Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT özel yayınında soruları yanıtlıyor. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

MASKELERDEN NE ZAMAN KURTULACAĞIZ?

"Öncelikle şunu çok açık net söylemekte fayda görüyorum. Maske, mesafe, hijyen. Bu 3 başlık söz konusu. Sosyal mesafe, maske önem arz ediyor. Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman arada mesafe konulması halinde maskeden de kurtulmak mümkün olur. 1,5 metreye dikkat edildiği zaman maskeden de kurtulmak mümkün ama sosyal mesafe şart. Bakanımız kısa bir süre sonra bununla ilgili açıklama yapacak. Şu şartlarda maskeyi de çıkarabiliriz diye. 1,5 metre gibi mesafeyi aramızda koruduğumuzda maskeyi çıkarabiliyoruz.

"BEN 3. AŞIMI OLDUM"

"Ciddi manada aşımız geliyor. Aşılarımızın gelişiyle birlikte 50-55 yaş üstüne de yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız. Aşılarla birlikte ciddi manada korunma sürecini tıbben de olmuş olacağız. Ben 3 aşımı oldum, bir de antikor yükseldi mi yükselmedi mi bununla ilgili adımı attım, 2160'ı yakaladım "

ANAYASA ÇALIŞMALARI

"Şahsım ve heyetimle sayın Bahçeli ile görüşeceğiz. Anayasa çalışmamızı yapan ekiple bizim heyetimiz konuşacak bir değerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmayı yaptıktan sonra ilave edilmesi gereken çıkarılması gereken ne gibi maddeler vardır bunları konuşacağız. Tamam dediğimiz zaman da Devlet (Bahçeli) Bey'e de sunacağız. Cumhur İttifakı'nın bu ortak çalışmasıyla ne gibi eksikler var bunlara bakacağız. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Adeta Anayasa Bilim Kurulu oluşturmanın gayreti içerisinde olduk. En geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım ve bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı kalkıp Cumhur İttifakı'na ulaştıralım.

"MİLLETİMİZ KOALİSYONLAR DÖNEMİNE DÖNMEYİ İSTEMİYOR"

Millet İttifakı neyi neyle yapacak? Kimi kimle bir araya getirecek? Hazırlayacakları anayasa metni, nasıl ortaya çıkacak düşündürücüdür. Millilik olmayacak, yerlilik olmayacak. Dağdaki PKK'lıyla mı milli anayasa yapacaksınız? Bu milletin anayasası dediğiniz zaman bunun bir defa milli, yerli bulgusu olması şart. Bunu da zaten çalışmalar esnasında görmek mümkün olacak. Çözüm çalışmalarını yaptığımız zaman bunların uzantılarıyla o çalışmalarda birlikte olduk. Milletin dertleriyle bir arada olmak var ya da yok. Bunların yapacakları çalışmadan rahatsız değiliz, varsın yapsınlar. Parlamenter demokrasi dendiği zaman artık bizim için mazi oldu. Millet için de mazi oldu. Bu dönemleri yaşayan, AK Parti'yi tek başına iktidara getiren milletimiz oldu. O zaman şu anki mevcut sistem yoktu. Halkımız %34 küsurle bizi Parlamentoya gönderdi. Tek başımıza iktidar olduk. Kim vardı parlamentoda CHP vardı. Çok başarılı adımlar atarken, o dönem içerisinde biz süreci rahatlıkla işlettik. Bir sonraki seçimde de parlamenter sistemle gittik. Ama bizim oyumuz yine arttı. 2 parti değil 3, 4 parti oldu. Ama biz yine açık ara önde olduk. Şimdi yine çok farklı yere gidiyor. Ne oldu, Türkiye çok partili sistemden verim alamıyor. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. "Kurtulduk bundan, başımızı belaya sokmayın" diyor.

"KORONAVİRÜS SALGININDA HIZLI KARARLAR ALABİLDİK"

Sağlıkta, adalette, ulaşımda attığımız adımlarla Türkiye değişim süreci yaşadı. Türkiye'nin 26 havalimanı vardı 57 havalimanına çıktı. Bu tabi Türkiye'nin refah düzeyinin yükseldiğinin alametidir. Biz bunu çok partili dönemde yapmadık, aksine AK Parti iktidarıyla yaptık. Şimdi Cumhur İttifakı'yla biz öyle bir sistem kuralım ki gelişmiş ülkelerin sistemini kullanalım. Uluslararasında hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini kazanmış oldu. Yeni sistem sayesinde koronavirüs salgınında hızlı kararlar alabildik. İstanbul'daki Atatürk Havalimanı'nın içinde bin 8 odalı hastaneyi kurduk. Bu hastanede 5 dakikada uçak inecek, odaya gelecek, ameliyat haneleriyle her şeyiyle mükemmel. Sancaktepe'ye de hastane yaptık. 45 günde biz bunları yaptık. Bütün tıbbi en ileri teknoloji neyse onların hepsi var. Buraların bir özelliği de şu: Bütün cihazlara varıncaya kadar en ileri teknolojiyle hepsi var. Aynı teknoloji Atatürk Havalimanı'ndaki hastanede de var. Çam Sakura Hastanesini Japonya başbakanıyla açtık. ABD'de en büyük hastane Cleveland'dadır. Bize yakışan nedir onu da geçmektir. Onu da geçtik. Şimdi onlar buraların metini duyuyorlar. Buraları gezdikten sonra "biz geri kalmışız" diyorlar.

"DOKTOR AÇIĞIMIZI KAPATMAYI HEDEFLİYORUZ"

Şu an daha biz büyük şehirlerimizde tamamını gerçekleştiriyoruz. Bütün şehirlerimizde bu hastaneler olacak ki bütün ülkeyi kucaklamış olalım. İlk hastaneyi Yozgat'ta yapmıştık. Şu anda bu şehir hastanelerimiz yapımları hızlı bir şekilde devam ediyor. Çam ve Sakura içerisinde ayrı bir yere sahip. Ankara'yı bir düşünün, Ankara'daki şehir hastanemiz olmamış olmasaydı. Orta Anadolu'da korona döneminde bir çok açığımızı gideremezdik. Bilkent'teki bu hastane birçok sorunumuzu çözmemize vesile oldu. Şimdi orası bitmek üzere. İnşallah bu yıl sonunda onu da açacağız. Bunlara sorarsanız Ankara'nın kasap olduğunu zannederler. Burası Başkent yakışan neyse onu yapacaksınız. İstanbul'da saydıklarım dışında bir şehir hastanesi de orada yapıyoruz. Proje hazır, ihalesini yapıp orayı da yapacağız. Rabbim tabi ki hastane kapısına düşürmesin, eksikliğini de vermesin. Bizim ciddi manada doktor açığımızı azaltmamız lazım. Maalesef, geçenlerde doktor arkadaşımız bıçaklanarak yaralandı. Kendisini aradım. 2 yıl kalmış uzman olmasına tedavi ettiği hasta gelip kendisini bıçaklıyor. Bu doktor açığımızı kapatmamız içinde tıp okullarına büyük iş düşüyor. Her siyasi partinin kendine ait hedefleri vardır. Bizim de hedefimiz bu. Parlamenter sistemi biz geride bıraktık. Biz şimdi yeni bir şeyler söylemenin hedefi gayreti içerisindeyiz.

"ALT YAPIYA ÖNEM VERMEYE DEVAM EDİYORUZ"

128 milyar dolar nereye gitti? Merkez Bankası'nın parasının nereye gittiği sorulur mu? Bunlar hesap kitaptan anlamazlar. Bu kadar çalışma, alt yapı, geçirdiğimiz depremler. 'Bu harcamaları nereden yaptınız?' diye soran oldu mu? Malatya, Elazığ, İzmir depremleri... Buralara parayı nasıl buluyorsunuz diye soruyorlar mı? Alt yapısı olmayan bir ülkenin üst yapısı her zaman tehdit altındadır. Türkiye altyapısı çürük bir ülke konumunda. Altyapıya önem vermeye devam ediyoruz, çünkü hayatımızı özgüvenli bir şekilde sürdürelim.

MUHALEFETTE CUMHURBAŞKANI ADAYI TARTIŞMALARI

Bizim sahada böyle bir tartışma adım yok. Cumhur İttifakı olarak partimizin içinde karar belli. Öbür tarafta MHP'de de Bahçeli bu konuda kararlarını başından itibaren açıkladı. Bizim bu dayanışmamız kararlı bir şekilde yürüyor. Sıkıntı diğer tarafta. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, bizi ilgilendirmiyor.

BİDEN'A SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI TEPKİSİ

Özellikle ön hazırlıklarımızı yaptık. Kendisi ile yapacağımız görüşmede, Türkiye-ABD ilişkileri niçin gerilim safhasında soracağız. Sizden önce demokratlarla çalıştık. Ama böyle bir görünüm olmadı. Bush'la çalıştık, Obama ile çalıştık ama bunların hiçbiriyle böyle bir gerilim yaşamadık. Ardından Trump ile çalıştık ve hiçbir gerilim yaşamadık. Aksine telefon görüşmesinde huzurluyduk, rahattık. Şu toplantıda buluşuruz gibi bu konuşmaları yürüttük. Tabi Biden ile bu görüşmeler böyle olmadı. Şimdi NATO zirvesinde görüşeceğiz. Şimdi bu gerilimin sebebi ne. Sözde Ermeni soykırımı. Artık bıktık ya. Senin bütün işin bitti de Ermenilerin avukatlığına mı soyunuyorsun? Bırak bu işi tarihçiler, hukukçular çalışsın. Şu anda ortada herhangi bir şey söz konusu değilken, kalkıyorsunuz bunu gündeme getiriyorsunuz. Yıllar geçti, Minsk 3'lüsü olarak bir Azerbaycan sorununu çözemediler. Yıllar geçti. En sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendi kesti. Burada hiç alakası olmayan Türkiye'yi böyle bir konunun içine niye atarsın? Yapmak istediğin bir şey var, NATO'da bir ortağın olarak gel bu işi çalışmaları yaptırtalım ondan sonra konuşalım. Böyle bir şey yapmayın soykırım diye atacaksın önümüze karar vereceksin. Senden önce ABD'li yöneticiler bu işi bilmiyordu. Ama hiçbiri bu sözleri kullanmadı. Biz buna üzülüyoruz. Bunlara biz alıştık. Hep bu tür şeyleri yaparlar. Sağdan soldan dolaşmaya çalışırlar. Türkiye bunlara alışık. Türkiye bir kasaba devleti değildir, kimse köşeye sıkıştıramaz. Avrupa'da güçlü görünen devletlerin hiçbiri NATO'daki görevlerini Türkiye gibi yerine getirmiyor. Artık yeni bir Türkiye var. ABD kesinlikle bunları görmezden geliyor. Kendilerine defalarca yazılarla belirtmemize rağmen, ABD "Hayır biz ne dediysek odur" diyerek yoluna devam ediyor. Brüksel'de NATO zirvesinde bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir ama biz ne söylenmesi gerekirse söyleriz. YPG/PKK konusunda da kalktılar, ABD'de misafir ettiler. Görsel olarak kendilerine hepsini anlattık. FETÖ'yü görsel olarak anlatmamıza rağmen, "Yok öyle değil, böyledir" diyorlar. Bunun bir tanesi FETÖ ile mücadele, bir tanesi YPG ile mücadeledir.

"YPG'NİN PKK İLE İLİŞKİLERİNİ BELGELERLE İSPAT ETTİK"

YPG'nin PKK ile ilişkilerini belgelerle ispat ettik. Buna rağmen "ilişkisi yoktur" diyorlar. Bizim müttefikimiz ise bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar. Trump göreve geldiğinde, binlerce TIR Kuzey Suriye sınırına geldi. Bunları terör kamplarına yerleştirdiler. Bütün bu silah, mühimmatları bu teröristler kullanıyor. Bütün bu petrol kuyularını o teröristlere kullanma imkanı verdiler. Sonra, "Bu petrol kaliteli petrol değil" diyerek savunmaya kalkıştılar. Terör örgütü mali noktadaki imkanları buradan elde ediyor...
Ayrıntılar birazdan...