Başkanlık sistemi

09.03.2015 07:20

Ülkemizde son günlerde en fazla tartışılan konuların başında “başkanlık sistemi” gelmektedir. Yılardır parlamenter sistem ile yönetilen ülkemizde, bu sistemi yerden yere vuranlar, birdenbire parlamenter sisteme kurtarıcı olarak sarılmışlardır. Bunun nedeni 12 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarının başkanlık sistemini tartışmaya açmış olmasıdır. Sistemler hakkında yeterince bilgisi olmayanların bile, sırf AK Parti istedi diye başkanlık sistemine düşman kesilmeleri ya da facia olarak nitelendirmeleri anlaşılır değildir. Bu durum ancak “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” durumu ile açıklanabilir.

Nedir başkanlık sistemi?

Başkanlık sistemi, hükûmet başkanının aynı zamanda devlet başkanı olduğu Cumhuriyete dayalı bir sistemdir. Bu sistem de yürütme erki yasama organından bağımsız olduğundan yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrım ve denge vardır. Başka bir deyişle, yürütme organı ile yasama organı, parlamenter sistemde olduğu gibi iç içe geçmemiştir. Bu sistemde güvensizlik oyu ile hükümetler düşürülüp, erken seçimler yapılamaz. Bunun yanında, yürütme de yasamayı fesh edemez.

Devlet başkanın, yasa önerme yetkisi olmamakla birlikte, yasama organınca (parlamento) yapılan yasaları veto etme hakkı vardır

Başkanlık sisteminde kabine üyeleri, devlet başkanıyla birlikte çalışır ve yasama organının çıkardığı yasaları uygulamak zorundadırlar. Yürütme organında görev alan bir kişi aynı anda yasama organında görev alamaz.

Başkanlık sisteminde, devlet başkanı ile hükümet başkanı arasında ayrım yoktur. Yürütmeyi devlet başkanı tek başına temsil eder. Çünkü Cumhurbaşkanı, doğrudan halk tarafından yürütmenin başı olarak seçilir.

Başkanlık sistemini savunanlar bu sistemin dört ana avantajı olduğunu iddia etmektedir.

1-Başkanlık sisteminde, cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiğinden gücünü halktan almaktadır. Başka bir deyişle, Cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan yetkilendirilmiştir.Başkanın parlamento karşısında siyasal sorumluluğu yoktur.

2-Başkanlık sistemi,sert kuvvetler ayrılığı sistemi olarak adlandırılmaktadır. Yanikesin bir “Kuvvetler ayrılığı” söz konusudur. Yasama, yürütme ve yargı birbirlerinin işine müdahale edememektedir. Yasaların belirlediği ölçüde birbirlerini karşılıklı olarak denetlemekte, suiistimalin ve makamın kötüye kullanılmasına engel olunmaya çalışılmaktadır.

3- Başkanlık sisteminde, yasama ve yürütme organlarında, hızlı karar alma mekanizması daha iyi işlemekte, güçlü yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanı değişiklikleri ivedilikle işleme koyabilmektedir.

4- Başkanlık sisteminde, yürütme organını temsil eden Cumhurbaşkanının yasama organını fesh etme yetkisi olmadığı gibi, yasama organının da cumhurbaşkanını güvensizlik oyu ile düşürme yetkisi bulunmamaktadır. İki organın da görev süreleri bellidir. Bu durum, istikrarlı bir yapı ortaya koymaktadır.

Prof Dr. Faruk Bilir’e göre, yasama yürütme arasında çatışmaların krize dönüşmesi, katı olması, çift meşruluk sorunu oluşturabilmesi, siyasal kutuplaşmaya neden olabilmesi ve iktidarı kişiselleştirmesi yani başkanın otoriter eğilime yönelebilmesi gibi nedenlerle başkanlık sistemi zayıf bulunmaktadır.

AyrıcaYürütme gücünün devlet başkanının elinde toplanması, demokratik denge unsurlarının yeterince güçlü olmadığı toplumlarda istikrarı bozmaktadır.

Tüm bu eksikliklerine rağmen, başkanlık sisteminde, yürütme yani devlet başkanı, gücünü halka dayandırmaktadır. Bu hali ile daha demokratiktir.

Başkanlık sisteminde, yürütme daha güçlüdür ve istikrarı sağlama adına daha doğru adımlar atılabilir. Kabine üyeleri, aynı zamanda yasama organı üyesi olmayıp, teknisyenlerden oluştuğundan hizmetler daha rasyonel yürütülebilmektedir.

Başkanlık sisteminde, milletvekilleri sadece kanun ve bütçe gibi önemli işlevleri yerine getirmektedir.Bu sistemde başkan ve bakanlar parlamento çalışmalarına katılamazlar. O nedenle milletvekilleri daha rahat ve özgür çalışabilmektedir.

Başkanlık sisteminde, federal bir yapıya sahip olmak gibi bir zorunluluk yoktur. Ülkenin bölüneceği düşüncesi ile sisteme karşı çıkmak gerçeği yansıtmamaktadır.

Başkanlık sisteminde, hesap sorulacak kişi yürütmenin de başı olan başkandır. Parlamenter sistemlere göre hesap sorulabilirlik daha güçlü görünmektedir.

Latin Amerika’da görülen yanlış uygulamalar örnek gösterilerek, başkanlık sistemine karşı olmak, doğru ve haklı bir bakış açısı değildir.Çünkü bu sistem bir frenler ve dengeler sistemidir. Çünkü yasama ve yürütme organlarına tanınan yetkiler, bu organları karşılıklı olarak birbirlerine muhtaç kılmaktadır. Başkanlık sisteminde, aynı kişinin yasama organına da hâkim olması çok zor görünmektedir.

Sonuç olarak; Diğer ülkelerde uygulanan başkanlık sistemlerinin eksik ve zayıf yönleri tartışmaya açılmalı,uzlaşmazlığı ortadan kaldıracak mekanizmalar ortaya konulmalı veülkenin içinde bulunduğu şartlara uygun olan bir sistem önerisi tercih edilmelidir. Bunun yolu da daha demokratik, daha özgürlükçü yeni ve sivil bir anayasadan geçer. Bu bakımdan 2015 seçimleri ve parlamento yapısı önem arz etmektedir.

Prof. Dr. Bilir’in dediği gibi, Fransa’da uygulanan yarı başkanlık sistemi de bir alternatiftir. Aslında bugünkü sistemimiz yarı başkanlık sistemine oldukça yakındır.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları