Hatalar ile yüzleşmeyince

Felaketler, felaketler.

Arka arkaya geliyor.

Dara düştükten sonra, Allah’ım bizi afetlerden koru diye yalvarıyoruz.

Hani bir fıkrada geçen [İkramiye çıkaracağım ama adam bilet almıyor ki] cümlesi var ya.

Afetlerin olmaması için önce gerekli önlemleri alıyor, doğal düzenin kurallarına riayet ediyor muyuz?

Riayet etmiyoruz ki bu felaketler bu kadar yıkıcı oluyor.

Son günlerde meydana gelen orman yangınlarına bakalım.

Devlet görevi ifa eden ilgilileri afet öncelerinde neler yapmış?

Ormanların içinde piknik alanları oluşturmuş hatta ateş yakma yerleri oluşturmuş hem de binlerce, buralarda ateş yakacak insanların tamamının duyarlı olduğu düşünülmüş, kimilerinin pervasızca ateşi tam olarak söndürmeyeceği düşünülmemiş.

Piknik alanına evet ama, mangal yakmak için yani, ateş yakmak için alanlar yapmak neden.?

Piknik yapacak olan eğer bir şeyler yiyecek ise ateş ile ilgisi olmayan gıdaları tüketsin.

Etin kilosu olmuş yüz lira alabiliyorsa alsın evinde yesin.

Piknikte domates salatalık peynir gibi ateşle ilgisi olmayacak gıdalar tüketsin.

Zenginin piknik ile işi yok zaten lüks lokantada etini yesin.

Ben kendimi bildim bileli kırk elli yıllık bir süreçten bahsediyorum ve her yıl okullarda yerli malı haftası kutlanırdı.

Şimdi bu uygulama kaldırılmış ama yerli milli deyimi oluşturulmuş.

Bu da güzel; Milli konular içeren her alanda özel bir hassasiyet göstermek gerekiyor.

Mesela; Savunma sanayi böyle bir alan ve bu konudaki olumlu gelişmelerin kendilerini dünyanın sahibi olduğunu düşünen yayılmacı ülkeleri nasıl rahatsız ettiğini görüyoruz.

Enerji, telekominikasyon gibi ormanlarımızın korunması da bu kapsamda.

O halde orman yangınları ile mücadele araçlarının, kullanıcıları ile birlikte kiralanması yöntemi doğru olabilir mi?

Vicdansız bir oto lastikçisinin başı boş çocuk kullanarak elli lira karşılığı sokaktaki araçların tekerleklerini bıçakla yardırıp tamir için kendisine gelmesini sağlaması misalinde olduğu gibi.

Günlük uçuşa göre milyonlarca dolar verilmesi yönteminin orman yangınlarının oluşmasına bile gerekçe olamaz mı? Fiili mücadele olduğunda günlük milyon dolarlardan bahsediyorum.

Bunlar devletin hataları.

Vatandaşlara bakalım.

Şehir içinde veya şehirlerarası yollarda yaya veya araç ile giden birçok insanın sigarasını içtikten sonra söndürmeye dahi gerek görmeden fırlatıp attığını her kes görüyor.

Orman içinde içki alemi yapanlar, bir süre sonra demlenmiş kafaların uyuşukluğuyla şişeleri kırarak etrafa fırlatıyor.?

Piknik yapanların bir kısmı tüm artıklarını etrafa fırlatarak bırakıyor?

Bunların hepsi orman yangınının gerekçeleri.

 Devleti oluşturanlar da aynı zihniyete sahip insanlardan, aydan gelmemişler.

Hem devlet hem vatandaş daha birçok hatalar yapıyor.

O halde; Ormana hangi gerekçe ile olursa olsun girilmesine ve ateş yakılmasına asla izin verilmemelidir.

Piknik alanlarında kontrollü kullanım sağlanarak aynı kurallar uygulanmalıdır, ateş yakılmasına asla izin verilmemelidir.

Ormanı korumak milli bir görevdir.

Ormanı korumak kiralık yöntemler kullanarak olmaz.

Bu yöntem yangının gerekçelerden biridir.

Orman yangınları ile mücadele bizzat devlet tarafından ve milli bir politika ve kendi araçları ile yapılmalıdır.

Devletin vatandaşını bilinçlendirmesi gerekiyor.

Devletini seven vatandaşın devletine zarar vermeyeceği bilinci ile bütün vatandaşlara en adil yaklaşılarak adalet duygusunun güçlenmesi sağlanmalıdır.

Vatandaşlık duygusu körelen vatandaşın her an zarar verebileceği bilinmelidir.

Milyarlarca ağaç dikmiş olmak, dikilen bu ağaçları koruyamadıktan sonra hiçbir işe yaramaz.

Koruyamadıktan sonra, dikim için yapılan bu harcamalar israftır.

Övünüyoruz.

Diyelim ki son on yılda beş milyar ağaç diktik.

Tamam da koruyamadığımız için 15 günde yanan ağaç sayısı kaç milyar. Bugün diktiğimiz beş milyar ağacı yirmi yıl sonra yakacaksak dikmeye ne gerek var.

Ciğerlerimizi yakan yangınlarda değeri para ile ölçülemeyen, geri getirilemeyecek kaç can, kaç canlı yok oldu.

Yangın söndürmek için yapılan harcama ve zarara uğrayan vatandaşlar için harcanması gereke miktar kaç liradır.

Bu paraları korumak için kullansak daha doğru değil mi?

Ne dersiniz?