Güçlü devlet olmak

17.09.2020 09:34

Ülkelerde demokrasiden bahsedebilmek için, seçimlerin yapılıyor olması gösterge değildir. İnsan hakları adalet ve ekonomik gücün topluma eşit olarak yansıyor olması temel esaslardır.

Suriye, Irak ve diğer Arap ülkeleri, Afganistan, Pakistan, Çin, Hindistan, Sudan, Tacikistan, Afrika ülkeleri vs. daha onlarca ülke sayabilirim.

Bu ülkelerde seçim yapılıyor olması demokrasiyi özümsediklerini, adil bir yönetimlerinin olduğunu gösterir mi?  Ben bu ülkelerin hiçbirisinde yaşamak istemem.

Bazı ülkelerin doğal kaynaklar dolayısıyla güçlü ekonomiye sahipmiş görüntüsü vermeleri, güçlü ülkelere sermaye, meze olmak dışında neye yarıyor?

Hiçbiri yaşanmış ve yaşanmakta olan gerçekleri değiştirmiyor.

Güçlü ülke tanımı kişileri göre de değişiyor.

Birçok insan, nüfusun fazla olmasını güçlü devletin ana unsuru olarak görüyor.

Güçlü devlet güçlü ailelerden, güçlü aile çok nüfustan oluşur, her doğan rızkı ile doğar diyorlar ancak aynı kişiler, açlıktan ölümlerin olduğunu görüyor ve vicdanlarının gereği o ülkelerin insanlarına yardım edebilmek için uğraşabiliyor, gayret sarf ediyor.

Demek ki plansız bir nüfus artışı güçlü devlet olmanın ana unsuru değil, söylenilenin aksine açlıktan ölümler de oluyor. Dünya bunun canlı örnekleriyle dolu.

Gerçeği söylemek gerekirse eğer, güçlü olmak; ailelerde bakılabilecek kadar, ülkede ise ekonomik gücün eşit paylaşılabildiği ve iş verilebilen sayıda nüfusa sahip olmaktır.

Aksi takdirde, fakirlik, hırsızlık, gasp, çocuk ve kadın cinayetleri, madde bağımlılığı ve bağlı olarak madde ticareti, adi cinayetler, yolsuzluk, dolandırıcılık, inanç sömürüsü, merdiven altı gelişen dinimizde olmayan sapkın inanışlar, ahlaksızlık vs. alır başını gider. Açlıktan insanlar ölür.

Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip iki ülkeye, Hindistan ve Çin’e bakalım.

Çin ekonomik olarak neredeyse dünyaya hükmediyor diyebilirsiniz.

Esas anlatmak istediğim de doğru olmayan bu algı ve gerçek, bu görüntünün arka planında gizli zaten.

Nüfusları ile birbirleriyle yarışır durumda olan bu iki ülkedeki %75 çoğunluk vatandaş, metro ve benzeri ulaştırma vasıtalarında istiflenmişçesine evinden işine, işinden evine giderken aldıkları cüzi ücretlerin karşılığı olan karın tokluğuna yaşadıkları sefalet belki Afrika ülkelerini bile aratmaz.

Çin’in ekonomik gücü toplumun belki %25’ine yansıyan devlet gücünü oluşturuyor.

%25 mutlu azınlık, diğer %75’in sefaletinden güç alıyor, devlet de öyle, her türlü rezalet bu ve ekonomik gücüne göre fazla nüfusa sahip fakir diğer ülkelerde başlıyor ve dünyaya yayılıyor.

Ülkemizde dahi nüfusumuzun neredeyse %10’u dünyaya kapalı bu iki devlet dışındaki benzeri sefaleti yaşayan diğer ülkelerden gelmiş vatandaşlarından oluşuyor. Gittikleri yerlerde de kölelik yapıyorlar, sefaletin ikinci perdesini yaşıyorlar.

Bu ülkelerde % 75 hem sefaletle boğuşuyor, aynı zamanda devlet gücünü kullanan diğer % 25’e yani, devlete köle gibi hizmet ediyor.

Çin’de, Hindistan’da ve diğer saydığım ülkelerde, sadece nüfusun %25’inin refah göstergeleri olan eğlence ve lüks yaşantı sokağa yansıyor.  (Milyon dolarlık düğünler, lüks yaşantı vs.)

İnsanlar da buna kanıyor, yanıltıcı bu görüntüye göre karar verilerek Çin çok güçlü deniyor.

Hindistan ikinci büyük nüfusa sahip ve hiç izaha bile gerek yok ki, her yönüyle dünyanın en geri kalmış ve ahlaki çöküntünün had safhada olduğu akla gelmeyen adi olayların yaşandığı, sefaletin kol gezdiği ülkelerinden birisi. Diğer Arap ve Afrika ülkelerinde de durum aynı.

Bu ülkelerdeki güç, şişirilmiş balona benzer ve görüntüdeki güçleri sivri bir cisme rastlayıncaya kadar devam eder.

 

Ülkemizde son günlerde keşfedilen doğalgaz kaynağı, ekonomik güç açısından oldukça önemli ve herkesin sevinmesi gereken bir durum. Umarım devamı da gelir.

Ancak eleştirdiğimiz bu ülkelere benzememek için;

Mevcut imkânların ve yeni kaynakların mutlaka halkın tamamını kapsayacak şekilde kullanılması, öte yandan insan hakları ve çevreye duyarlı politikalar izlenmesi gerekiyor. Olmazsa olmazımız adalet, vazgeçilmez temel unsurumuz olmalı, tabii ki kontrollü nüfus unutulmamalı. Herkes bakabildiği kadar nüfusa sahip olmalı.

Güçlülüğümüz ancak o zaman pekişir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları