Kelime çözümleme bozukluğu olarak ifade edilen ‘disleksi’ nörolojik bir durum olmasına rağmen, zeka ile bağlantılı değildir. Disleksi, öncelikle okuma ve yazma becerilerini etkileyen bir öğrenme farkıdır. Ancak, yalnızca bu becerileri etkilemez. En belirgin özelliği kelimelerin, harflerin tersten algılanması olan disleksi doğuştan gelen bir öğrenme bozukluğudur. Ancak bu bozukluk genellikle okuma-yazma döneminde dikkat çekmektedir. Disleksik insanlar öğrendiklerini ve okuryazarlık becerilerinin kazanılmasını etkileyebilecek gördükleri ve duydukları bilgileri işlemekte ve hatırlamakta zorlanabilirler. Disleksi, örgütsel beceriler gibi diğer alanları da etkileyebilir. Disleksi olan bireyler normal zekaya sahiptir ve genellikle görüşleri ile ilgili bir sorun yaşamazlar. Dislektik çocuklar yaşıtlarından daha geç okur ve yazarlar. Çoğu özel ders veya özel bir eğitim programı ile okulda başarılı olabilir. Duygusal destek disleksi ile başa çıkma sürecinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır. DİSLEKSİ'NİN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ

  • Okuma bozukluğu
  • Yazma bozukluğu
  • Öğrenme bozukluğu - Öğrenme güçlüğü
  • Anlama bozukluğu
DİSLEKSİ TEDAVİSİ Disleksi için bir tedavi olmamasına rağmen, erken değerlendirme ve müdahale en iyi sonucu verir. Bazen disleksi yıllarca teşhis edilmez ve yetişkinliğe kadar tanınmaz, ama yardım istemek için asla geç değildir. Erken tanı ve tedavi, disleksiklerin okulda ve yaşamda başarıya ulaşmasının anahtarıdır. KORKMAYIN YALNIZ DEĞİLSİNİZ Disleksi en yaygın öğrenme güçlüğüdür ve öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin yüzde 80'inde disleksi bulunmaktadır. Uluslararası Disleksi Derneği’nin araştırmalarına göre, dünyada 700 milyondan fazla disleksili birey vardır. Tüm bunlara karşın geçmişe bakıldığı zaman, tarihe adını yazdırmış birçok dahinin disleksi hastası olduğu görülmektedir. Örneğin Albert Einstein, Walt Disney, Leonardo Da Vinci, günümüz dünyasının en zengin ve en zeki insanlarından birisi olan Bill Gates disleksi hastalarına birkaç örnek olarak verilebilir.