Antalya nereye koşuyor?

10.05.2016 11:52

Bir dokunduk bin ah işittik...

Canımı sıkan keriz fırsatçıları’ başlıklı yazı pek çok olumlu olumsuz tepkiler aldı.

Yazı içeriğini Antalya’da kriz yok şeklinde anlayan bir kısım okur, krizin varlığını anlatan bazı örnekler göndermişler bana. Kendilerine teşekkür ederim.

Sanki sözünü ettikleri krizi ben çıkarmışım gibi de, sosyal medya üzerinden, eleştiri kültüründen yoksun paylaşımlarda bulunmuşlar.

Oldum olası ‘Krizler’ ve ‘Kriz’ sözünden hoşlanmıyorum.

Kriz tellallığı yapan gazeteci hiç olmadım. Amacım var olan bir krizin üstünü örtmek, memlekette her şeyi güllük gülistanlık göstermek değil. Tersi krize çare aramak, çözüme destek olmak, oturup, başımızı ellerimizin arasına koyarak ağlamak yerine, sorunları aşmak için biz neler yapabiliriz bunun peşinde olmaktı.

Antalya gerçekten zor günler yaşıyor, uzunca bir zaman yaşayacakta. Parası olduğu halde krizi bahane ederek ödemelerini yapmayan veya öteleyen bu sayede bir çok insanın ekmeksiz, aşsız işsiz kalmasına neden olan fırsatçıları hedef almıştım geçen yazımda. Bu konudaki fikrimden vazgeçmiş değilim.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak bir çok ülke gazetecileri ile iletişimimiz ve işbirliğimiz olduğunu bilen biliyor. Yazılarımda kimsenin bizden destek istemediğine vurgu yaptık. Tekrar yazıyorum; Avrupa’nın her yerinde istediğimiz haberi yazdırabileceğimiz gazeteci dostlarımız var, desteğe ihtiyacınız varsa işte biz buradayız. Bu işi parayla yapan var ancak biz para pul istemiyoruz, memleketimiz için kentimiz için bu konuda gönüllüyüz. Tek istediğimiz gelecek olan gazetecilerin misafir edilmesidir.

Bu sese ATAV Başkanı Nizamettin Şen dışında kimse kulak vermiyor. Çok yakında Antalya için çırpınan çok az insandan biri olan Nizamettin başkan ile tanıtıma yönelik bazı çalışmalar yapacağız da.
Krizi aşma ve tanıtım konularında pek çok kişinin fikri olduğunu biliyorum. Bu konuda birşeyler yapmak isteyenlerin sesine kulak verecek, bu fikirleri desteleyecek oturup konuşabileceğimiz birlikte el ele verip yol alacağımız bir irade, majör istiyoruz sadece.

Yazımızın başlığında Antalya nereye koşuyor dedik...

Sahiden Antalya nereye koşuyor? Bence Antalya güzel günlere koşmuyor!

Güzel günlere koşmak için, veya başarılı şekilde finişe ulaşmak için ortaya konulan çabalar maalesef takım oyunu yapamadığımız için başarıya ulaşmıyor. Konuşuyoruz konuşuyoruz hep konuşmaya devam ediyoruz...

Biz konuşurken buralar da, etkili olduğumuz pazarlarda meydan Türkiye’nin düşmanlarına kalmış olacakki hainler sosyal medya üzerinden Türkiye’ye gitmeyin diye kampanyalar yapıyor! Peki tüm bunlara karşılık biz ne yapıyoruz?

işte soru bu. Varsa bile bu konularda çalışma oldukça yetersiz kaldığımızı biliyorum.

Bu sezon Ruslar yok. Avrupa ülkeleri de güvenlik nedeniyle başka ülkelere yöneldi.

Peki ne yapacağız? Oturup dizilerimize vura vura ağlayacakmıyız! Yandık bittik kül olduk yetiş eyy devlet baba mı diyeceğiz?

Bence yapılacak çok şey var? Yapacak insan çok fazla yok. Var olanlar da dinlenmiyor, itibar görmüyor.

Vakit ilerledikçe herşey aleyhimize işliyor.

Tek umudumuz Körfez ülkeleri gibi görünüyordu orası da sıkıntılı görünüyor. Antalya için sürekli arıza çıkaran nazlanan İran yine yaptı yapacağını ve Dini lider Ayetullah Ali Hamaney ‘Antalya gibi ‘günah ve haram’ yerlere gitmeyin bunların reklamları ülkemizde yasaklansın’ fetvası verdi.

Nereye yöneleceğiz?

Dış pazardan kopmadan tabi ki ‘İç Pazara

İç pazarın canlanması için ne yapıyoruz?

Maalesef dış pazarda göremediğimiz çalışmaları tanıtım stratejisini iç pazarda da göremiyoruz.

Tur şirketlerinin gazetelere TV’lere verdiği otel reklamları sınırlı ve yetersiz. Bakanlık bölgesel imaj tanıtımları yapmalıdır. Milli seferberlik ilan edilerek herkesin kendi ülkemizde kemdi tesislerimizde tatil yapmalarını sağlamalıyız. Taksit,teşvik bu konuda ner varsa yapılmalıdır.

Yani umudumuz TÜRKİYE´dir...

Antalya nereye koşarsa koşsun, şartlar ne olursa olsun biz inancımızı çalışma azmimizi yitirmedik, enseyi karartanlardan değiliz. Bir avuçta kalsak ülkemize milletimize koşmaya, Antalya için çalışmaya devam edeceğiz.

Eninde sonunda bu işin de üstesinden geleceğimize inanıyorum, inanmak istiyorum.

Yeter ki direncimizi ve inancımızı kaybetmeyelim.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları