Ekslibris bizi kurtaracak

01.09.2020 09:58

Dünya her geçen an küreselleşmenin etkilerini tüm hücreleriyle hissediyor. Duyularımızı kapatmaya çalışsak da etkisini büyük sağlık sorunlarıyla, salgınlarla, ekonomik çöküşlerle ve doğal afetlerle bizatihi yaşıyoruz. Küreselleşme geçmişte bize ipuçları verse de bildiğimizi okuduğumuz için artık sadece ipucu vermekle kalmıyor yaşamımızın merkezini yerle bir ediyor. En sarsıcı müdahalesinde bulunuyor. Bu saldırıya kadercilik diyenler de var elbette aramızda. Ancak bilinen gerçeklere gözleri kapasak da ne fayda… Saklandığımız yerden sobeleneceğiz hepimiz. Hiç mi çıkış yolu yok diye soruyor musunuz? Her zorun bir kolaylığı, her yolun bir sonu vardır elbet.

En sevdiğimden başlayarak yanıt vereyim: küreselleşen dünya düzenine karşı kuyruğu dik tutmak gibisi yokJ. Hani derler ya bir kum tanesi denizin dibindeki istiridyeye yapışıp zamanla inci halini alır diye. O kum tanesi olan bireysel mücadelemiz dünyayı kurtaracak olan işte.Yaşamak kadar iyimserlik de güzel şey içine azıcık akıl tohumu da atarsan… Ne yazık ki ülkemizde aptalların mutlu yaşadığı teorisi hala geçerliliğini koruyor. Esas soru şu kim aptal olduğunu kabul ederek son nefesini verecek cesarete sahip? Cevap: E- hiçbirimiz…

Kozmopolitliğin bangır bangır sınandığı bir nevi genetiğinin alt üst edildiği küresel dünya düzeninde dünyayı yaşanmaz hale getiren de yaşanır hale getirecek de insan oysa… İşin tüm sırrı o kum taneciğinde…

Gelelim bu yazının başlığıekslibris kelimesini tanımaya. Çok okuyanlar bir umut göz ucuyla bakanlar ekslibris kelimesinin ne olduğunu biliyor olsa gerek.Latinceden dilimize aktarılan ekslibrisin hayatımızdaki serüvenine bir göz atalım… 15. yüzyılda Gutenberg’in matbaayı icat etmesinden önce kitaplar manastırlarda elle yazılırmış ve bu elle yazılan kitapların sahipleri onların çalınmasından korktukları için kitapların iç kapaklarına nev’i şahsına münhasır işaretler koyarmış. O dönemlerde sahip olan kişilerin karakter özelliklerini yansıtan bu yapıtlar, özel bir mülkiyet işareti haline gelmiş. Kısaca ekslibris; gereksinim sonucu ortaya çıkmış, 19. yüzyıldan itibaren sanatsal değer taşıyan nesneler olarak ele alınmış ve estetik kaygılar gözetilerek biçimlenmiştir.Okumaya mecali olmayanlar zor tanışır kendisiyle ancak geçmişi görerek geleceğe etki etmek isteyenlerin istisnasız uğrak yeridir ekslibris.

20 yıldır iletişim üzerine okurum. Bence onca kitle iletişim aracını sollayarak bu “iletişimsizlik çağı”nda özgün bir iletişim aracı ekslibris… Bakmasını, okumasını bilene trenin sonundaki ışık.Tanımından daha ağır anlamları var yani. Sanatı, sorgulamayı, hassasiyeti, var olmanın gerekliliklerini, estetiğin önemini özgün bir şekilde sunar.Kendimizle gerçekleştireceğimiz iletişimin en zoru ve en kolayına ayna olur. Şikayet ettiklerimize şükretmemizi, kirlettiklerimizi temizlememizi sağlar. Bizim mührümüzdür aslında hayat çizgisinde nokta kadar varlığımızda.Dünyayı yapan da yıkan da insan olunca pencereden nereye baktığı, arkasından nasıl iz bıraktığıdır insanın kuyruğunu dik yapan. Kum taneciğini nereye koyacağını bilen insanların hiçbirinin sorunu çözümsüz kalmaz. Nev’i şahsına münhasır bir yöntemle tüm olumsuzlukları geri teperler. Günümüzde bu sanatı neredeyse gören duyan kalmadı. Ondandır bu çilemiz. Ormanlarımızın ağlaması, hastanelerimizin dolup taşması… Özgün bakmayı, üretmeyi ve mücadele etmeyi unutur hale geldik. Dünya da doğa da bu halimize küskün. Özgünlükle benci-liği; menfaatlerimizle duyarlılığı birbirine karıştırdığımızdan kendi ekslibrisimizi yazamadan göçeceğiz bu dünyadan.Belki bir işaret koyarsınız kitabınıza benim kitabım böyle başlamalı diye. Yaşınız kaç olursa olsun dünya sorunlarına belki bırakacağınız kum tanesi kadar mührünüz bir umut olacaktır kim bilir bu yazıyı okuyunca... Şikayet etmek ya da beklemekten ziyade başlanılası bu yolculuğa. İnanın ekslibrisimiz bizi kurtaracak olan. Bize ait yek ve insanlığa armağan…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları