[Asil Huzur] nezaretinde geçen yedi yıllık nekâhet döneminde büyüyüp serpilen şehir eşkıyalığı ve çeteleşme ile her türlü kanun dışı işler, dört yanı sardıktan sonra, sessizce kaydeden [Kendine Özgü Yüksek Kayaç] tarafından başlatılan iyileştirme operasyonları, sınırda tek defada yakalanan 450 Milyon liralık kaçak altın operasyonu ile nerdeyse büyük bir ivme kazanmıştır. Öte yandan yine nekâhet dönemde atanmış ve en büyük ithalat ve ihracat işlemlerinin yapıldığı ilimizin en yüksek emniyet yetkilisinin kardeşinin deposunda yakalanmış olan on milyona yakın kaçak makaron  zihinlerimizi allak bullak etti. Yasal olmayan bu işlerin bu ilimizde gerçekleşmiş olması, ülkenin en büyük ihracat ve ithalat limanı olması hasebiyle geçmişte ne kadar büyük yasadışı işlemin yapılmış olduğunun açık bir göstergesi maalesef. ü Yakalananların bu kadar büyük ölçekli olması ne yazık ki, yakalanmayanların büyüklüğünü de ortaya koyuyor. Üç ay boyunca oldukça iyi bir mesafe alındığı görülüyor. Cezaları kesinleşmiş yüzlerce kişi. İstanbulumuzu mesken tutmuş hatta vatandaşlığa bile sahip olmuş kırmızı bültenle aranan tüm uyuşturucu çetelerinin ortaya çıkarılması. Milyarlık dolandırıcılık sanıkları. Mafya şefine devlet bankalarından tek imza ile milyarlık krediler verilmesi. Her ili parsellediği anlaşılan çeteler. İnsanların malvarlıklarına hatta devlete ait taşınmazlara çöken mafya türü yapılanmalar. Türk Lirasını sevdiklerini söylemelerine rağmen tüm varlıklarını kayıt dışında dolarda tutan çok milliyetçi vatansever ve dindar görünümlü kişilerin, vergisini ödememek için torbalarla taşıdıkları yabancı paraların kurtarılma operasyonları. Her türlü kaçakçılık operasyonları. İnsan ticareti dahil insanlık dışı her türlü sahtekarlıkları yapanlar. Tacizciler, tecavüzcüler. Her şey bizi üçüncü dünya ülkesi haline getirmiş ve bu işlere izin verenler komisyon almadan bu işleri yaparmı?   Velhasıl, düzgün insan olarak ve helal para kazanarak yaşamanın neredeyse imkânsızlaştığı, insan kaçakçılığının ve uyuşturucu madde sevk güzergahı haline dönüştürülen güzelim ülkemizde yeni bir dönem açılmasına çalışıldıkça ve her ne kadar, zulada uzun aylar hatta yıllarca bekletilen çok daha büyük vakalar şimdilik es geçilirken, ortaya çıkan gerçekler artık saklanamaz duruma gelmiş ki umarım aralıksız devam eder ve bir oh deriz.  Bu operasyonların en belalısı diyebileceğimiz uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla ailesi ve çetesi ile birlikte yakalandığı belirtilen U.Ç’nın tespit edilebilen Yirmi Milyar Liralık servetine el konulduğu haberi çok dikkatimi çekti. Evet bu kişi ile ilgili bugüne kadar çok yakalamalar ve yargılamalar yapılmış ise de şimdi çocukları ve etrafı yakalanmış, yine yargı süreçleri devam edecek. Bu haberde önemli olan elbette bu lanet işi yaptığı belirtilen kişinin bu defa yakınlarının yakalanmış olması ve mal varlığına el konulmuş olması. Ya diğer çetelerin mal varlıklarını buna eklediğimizde ülkemizde aklanmakta olan kara para ve karartılmış paraların büyüklüğünü ve vehametini düşünün bir kere. ü Gelsin de ne parası olursa olsun düşüncesi bu ülkeye en büyük ihanettir. Neden mi? Ülkemizdeki enflasyonun bu kadar yükselmesinin ana nedeninin, çalışanlara ve emeklilere verilen paralar değil de kara para ve karartılmış paranın ülkemizde aklanmasından kaynaklandığını milyonlarca lira transfer parası verilerek ülkemize getirilmiş kişiler dahi göremiyorlar. Çünkü onlar vatandaşı olduğu ülkede görev yaptıklarını zannediyorlar her halde. ü Kara paranın bir ülkeye hayır getirmesi mümkün değil, ülkeyi batırmanın en güzel yoludur ve bu ne yazık ki ekonomi yönetimimiz tarafından görülemiyor, ya da bilinçli bir kötülük içindeler. Elbette yargı süreçleri devam edecek ve paranın çok büyük olması süreci sürüncemede bırakarak raflarda kalmasını sağlayacak. Umarım böyle olmaz operasyonlar devam eder çünkü, olan güzelim ülkemize oluyor. Haçlı zihniyetine destek oluyor. Burada çok önemli bir detay var. Yasadışı işlemler bu büyüklükte gerçekleşirken, bu kadar servetler aklanırken, bu işleri yapmak öyle kolay mı zannediyorsunuz. Kimler nezaretinde, hangi bazı bürokratların, güvenlik güçlerinin, hatta siyasiler desteği ile gerçekleşti. Onlar gözlerini yumarak bu pastadan ne kadar büyük paylar aldılar. Bu, % 25-30’undan az olamaz hatta daha fazladır. Mersin örneğinde görüldüğü üzere, diğer büyük operasyonların sonuçlarını da gördükten sonra bu işlere bulaşan kamu görevlilerinin, siyasilerin vs. ne kadar büyük paylar aldıkları da kolayca tahmin edilebilir. Ancak önemli olan; Bu görevlileri de tespit edip gereğinin yapılmasını sağlamak. Bir de yasa dışı işlere bürokrasi ve siyasiler nezdinde destek olduğu anlaşılan ve ifşaatlar yapan kişiler için özel af çıkarılarak getirilmesi ve ifşaatlarını net bir şekilde yapmaları sağlanmalı. Tespit edilen kamu görevlilerinin tamamı hakkında cezai işlemler yapılarak, bu işlerden servet sahibi olmuş bürokrat, siyaset suçlularının da malvarlıklarına el konulmalıdır. Hatta vefat edenlerin bile yargılanması mirasçılarının varlıklarına dahi el konulmalı. [B.Kuzu] Bu çok daha önemli. Yolun kesilmesi gerekiyor, yolun temizliğinin yapılması gerekiyor, yoksa maalesef gri listeden asla çıkamayız. Bu bakanın tamamen özgür bırakılarak, her türlü operasyonlarına destek çıkılmalıdır. Bakanın da bekleyen stoklanmış yolsuzluklara da el atması gerekiyor hiçbir siyasi görüşe ya da baskıya itibar etmeden. Tarihe geçmek istiyorsa. Haberlerimizi InstagramFacebookTwitterTelegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.