Gazetecilik anılarımdan, Gazeteci Taner Atilla anısına…

03.01.2023 12:43

Geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılıp ebedi mekanına göçen şefim, abim Taner Atilla’nın 2 Ocak doğum günüydü. Bir ara oğlu Burak Atilla aramıştı. “Babamın yakın dostlarını tek tek arıyorum. Abi sizde de yaşanmış anıları olabilir. Babamın vasiyeti olarak yarım kalan kitabını tamamlayacağım” diye ricada bulunmuştu.
Meslek yaşamımda bana ve benim gibi birçok arkadaşıma gazetecilik alanında ufuk açıp, el uzatan Müdürüm şefim Taner Atilla’nın doğum gününde ona Allahtan rahmet diliyorum. Bu anı anekdotum hem yazılacak kitapta, hem de siz değerli Mygazete okurlarıyla paylaşıp anısına yaşatmak için aktarıyorum.

EVET;

“Gazetecilik yıllarımın en haraketli ve unutulmaz günlerini onun bize kattığı motivasyonla hatıralarımda hep var ettim. Taner Atilla adı bizim dönemde muhabirlerin gerçek bir duayeni ve haberciliğin markasıydı.
Ağrıda Hürriyetin bir taşra muhabiri olarak (1974) göreve başlamıştım. Ailemin Antalya’ya intikaliyle Hürriyet muhabirliğim burada devam etti. Taa ki 12 Eylül 1980 askeri darbesi yaşanınca Tercüman-Bulvar grubuna geçtim. Darbenin Konsey Başkanı Kenan Evren ve diğer kuvvet komutanları Antalya’ya çok sık ziyaretlerde bulunur ve bizim gazetecilik tempomuz daha da artardı.

Konsey heyetinin böyle bir ziyareti ve basın toplantısını takip etmiştim. Antalya’nın tek 5 yıldızlı oteli olan Talya Otel'deki o gün Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü rahmetli Çetin Emeç Bey ile tanışma imkânı bulmuştum. Ertesi gün için kendisini ziyaret ettiğimde “Seninle şöyle bir Antalya turu atalım” deyince hemen bir taksi çağırdım. “Olmaz, yürüyerek Antalya’yı yakından tanımak istiyorum” deyip Işıklar caddesinden, üç kapılar, kale kapı, cumhuriyet caddesi, Konyaaltı varyantı başına kadar yürümüştük. O sormuş ben cevaplamıştım. Böylece hiçbir yerde edinemeyeceğim gazetecilik dersi almıştım. Eski özel idare binası karşısına geçerken Arun Apartmanı 3 katında kiralık yazısını görüp, “Burası Milliyet Gazetesinin Bölge Bürosu olacak. Sende Büro şefisin. Hayırlı olsun” ifadeleriyle şaşkınlık içinde kalmıştım. İletişim fakültelerinde 4 yılda alınan gazetecilik eğitimini ben 6 kilometrelik yol güzergahında rahmetli Çetin Emeç’ten kazanmış bir anda mesleki kariyerim değişmişti.

Kendilerini otellerine bırakıp vedalaştıktan sonra, “Yarın sabah Taner Atilla’yı gönderiyorum o gerekenleri hal eder demişti. ve ertesi sabah havaalanında karşıladığım Milliyet Haber Ajansı Genel Müdürü Taner Atilla beyin tavan yapmış gazetecilik heyecanını his edince elim ayağıma dolanmıştı. Hiç nefes almadan deniz manzaralı yeni büromuza geldik. Mal sahibi (rahmetli) Dr. Naci Arun ile kira sözleşmesi yapıldı. Büro malzemeleri mefruşatı alındı. Sanki bir sihirli el yardım edercesine bir günde büro faal hale geldi ve ertesi gün MİLLİYET ANTALYA BÜROSU devasa tabelası ile taçlandı.

Ve benim 5 yıl sürecek Milliyet serüvenim Taner Atilla (Şefim) ile başlamıştı. Ona her sabah Antalya gündemini iletmek özellikle diğer gazetelere karşı haber atlatmak hem benim hem şefimin vazgeçilmeziydi. Gazetecilik istihbarat ağlarım çok iyi olduğundan 24 saat tetikteydim. Ben ve büro muhabirlerimiz (Deniz Akgün, rahmetli İsmail Kömür, rahmetli Ramazan Karaburun, Abdullah İnal, gibi) Taner Atilla’nın iş disiplinini bildiğimizden çok hassas çalışıyorduk. 1982-1987 yılları arasında onunla çok anılarımız oldu. Birkaçını anlatayım;

* O dönemin Anadolu Ajansı Bölge Müdürü Ahmet Dökdök’ün ricasıyla Milliyet büromuza hemşerisi Ramazan Karaburun’u almıştık. İlk defa Afyonun Sultandağı kasabası Yeşilçiftlik köyünden çıkıp Antalya’ya gelen (rahmetli) Ramazan kardeşimiz ofis boy olarak büroda yatıp kalkıyor ofisin hizmetlerinde bulunuyordu.Her sabah haber gündeminden sonra ben ve muhabir arkadaşlarım görev için sokaklardaydık. Akşam üstü büroya döndüğümüzde Ramazan’a sorduk “arayan soran var mı” diye. İş hayatında hiç tecrübesi olmayan Ramazan Karaburun,

“Şefim adamın biri sizi aradı neler dedi ben pek anlamadım. Sadece bağrış çığrış sesleri vardı” deyince hemen İstanbul merkezi aradım. Orada Yurt Haberler servisinde telefona bakan Nurettin İğci kardeşimiz, ‘Taner Bey sana ateş köpürüyor. Cahil adamın birini telefonun başına koymuşsun’ dedi. Karşımda oturan Ramazan Karaburun ‘Ya şefim telefon çaldı ben kaldırdım ama o telefonu sizin gibi tutmamışım. O yüzden de pek bir şey anlamadım ve karşıya anlatamadım’ itirafını yapmıştı.
Meğerse bizim Ramazan ömründe ilk telefon ahizesini bizim büroda eline almış ama hangi tarafından konuşulur hangi tarafından dinlenir bilmezmiş. Tabi bunu Taner beyle deneyince ortalık çalkalanmıştı. Ramazan kısa bir süre sonra bizden ayrıldı Özel İdareye işçi eleman oldu. Sonrası mı? Dönemin Valisi Bahaeddin Güney onu Valilik Basın bürosuna aldı ve her gün Antalya gazete küpürlerini vali beye o aktarıyor Valinin has adamı olmuştu. Dürüstlüğüyle herkesin gönlünü kazanan Ramazan kardeşimizi iki yıl önce yitirdik. Ruhu şad olsun.

Savaş Ay ve Taner Atilla

*Rahmetli Savaş Ay ile MHP Lideri Alparslan Türkeşi takip ediyoruz. Side deki Defne otelin önü güvenlik anlamında adamları tarafından etten duvar gibiydi. Rahmetli Türkeşi fark eden Savaş bir an arabadan fırladı kendini onun ayakları altında diz çökerek, “Sayın Başbuğum İstanbul’dan sizin için geldim. Bu mübarek ramazan gününde beklemekten haşat olduk. Adamlarınız bizi vuracaksa vursun biz bu röportajı yapmadan dönersek işimizden oluruz” deyince ayağa kalktı. Bu arada tele ile her anı kaydeden ben “kapıdan giremiyorsan, damdan gireceksin” gazetecilik felsefesini öğreniyordum.
Röportaj ve fotoğraflar çekilmiş Antalya’ya dönülmüş filmler yıkanıp karta basılmış telefoto için Anadolu Ajansına geçmiştik. AA görevlileri bürodan o gün erken çıkmışlardı. İstanbul akşam baskısı için Türkeşin fotoğraflarını bekliyordu. Bir omuz darbesiyle kapıyı açmaya çalışan Savaş Ay, meslek aşkına kafasına koyduğunu yapacak bir karaktere sahipti. Son dakikada aramalarımıza yetişen AA muhabiri Sabahattin Atmaca gelmiş ve kapı kırılmamıştı. Böylece fotoğraflar İstanbul’a salimen geçilmiş haber atlatmıştık. Taner Atilla ve tüm yazı işlerinin takdirini kazanmıştık. Sonraki yıllarda Savaş Antalya ya her geldiğinde ona foto muhabirliği yapmış sıkı bir dost olmuştuk.

İşte böyle, Taner Atilla Antalya’ya her gelişinde bizim onu ağırlamamız gerekirken o tüm personeli eşler ile birlikte yemeğe alır müdürlük etiketini bir yana koyar abi kardeş hoş sohbetler yapardık. İllaki her sohbetin sonu habercilik, gazetecilik ile noktalanırdı.

ZEKİ MÜREN HAYRANLIĞI

1986 senesinde Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve konsey üyeleri Çankaya çalışmalarını Erzurum’a taşımışlardı. Benim Ağrılı olmam nedeniyle Erzurum Milliyet Bürosuna 10 günlük geçici süreyle takviye gönderilmiştim. Büro şefi Hayri Köklü ile tanışmış güzel ve başarılı bir çalışma ile görevi vukuatsız tamamlamıştık. Bunun mükafatı olarak bir haftalık İstanbul tatili hak etmiştim. Sonraki yıllarda bir talihsizlik sonucu Milliyet iş akdimi fesih edince Güneş Gazetesine geçtim. Aynı yıl dünyaya gelen kızıma Güneş adını verdik. Ve sonraki yıllarda Taner Atilla, Antalya Milliyet Gazetesi tesisler müdürü oldu. Antalya Basın camiası olarak daha sık görüşür olmuştuk.

Tekrar İstanbul’a Yeni Çağ Gazetesi'ne dönünce bir süre irtibatımız olmadı. Sonraki yıllarda sosyal medyadan kendisini bulunca çok mutlu olmuştum. Özellikle Türk Sanat Müziği paylaşımları ve Zeki Müren hayranlığı hoş bir tutkuydu. İki yıllık pandemi sürecinde onun torunlar ile paylaşımları bahçesindeki meyve ağaçları ve çiçeklerin renkleriyle bir şeyler anlatıyordu. Vefat haberini duyduğumda inanamadım.

Hala da inanamıyorum…

Elbette her canlı ölümü tadacaktır. Şefim Taner Abime, tanışmamıza vesile olan dünya beyefendisi Çetin Emeç’e Allahtan rahmet sevenlerine sabır niyaz ediyorum. Onlar benim arşiv fotoğraflarımda ve kalbimde hep yaşıyor olacaklar. Burak Atilla kardeşim, sizin babadan yarım kalan sayfaları tamamlama vefanız karşısında saygı ile eğiliyor sevgilerimi iletiyorum.

Doğum günün kutlu olsun Taner Atilla.

Erdal Orhan. Milliyet Gazetesi 1982-87 dönem büro şefi...

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları