkiye’mizin tarihteki en büyük depremi oldu.
Sosyal medyamdaki bu paylaşımıma sayfa dostlarım çeşitli görüşler beyan ederek aşağıdaki ifadeleri sayfamda paylaştılar.
İşte o ifadelerden bazıları.
“Bu kontroller zamanında yapılsaydı şimdi bu felaketler olmazdı. Fakat insanlarda para hırsı, malzemeden çalmak, avanta, hediye vererek imza attırmak haksız kazanç gelenek haline gelmiş. Ülkeme geçmiş olsun”,
“Zincir marketlerin büyük çoğunluğu kolon keserek mekânı genişletiyor. Kim, neden, nasıl izin veriyor”,
“Antalya’da 1980 sonrası yapılan kooperatif binaları düz demirlerle elle dökülen betonlar kalıpçı ve demir bağlayan usta hataları projelere uymadan kontrolsüz yapıldı. Yüksek katlı kooperatif binaları özellikle Meltem mahallesinden başlamak üzere derhal gereken yapılmalı deprem testleri yapılmalı diye düşünüyorum”,
“Erdal’ım, aynen katılıyorum. Zaten şehir merkezinde oto galeri de nedir anlamadım, tüm kaldırımlar işgal altında özellikle Turgut Reis caddesinde yüzlerce oto galeri var. Her bir aracın hareket haline geçebilmesi için minimum deposunda bulundurması gereken yakıt belli. Herhangi bir acil durumda yangın deprem ve saire bu araçlarda ki yakıt büyük tehlike yaratır. Çıkacak bir alev bütün araçları yakar ve binayı da yakar. Bildiğim kadarı ile kanunen de şehir merkezinde oto galeri-oto yağlama yıkama gibi iş yerlerinin olması büyük risktir. Yetkililer derhal harekete geçmeli ve hepsini kent dışına taşımalı. O binalarında sağlam olup olmadığı gözden geçirilmelidir”,
“Ancak şikâyet olmadığı için faaliyete devam ediyorlar. Basın kuruluşları derhal ciddi bir çalışma ile kamuoyu oluşturup kampanyalar yapması gerekir. İlgili makamlara toplu şikayetler yapılması sağlanabilir. Düşünün bir deprem anında evinizin altında ki galeride araçlar yanmaya başlarsa doğal gaz patlamaları meydana gelir? Şehir merkezi dışında da Döşemealtı, Kepez uç noktalarında ne yazık ki TIR ve Kamyon galerileri var. Döşemealtı’nda şehrin ana caddesi Atatürk Caddesinde bina altı dükkân içi araç galerilerini bırakın TIR galerisi mevcuttur. Yazık çok yazık”,
“Paylaşımınıza aynen katılıyorum. Bu seviyesiz müteahhitler Adıyaman’da var da, Antalya da yok mu? Her yerde varlar. Çal çal yap. Azcık boya ile makyaj yap sat. Dünya bu hırsızların umurunda değil. Bu kontroller sadece Antalya’da değil ülke genelinde başlatılmalı. Ne yazık ki bu imar barışı ile getirilen aflar, kötü niyetli insanların işine yaramıştır”
“Erdal abi, binada oturanlar şikâyet ederlerse ilgili belediyeler Karot ve depreme dayanıklılık testi yapmak zorundadır. Herkes görevini yapmalı”,
“Kolon kesmek ne yaa? Allah belamızı verir tabii”
“Cesaretli, yürekli belediyeler lazım. Amaaa nerede”,
“Bu paylaşım ihbar kabul edilmeli”,
“Belediyeleri ve valiliği göreve çağır abi”,
“Bu paylaşıma katılmamak elde değil”,
“Deniz ve Memurevleri mahallesinde ki eski binalar deniz kumuyla yapıldı. Kentsel dönüşümle yıkılan binaları görüyorum maalesef un gibi. Derhal tedbirler alınmalı”,
“Bazı binaların altında yer alan mescit içlerini genişlettiler. Adresi bende saklı kalsın. Ya bankalar ve AVM’ ile üç harfli marketlere ne demeli” …
Bu yorumlar üzerine günlerdir televizyon görsellerinde Adıyaman da yıkılan binaları hatırlayalım. Belediye binası yerle bir olmuş. Hemen karşısında Avrupa Birliği fonuyla yapılan kültür merkezi ise dimdik ayakta duruyor. Nedeni ise AB fonuyla yapıldığından işin her aşaması sağlam ve titiz imal edilmiş. Hiçbir yerinden bir şey çalınıp çırpılmadığı için camları bile çatlamamış.
Sonuç olarak deprem ülkesinde yaşıyoruz. Her defasında binlerce can kaybından sonra bağırıyor, çağırıyor eleştiriyoruz. Hatta har birimiz deprem profesörü kesiliyor işi “Tekbir” getirmeye bırakıyoruz.
Kısacası hepimiz din dersine çalıştık. Ama sınav sorusu coğrafyadan, jeolojiden çıkınca afallayıp kaldık.
Şimdi herkes İstanbul depremini düşüne dursun ama Prof. Celal Şengör olası bir depremin Akdeniz ve Antalya bölgesinde de yaşanabileceğini hatırlattı.
Siz kolon kesmeye devam edin bakalım…

Haberlerimizi InstagramFacebookTwitterTelegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları