BİR ENGELLİ ANNESİ OLMAK

15.05.2017 16:13

Değerli Okurlar,

Bir kısmımızın “Batı’nın bize dayatması” olarak değerlendirdiği, fakat bence çok da güzel bir anlayışla toplumumuzda yer bulan güzel bir günü geride bıraktık dün. Anneler günü…

Anneleri hayatta olanlar günü annelerinin yanında geçirip onların mutluluklarını paylaştı, annesi sağ olmayanlar ise mezarına giderek yâd ettiler kendisini doğurup bugünlere getiren annelerini.

Hiç şüphesiz ki Allah’ın kadını üstün yaratmasının en büyük önemi ona analık duygusunu bahşetmesidir. Bu kutsal duygu kadını merhametli, şefkat sahibi ve koruyucu yapar.

Her genç kadının hayali değil midir anne olmak? Kendisinin kanından birini dünyaya getirerek yetiştirip, onunla hayat boyu gurur duyabilmek… Onun varlığını öğrendiği ilk an, ilk hareket edişi, ilk ağlaması, “anne” deyişi, ilk dişinin çıkması, ilk hastalanışı, okula ilk gittiği gün, okumayı söküşü…

Bunları hiçbir zaman unutmaz anne. Yıllar geçtikçe hep bir masal gibi anlatır, anlatır, gururlanır…

Bir de hiçbir şeyden habersiz bir genç anne adayının ne olduğunu anlayamadan dünyaya getirdiği engelli bir çocuğu olduğunu hayal edin şimdi. Gözleri olmadan doğan, bedeninin bir yerini kullanamayacak olarak doğan, yahut doğum esnasında yaşanan bir sorun nedeniyle bazı organları gelişmeyen çocuğu kabullenme süreci bir süre yıkar genç anneyi.

Fakat Rabbim ’in kendisine verdiği sabır girince devreye bu konuda hiçbir eğitimi olmayan anneyi dünyanın en iyi eğitmeni, en aşılmaz koruyucu kalkanı yapıverir. Artık o anne ömrü boyunca o çocuğun sıkıntılarıyla dertlenecek, onun bir anlık gülüşüyle dünyanın en mutlusu olacak, gösterdiği en küçük başarı ona dünya rekoru gibi gelecektir.

Bir engelli annesi olmak nasıl bir duygudur? Tarifini evvela kendi anneme sordum dün. Anneciğim yine duygulandı ve gözleri doldu:

Sen bu çocuğa bakamazsın, ne istediğini anlayamazsın, görmeyen çocuğun her şeyi zor olur, Allah sabır versin… Diyenleri dinleyerek geçti senin çocukluğun oğlum, dedi. Fakat Rabbime binlerce şükür ki benim oğlumsun. Seninle gurur duyuyorum derken sesine yansıyan o samimiyeti yüz ifadesinde görmeye gerek duymadım hiç.

Kadın dernekleri değişik programlarda bugünlere özel yılın annelerini seçiyorlar. Gelin yılın annesi kriterlerimize engelli annelerini de ekleyelim bu yıl. Bir engelli çocuğu büyütmek tahmininizden daha zahmetli dostlar.

Bir görme engelli çocuğu ele alalım: Göz iletişimi kuramayan bebek çevresinde olup bitenleri algılayamadığı ve başka şeylerle oyalanamadığı için gününün yarısından fazlasını ağlayarak geçirir. Öyle ki ne zaman ne için ağladığını anlamanız mümkün değildir.

Çocuk çevresinden rol model alamadığı için akranlarına göre çok geç yürür. Yürüdüğünde akranlarına göre daha fazla nesneye çarpar, daha fazla yaralanır. Koruyucu olmaya kalksanız, kendisine güveni azalır. Hiçbir şey yapamayan bir varlığa dönüşür serbest bırakıp kontrol etmeseniz bir ayrı sıkıntıdır.

Çocuk göremediği için dokunduğu her yeni nesneyi sabırla anlatmak zorundasınız. “bu nedir? ne işe yarar? Gibi soruları her bir nesne için en az elli kez cevaplamak zorundasınız.

Doğuştan görmeyen çocuk, göremediğini ancak okul çağına gelince fark eder. Çevresindekilerden bir farkı olmadığını düşünerek 5-6 yıl geçirir. Ona bu durumu onun anlayacağı dille anlatabilmek anne olarak size düşecektir.

Bu anlattıklarım sadece küçük birer anekdot. Varın gerisini siz hayal edin.

Demem o ki kıymetli okurlarım,

Bir engelli annesi olmak, sabır taşı olmaktır.

Bir Engelli annesi olmak, toplumdan dışlanmayı engelli çocuğundan önce tatmaktır.

Bir engelli annesi olmak, hayatla savaşmaya genç yaşta alışmaktır.

Başta yazıma konu olan bu kıymetli insanlar olmak üzere tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları