Akıllı Turizm

14.10.2019 11:48

Uçaktan inen ayakları sayarsak rekor kırdık. Ülkeye gelen turist sayısı, son 12 aylık toplam olarak, 43,5 milyona ulaştı. Ölçümleri “nicelik” üzerinden yaparsak şahlandık.

Peki, “niceliksel” başarı öyküsündeki keramet yüksek kurda mı yoksa turizm politikalarında mı? Bilim dürüstlük ister. Cevabını biliyoruz. Beden ameliyatı uyutarak, zihin ameliyatı uyandırarak yapılır. 

Bitişikteki grafikte ülkeye gelen turistlerin ortalama harcaması bulunuyor. Ortalama harcamada 850 dolardan 650 dolara düşüş olduğu ve bu eğilimin de kemikleştiği gözleniyor.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki turistlerin ortalama harcaması sırasıyla 1200 ve 790 dolar düzeyinde iken “niteliksel” başarısızlığımızı “her şey dâhil 100 dolar” stratejisine bağlamak kolaycılık olacaktır. “Her şey dâhil” modeli bir sonuçtur, doğru markalaşamamak sebeptir.

Kars peynirini “şarap tabağındaki peynir”, Mersin limonunu Cheesecake Factory’deki “limonlu cheesecake”, Ordu ve Giresun fındığını “Nutella” olarak satamıyorsak sorunu kendimizde aramalıyız.

Yıllardır “12 aya yayacağız, ölü sezon kavramını ortadan kaldıracağız” ezberini tekrarlasak da bir arpa boyu yol alamadık. Kültür turizmi, inanç turizmi, sağlık turizmi, macera turizmi gibi katma değerli alanlarda arzulanan ölçüde ilerleyemedik.

Turizmin akıllısına yatırım yapmayınca turistin az harcayanına mahkûm kaldık. 

Verileri yeteri kadar kurcalarsanız size her şeyi söyler. Veri, 21. yüzyılın petrolüdür. Petrolde olduğu gibi veriyi aramak, bulmak, işlemek ve ürünleştirmek gerekiyor.  

Güvenilir “büyük veri” toplayabilmenin ön şartı ise dijitalleşmedir. Turizmde ne kadar dijitalleştik?

Müşterimizi daha iyi tanıyabilmek için temas kurduğu nesneleri kimliklendirip internete bağlayabildik mi? Nesnelerin internetinden yararlanmıyorsak, müşteriyi tanıyamıyorsak deneyimini nasıl iyileştireceğiz? Otellerde veri mühendisleri çalışıyor mu?

Yapay zekâ robotları ile sunulan hizmetleri takip ediyor muyuz? Chatbot kullanımı ne durumda? Coğrafya kader olsaydı, doğanın her türlü zenginliği bahşettiği Akdeniz ve Ege kıyılarına ortalama harcaması 6.000 dolar olan turistler akın ederken kör itin öldüğü Nevada eyaletinin Mojave çölündeki yapay şehir Las Vegas ise 650 dolar harcayan turiste mahkûm olurdu. 

Blokzincir, iş dünyasında kayıt defteri tutma işini külliyen değiştiriyor. Üstünde “organiktir” etiketi olan domatesi alırken midenizde “ya organik değilse” diye kasılma hissetmeyeceksiniz birkaç yıl sonra.

Çünkü alacağınız domatesin tohum halinden market rafındaki haline kadar olan yolculuğunun kayıtlarını tahakküme dayalı bir merkez tutamayacak.

Bunun yerine kayıtlar mutabakata dayalı çalışan çok sayıdaki terminalde saklanacak, hakikati (domatesin geçmişini) değiştirmek mümkün olmayacak.

Karşı taraf riskinden kaynaklanan güven bunalımı ortadan kalkacak. Blokzincirin turizm sektöründeki uygulamaları da giderek yaygınlaşıyor.

Turizm sektöründe “güvenilir üçüncü taraf” konumundaki aracılar bu dönüşümün ilk hedefi olacaklardır.  

Yeni müşteri bulma maliyetinin mevcut müşteriyi koruma maliyetinden çok daha yüksek olduğu hatırlanırsa müşterinin sadakat programlarını blokzincir sistemi üzerinde yönetmenin önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Böylelikle sadakat programları çok daha güvenilir, izlenebilir ve diğer uygulamalarla birleştirilebilir hale gelecektir. Blokzincir temelli Dubai Points uygulamasını biliyor muyuz?

Thomas Cook niye battı? Yüksek borçları nedeniyle mi yoksa sektördeki dönüşümü yönetemediği için mi?

Aracıların blokzincir ve kripto para gibi teknolojik dönüşümlerle her geçen gün kan kaybettiğini göremiyor muyuz? Dünün arkaik yöntemleri ile bugünün dinamik dünyasını yönetmeye çalışanlar maalesef ki yarın olamayacaklar.

Malezya, dünyanın ilk “Bitcoin Şehri”ni kurmaya hazırlanıyor. Turistler bu şehirde ödemelerini sadece kripto paralar ile yapabilecek.

Fiat paraların kullandırılmayacağı Bitcoin Şehri’ne milyonlarca kripto para kullanıcısının getirilmesi planlanıyor. Günahlar şehri Las Vegas’a benzeyen bir yapay şehir daha oluşturuluyor.

Turizmin “Nutella”sı diyebiliriz. İki antrikot arasına levrek koyarak tatilinin parasını tek öğünde çıkarmaya çalışan turistlere mi hizmet vermeye devam edeceğiz? Karar bize ait.

Dogmaların peşinden mi gideceğiz? Yoksa özgün mü olacağız? Son tahlilde, insan tercihlerinden ibarettir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları