Hayati kurallara uymayanların seçme seçilme hakkı olmasın
22.01.2021 10:38Türk Ceza Kanunu’nun üçüncü maddesi [Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.] şeklindedir.
Yani, fiilin ağırlığına göre ceza verilmesi gerekiyor.
Peki mevcut uygulama böyle mi?
Tabii ki değil. Kanunu, amacı dışında maddelerle doldurulmuş.
Sokaklara bir bakalım.
Her biri onlarca suça bulaşmış binlerce zanlı ile dolu.
Yol kesiyorlar, çalıyorlar, soyuyorlar, yan baktı diye insan öldürülüyor.
Dolandırıcılık meslek halini almış.
Her gün iki üç kadın eşi, arkadaşı veya sevgilisi tarafından katlediliyor.
Küçücük çocuklar işkence ve eziyete uğruyor.
Daha garibi, dünya ülkeleri yeraltı hesaplaşmalarını bizim ülkemizde yapıyorlar, cinayetlerini ülkemizde işliyorlar, çekip gidiyorlar.
Dünyanın bir ucundan gelenler ülkemizde kuyumcu soyuyor banka veya işyeri soyuyor kaçıp gidiyor.
Toplumdan tamamen ayrıştırılması gerekenler topluma yön verir hale gelmiş.
Önemli bir çoğunluk işlediği fiilin ağırlığıyla orantılı ceza almıyor.
Sebeplerle mücadele edileceğine, sonuçları ile mücadele edildiği için fiiller gittikçe artıyor.
Bir yıldır devam eden salgın belası ise toplumun önemli bir kesiminin ne halde olduğunu ve ayrıca yapısını göz önüne sermekte.
Devlet, mücadele için kurallar belirliyor.
Toplumun yarısı kurallara uymuyor.
Toplumun yarısı diğer yarısına saygı duymadığı gibi, kurallara uymayarak birçok insanın ölümüne sebep oluyorlar.
Devlet, bu sorumsuz insanların kendisi ile alay etmesini seyrediyor.
Allah rızası için kurallara uyun deniliyor.
Allaha saygısı olan zaten kurallara kendiliğinden uyuyor. Allaha saygısı olmayandan Allah adıyla, din iman adıyla ne isteyebilirsiniz? İsteseniz ne olur?
Belirlenmiş kurallara uymayanlara 3.150 Türk Lirasına kadar para cezası kesiliyor ama yapılan uygulamaya baktığımızda bu cezanın tahsil edilmeyeceği hatta edilemeyeceği gibi sonradan çeşitli gerekçelerle affedileceği anlaşılıyor.
Tıpkı Genel Sağlık Sigortasında yapılan uygulamadaki önce borçlandır sorun yarat, sonra sorunu çöz veya affet örneğinde olduğu gibi.
Sonucu olmayan göstermelik uygulamalar dolayısıyla sorumsuzluk da gittikçe artıyor.
Bu kadar önemli ve hayati bir konuda, bulaşıcı salgın hastalıkla mücadele için konulmuş olan temel kurallara uymayanlara verilecek ceza, vatandaş olamayacaklarını hatırlatan bir ceza olmalıydı.
Bu ne olabilirdi dersiniz?
Para cezası yanında, en az üç genel seçim süresi veya sürekli olarak seçme ve seçilme hakları ellerinden alınmalıydı.
Zaten bu kadar önemli ve hayati bir salgın hastalığı etrafa yaymaktan çekinmeyen ve binlerce insanın eziyet çekmesinden, hatta ölmesinden zevk alan umursamayan kişilerin vatandaş olarak görülmesi gerekmiyor.
Onların ve benzeri kişilerin verecekleri oy ile bir ülkede demokrasi de olmaz.
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
- Dinimizi yaşamak o kadar kolay ki10.03.2024
- Hem Ali hem yerli hem de kaya!29.02.2024
- Kara sinek ve çay!17.02.2024 Tümünü Gör