Bir yanlış uygulama ve vatandaş öncelikli adalet

08.10.2019 15:36

Vergi Usul Kanunu’nun 359’ncu maddesinde yer almış olan gizleme fiili [ibraz etmeme] ile ilgili vergi müfettişlerinin düzenledikleri çok sayıda vergi suçu raporu kanundaki hükme aykırı düzenlenmekte ve bunun münferit değil genel bir yanlış uygulama olduğunu anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu’nun 359’ncu maddesi, vergi sistemini çökertecek fiiller dolayısıyla, mükelleflerin ceza mahkemelerinde yargılamasını düzenleyen bir madde olup, düzenlenen vergi suçu raporları ceza mahkemelerine intikal ettiğinde, hakimler tarafından bilirkişilere havale edilmekte, bilirkişilerin de konuya tam vakıf olamayarak vergi inceleme elemanının görüşü doğrultusunda rapor tanzim etmesiyle, su ve hava gibi ihtiyaç olan adalette telafisi mümkün olmayan bu kararlar nedeniyle, kişilerin vatandaşlık duyguları körelmektedir.

359’ncu maddenin ikinci fıkrası; [Defter, kayıt ve belgeleri gizleyenlerin cezalandırılmasına yönelik hüküm de içerir ve varlığı noter kayıtları veya başka şekilde sabit olduğu halde, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi gizleme olarak kabul edilmiştir.

Yani, yasal defter ve belgeler yetkili kimselere mücbir sebep yok iken ibraz edilmez ise 3 yıla kadar hapis cezası söz konusudur.]

Kanuni düzenlemelerde, virgülün, noktanın, bağlacın nerede nasıl kullanıldığı çok önemlidir.

359’nu maddenin ikinci fıkrasında gizleme ile ilgili hüküm; “KAYIT, DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEYENLER” şeklindedir.

Bu ifadede anlaşılamayacak bir durum yok aslında. Çünkü kullanılan bağlaç [VEYA] değil [VE] bağlacıdır. Dolayısıyla maddede; Kayıtlı defterler ile belgelerin bir bütün halinde birlikte ibraz edilmemesi hali tanımlanmaktadır.

Fiilin ancak bu şekli, incelemeyi imkânsız kılar, vergi sistemini çökertmeye yönelik fiil haline gelir ve 359’ncu maddedeki özel cezalandırmaya konu teşkil eder.

Belgelerin ibraz edilip defterlerin ibraz edilmemesi, üç beş gider belgesinin ibraz edilmemesi yanında defterlerin kayıtlı bir şekilde ibraz edilmiş olması, inceleme yapılmasına engel olmayacağı gibi, kayıtları yapılmış kanuni defterlerin tek başına ibrazı halinde de inceleme yapma imkânı mevcuttur ve inceleme sonucunda Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddelerine göre rutin ek tarhiyat işlemleri yapılabilecektir.

Bu durumda da 359’ncu maddedeki sistemi çökertecek ibraz etmeme [gizleme] fiili oluşmayacağından, vergi suçu raporu düzenlenmesi asla gerekmeyecektir.

Çok basit bir örnek verirsek;

Bana Ahmet ve Mehmet’i çağır dediğimizde, [ve bağlacı dolayısıyla] her iki kişinin de çağrılması gerekir.

Ahmet veya Mehmet’i çağır dediğimizde [veya bağlacı dolayısıyla] iki kişiden herhangi birisinin çağrılması yeterli olacaktır.

İşte kanun metninde kullanılan bağlaç bu örnekteki gibidir ve kanunda [VE] bağlacı kullanılmış olmasına rağmen, uygulayıcılar bu bağlacı sanki [VEYA] imiş gibi algılayarak, yıllardır affedilmeyecek çok sayıda hatalı uygulamaya sebep olurken, yanlış uygulama sonucunda da çok sayıda kişi hukuksuz bir şekilde hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır.

Vatandaşın her zaman ihtiyaç duyabileceği uygulayıcıların,şifre ile girilen bürolarda devlet gücüyle, uyguluyorsam doğrudur zihniyetini terk ederek, vatandaş odaklı hizmet anlayışına intibak etmeleri ve mevzuattaki yanlışların düzeltilmesi gayretinde olmaları yanında, vergi mükellefleri ve müşavirlerinin de yanlışlara cesaretle karşı çıkarak devlet gücünün yanlış kullanılmasına engel olmak için, yargısal süreçteki savunmalarına izah edilen şekliyle yön vermeleri yanlışların ortadan kaldırılmasını ve onlarca yıldır yanlış uygulanan daha birçok hatanın da düzeltilmesini sağlayabileceklerdir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları