Dünya markası şehir nasıl olur?

18.09.2017 13:31

Dünya kenti Antalya sloganını hemen hemen hepimiz kullanırız. Üstelik çoğumuz kullandığımız sloganın ne anlama geldiğini bilmeden kullanırız…

 ‘Dünya kenti Antalya’ söylemi aslında Antalya’ya çok yakışıyor. Herkes gibi benim de kulağıma çok hoş geliyor. Gittiğim ülkelerde gördüğüm dünya kenti şehirlerle Antalya’yı kıyasladığım zaman en uygun sloganın “Dünya turizm kenti Antalya” olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizim kıyılarımız henüz kirlenmedi. Allah vergisi denizimiz içilecek seviyede. Kumumuz, güneşimiz mükemmel.  En mühimi de birçok ülkede olmayan konforda tesislerimiz ve içersinde güler yüzlü hizmet veren insan ve hizmet kalitesi. Bu yönümüzle evet dünya kenti bir şehiriz.  

Geçtiğimiz günlerde Manavgat’ta yine turizme hizmet edecek “Yörük Kültürü Müzesi” açılışına katıldım. Burada Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel “Hedefimiz 5  yıldızlı otellerimizin kapısından itibaren kentlerimizi de 5 yıldızlı hale getirmektir” diye bir konuşma yaptı. Benim yıllardır yazıp çizdiğim önemli bir konunun altını çizmişti Türel Başkan... 

Marka şehir nedir? Dünya kenti olmak nasıl bir şeydir? Bu sloganı kullananlardan kaçımız dünya markası olmuş bir kenti ziyaret etti acaba? Kriterlerini bilerek mi bu sloganı Antalya için kullanıyoruz? Hiç marka olmuş bir dünya kenti ile Antalya’yı yan yana koyup kıyasladık mı?

Antalya’nın dünya kenti olabilmesi için inanın oldukça fazla kriter var. En önemlisi çevreye duyarlı korunmuş bir kent. Alt yapı hizmetleri, görsel yapı vs. vs. liste uzayıp gidiyor.

Antalya marka şehir olmaya aday bir kent. Para kazanma uğruna yeşili yok edip yerlerine bina dikerseniz marka şehir olamazsınız. Zaten hiçbir kalitesi olmayan kaldırımlara totem dikerseniz, adım başı kentin her tarafını reklam panoları ile doldurursanız marka kent olamazsınız.

Allah vergisi olan denizi iyi koruduğumuzu da söyleyemem. Doğamız hızla yok edilirken, Antalya denizinin de hızla kirlenmeye başladığını üzülerek yazıyorum.

Dünya kenti Antalya olacaksak önce çevreyi koruyacağız. Denizimizi sahilleri koruma altına alacağız. Alt yapımızı düzelteceğiz. Görsel kirlilik belasından bu kenti kurtarmalıyız.

Belediye meclislerinde bu konular hiç konuşulmuyor. Çevreye duyarlı valimiz, belediye başkanlarımız, bürokrat ve sivil toplum temsilcilerimiz var ama inanın icraat yok.

En değerli Allah vergimiz doğal zenginliklerimizi devlet millet eliyle nasıl katlettiğimizi belgeleriyle birkaç bin sayfa yazabilirim. Hala bitmek tükenmek bilmeyen ama az kalan doğal zenginliklerimizi korumaz isek, bu kentin övünç kaynağı yıldızlı tesislerin hiçbir önemi kalmayacak.

Resmen felaket "Adım adım geliyorum" diyor. Deniz, kum ve dağların eteklerindeki az kalan yeşil canlılar "Koruyun bizi" diye çığlık atıyor.

Antalya’yı marka şehir yapacaksak, dünya kentleri arasına sokacaksak eğer kriterleri yerine getirmek lazım. Az kalan değerlerimizi göz bebeğimiz gibi korumamız lazım. En önemlisi de milyonlarca insanın tercih sebebi olan denizi, kumu korumamız lazım.

Başka Antalya yok, sloganı doğru ama rakipsiz değil. Biz yayın gruplarımızda MYGazete.com ve MY Dergi çevreye duyarlı yayınlarımızla üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.

Ülkemizi, Antalyamızı sevmek lafla değil, icraatla ve hizmet ederek olur diyor, herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Aydınlık yarınlar dilerim.

 

    

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları