CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Anayasa Mahkemesinin (AYM) eski CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki ikinci kararının gerekçesini değerlendirirken, "AYM, hem HSK'ye hem de TBMM'ye 'Bu kararı uygulayın.' diye gerekçesinde not düştü." dedi.

ENİS BERBEROĞLU AÇIKLAMASI

Özkoç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ile AYM'nin Berberoğlu'na ilişkin son kararı hakkında TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile görüşme gerçekleştirdiklerini aktardı. "AYM, hem HSK'ye hem de TBMM'ye 'Bu kararı uygulayın' diye gerekçesinde not düştü" diyen Özkoç, gerekçeye ilişkin "TBMM, bir anayasal kuruluştur. Milletvekilinin hak ihlali olduğu halde, karar okutularak milletvekilliğinin düşürülmesinin bir an önce durdurulması gerekliliğini açıkça ifade etti. 14 Ağır Ceza Mahkemesi'nin, AYM'nin kararına uyması gerektiğini, bunun için de HSK'nın üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekliliğine dikkat çekti." değerlendirmelerinde bulundu. Berberoğlu'na ilişkin bu kararın bir an önce uygulanmasını isteyen Özkoç, "Şentop 'Bu karar açıklandıktan sonra biz bu kararı, TBMM'deki Karma Komisyona göndereceğiz ve böylece görevimizi yerine getirmiş olacağız. Fiilen de Enis Berberoğlu milletvekilliği görevine başlamış olacak.' dedi." ifadesini kullandı. [caption id="attachment_228458" align="alignnone" width="646"] İçişleri Bakanı Süleyman Soylu[/caption]

"DARBE HUKUKUNU ARINDIRMA NİYETİ YOK"

CHP'li Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "yeni anayasa" hakkındaki sözlerini değerlendirirken, Erdoğan ve Bahçeli'nin, ülkenin gerçek gündemini değiştirmeyi amaçladığını savundu. Geçmişte de TBMM çatısı altında yeni anayasa çalışması yapılmak istendiğini ancak CHP'nin kırmızı çizgilerini belirtmesi üzerine AK Parti'nin çalışmaları sonlandırdığını söyleyen Özkoç, "İktidarın, Anayasa'nın içine nüfuz eden darbe hukukunu arındırma niyeti yok. Cumhuriyetin kuruluş tarihinden itibaren darbelerin hukuksal olarak anayasayı kirletmesinden, yok etmesinden arındırmak gibi bir kararı yok. Onun niyeti sadece iktidarını perçinlemek. Bunu, 2010'daki anayasa değişikliğinde referanduma gittiler. FETÖ lideri, ölüler yerlerinden kalkarak oy kullansın dedi. O referandum sonrası FETÖ'nün 15 Temmuz darbesine giden bir süreci yaşamak zorunda kaldık." değerlendirmesini yaptı. Özkoç, 2017'deki anayasa değişikliğiyle yeni sisteme geçildiğini anımsatarak, "Bugün öğrenciler sokaklarda polis şiddetine; siyasetçiler sokak şiddetine, toplum trol şiddetine maruz kalıyorsa, bütün bunların; açlığın, yoksulluğun, enflasyonun nedeni bu ucube cumhurbaşkanlığı sistemdir. İktidarın anayasadan beklentisi, sadece kendi iktidarını perçinleyecek kararların alınmasıyla ilgilidir." sözlerini sarf etti.

"FETÖ LİDERİNİ KORUMAKTADIR"

Özkoç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu eleştirirken, "Süleyman Soylu, gerçek bir provokatör." ifadesini kullandı. Soylu'nun, rektör atamalarına ilişkin açıklamalarını hatırlatan Özkoç, İçişleri Bakanı'nın kendi görev alanında yer alan terörün önlenmesi, sokak şiddetine maruz kalan siyasilerin müsebbiplerinin bulunması, mafyaya devletin bir güç olduğunu gösterilmesi gibi konularla ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Özkoç, şöyle devam etti: "Ama İçişleri Bakanı Soylu, daha önceden de FETÖ terör örgütü liderine övgüler düzen bu kafa, 'Bu darbeyi FETÖ mü yaptı sanıyorsunuz?' diyor. FETÖ'nün siyasi ayağının neden ortaya çıkmadığı çok net anlaşılıyor. İçişleri Bakanı bir terör örgütü olan FETÖ'nün 15 Temmuz kalkışmasının müsebbibinin FETÖ olmadığını ifade ediyor. 'Amerika var arkasında.' diyor. Böylece FETÖ'nün gerçekten suçlu olmadığı imajını bilinçaltına sokuyor. FETÖ'nün siyasi ayağının üstünün örtülmesine çalışıyor çünkü o siyasi ayağın temsilcilerinden biri de kendisidir. Terör örgütü liderini övmek, kalkışmayı yapan kişinin işlediği suçun hüviyetini ortadan kaldırıp başka bir yeri işaret etmek tam da budur. Soylu, FETÖ liderini korumaktadır. Onun için Soylu'nun bir an önce görevden uzaklaşması gerekir. Soylu görevdeyken FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkması mümkün değildir." Özkoç, 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu ABD ise iktidarın neden gerekenleri yapmadığını da sordu.

"BU KİŞİ YALANCIDIR"

CHP Grup Başkanvekili Özkoç, rektör atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirilmesinin, liyakatsiz görevlendirmelere neden olduğunu öne sürdü. Boğaziçi Üniversitesi öncesinde Ege, Dokuz Eylül ve Ankara üniversitelerine eski AK Parti'li siyasilerin rektör olarak atandığını belirten Özkoç, "Amaç üniversiteleri kimliksiz hale getirmek, itibarsızlaştırmak, oralara da nüfuz ederek siyasete alet etmek." dedi.

"İÇİŞLERİ BAKANLIĞI UYUYOR MU?"

Özkoç, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu'nun, rektörlük seçimlerine ilişkin açıklamalarını eleştirirken, "Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İtalya, İsveç'te rektörler, üniversite çalışanları, konseyi ve akademisyenler tarafından seçiliyor. Bu kişi yalancıdır, yalan söyleyen bir kişinin o makamda oturması kesinlikle doğru değildir." sözlerini sarf etti. İçişleri Bakanı Soylu'nun, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gösterilere katılan öğrencileri ayrıştırdığını ve terör örgütü üyesi olmakla suçladığını savunan Özkoç, "İçişleri Bakanı, orada bu kadar çok terör örgütü mensubu olduğunu biliyordun da neden gereğini yapmadın? Bilmiyorsan, bu ülkenin İçişleri Bakanlığı uyuyor mu?" sorularını yöneltti. Özkoç, yurt dışında eğitim gören gençlerin yüzde 77'sinin ülkeye dönmek istemediğini belirterek, "Bu, Türkiye Cumhuriyeti açısından bir beka sorunu değil mi?" diye konuştu. Kovid-19 aşılamasının, ekonominin düzelmesi açısından önemine işaret eden Engin Özkoç, Türkiye'nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu; elektrik, doğal gaz, otoyol ve köprü geçiş ücretleri, deprem vergisine zam yapıldığını belirterek, vatandaşların yoksulluktan kırıldığını söyledi. Erken seçim isteyen Özkoç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de kaldırılması gerektiğini savundu. [caption id="attachment_228460" align="alignnone" width="646"] Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu[/caption]

"BU OYUNU YEMEYİZ"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özkoç, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gösterilere ilişkin bir soruya "Kabe resmi yerlerde, üstüne bazı yazılar yazılıyor. Nedense birileri o anda onu videoya çekiyor. Bundan sonra ne konuşulmaya başlanıyor? Kabe resminin kutsallığı. 'Provokatörler vardır.' deniliyor. Biz, bu oyunu yemeyiz. Provokatörün asıl adamı, Süleyman Soylu'dur." sözlerini sarf etti. Söz konusu provokasyonu yapanların derhal bulunmasını isteyen Özkoç, "Din istismarından bahsedecek siyasi parti sen misin? Seçim zamanında camilerde kahvaltı verip de siyaset yapan parti sen değil misin? Kabe'nin resmini doğum günü pastası üzerine koyup da onu kesip yiyen zihniyet, sizin zihniyetiniz değil mi? Dine saygılı olan, siyasete alet edilmemesini isteyen CHP'nin tam da kendisidir. Dini tahrip etmek isteyen, siyasete alet eden, her fırsatta bunu kullanmaya çalışan da AKP'nin tam kendisidir." ifadelerini kullandı.

"MECLİS BAŞKANI BUNU FEZLEKE OLARAK GÖRÜYOR"

CHP'li Özkoç, Meclis Başkanı Şentop'un Enis Berberoğlu'na ilişkin karar hakkındaki açıklamalarının sorulması üzerine, "Meclis Başkanı bunu fezleke olarak görüyor. Milletvekillerine ilişkin fezlekeler, Karma Komisyona gidiyor. Ama AYM kararı doğrultusunda Berberoğlu, milletvekilliğini kazanmış oluyor. O yüzden milletvekilliği devam edecek. Diğer fezlekelerin gündeme gelmesi ve TBMM Genel Kurulunda dokunulmazlığın kaldırılması ayrı bir konudur, süreçtir." diye konuştu. Başka bir gazetecinin, Meclis Başkanı Şentop'un AYM'nin Berberoğlu kararının gerekçesindeki bazı ifadelere ilişkin "siyasi bir bildiri" şeklindeki ifadelerini anımsatması üzerine Özkoç, "Meclis Başkanı'nın görevi milletvekilinin hakkını hukukunu korumaktır, milletvekilleri arasında siyaseten ayrımcılık yapmamaktır ve Anayasal görevini yerine getirmektir. Meclis de bir Anayasal kurumdur, AYM'nin aldığı kararda onun da bağlayıcılığı vardır." dedi. Engin Özkoç, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gösterilere ilişkin bir soruyu yanıtlarken teröristlerle kimlerin iş birliği yaptığını daha önce anlattıklarını belirterek partisinin öğrencilerden, akademisyenlerden, esnaftan, öğretmenlerden ve iş insanından yana olduğunu ifade etti.