Prof. Saydam: "Şehri boşaltmak gerekebilir! Önce tarımı sonra Körfez’i zehirliyor!"
10.01.2023 22:27Yaptığı gerçekçi çevre uyarıları nedeniyle Türkiye’de bilim insanları ve kamu kurumlarının dikkatle takip ettiği Deniz Bilimci ve Kimyager Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir için önemli uyarılarda bulundu. Ege Denizi’ne dökülen ünlü Gediz Nehri’nin taşıdığı devasa kirliliği Foça’nın kuzeyinden denize dökmesinin uydu görüntülerini yayınlayan Prof. Saydam, “Bu su İzmir Körfezine girecek olsa inanın İzmir'i boşaltmak gerekebilir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin çevre sorunları konusunda önemli isimlerinden Deniz Bilimci ve Kimyager Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam, Anadolu’nun en güzel kentlerinden olan İzmir ile ilgili uyarılarda bulunarak, Gediz Nehri’ne dikkat çekti. Prof. Saydam, kent yetkililerinin yanı sıra İzmir halkını da çevreye karşı duyarlı olmaya çağırdı. Facebook hesabından yazılı açıklama yapan Prof. Saydam, “GEDİZ DEMİŞKEN” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı.
“GEDİZ demişken.
21 ve 29 Aralık 2022 tarihli uydu görüntüleri feci durumu ortaya koyuyor.
Gediz’in denize dökülen sularındaki kirlilik yükü uydudan bile rahatlıkla izlenebiliyor.
Tek kelime ile rezalet bir durum.
Yetkililer falan demenin alemi yok. Suyun bu hale gelmesinde orada yaşayan herkesin katkısı olduğu şüphe götürmez.
Bir toplum olsa olsa anca bu kadar çevreye duyarsız olabilir.
Allahtan bu suyun yönü kuzeye ve açığa doğru. Bu su İzmir Körfezine girecek olsa inanın İzmir'i boşaltmak gerekebilir.
Bu kadar kirli bir suyun denize girmesi demek arkadaki havzada atık su ile uğraşan hiç bir kimse kuruluş adı her ne ise yok demektir.
Sustum artık.”
FOÇA TEPELERİNİN GÜNEYDOĞUSUNDAN İZMİR KÖRFEZİNE AKIYOR
Gediz Nehri, Uşak merkez ilçeye bağlı Emirfakı Köyü'nün kuzeyinde Uşak topraklarına girer. Irmak, merkez ilçenin Güre Bucağı'na kadar kuzey-güney yönünde akar. Bu bucağın yakınlarında batıya döner ve Salihli ilçesinin kuzeydoğusundan Gediz Ovası’na girer ve güneyden Kemalpaşa Ovası’ndan gelen Nif Çayı'nı, Manisa Merkezden gelen Kumludere deresini de alarak Foça tepelerinin güneydoğusundan İzmir Körfezi’ne dökülür. Irmağın kaynağı olan Murat Dağı'ndan Ege'de denize ulaştığı noktaya kadarki uzunluğu 401 kilometre olup su toplama havzası ise 17 bin 500 kilometrekare.
KUM VE ÇAKIL OCAKLARI İLE DERİ TABAKHANELERİ
Vikipedi’deyer alan bilgilere göre, bugün için Gediz Havzasının en önemli sorunu ekolojik kirlilik oldu. Geçmişte, özellikle 1980'li yıllarda yoğun olarak kum ve çakıl ocaklarına ruhsat verilmiş olması, bir yandan doğal yapıyı bozarak faunayı olumsuz etkilerken diğer yandan nehrin su seviyesinin alçalmasına neden olmuş ve bu da içinden geçtiği ovanın yer altı sularını olumsuz etkilemiştir. Nehre, Demirköprü Barajına girmeden önce Uşak'ta başta dericilik olmak üzere çok sayıda sanayi tesisleri tarafından sanayi atıkları, keza Kula İlçesinde aynı şekilde her türlü atık ve Barajdan sonra da Salihli, Ahmetli gibi ilçelerin atıkları deşarj edilmektedir. Kirlilik o boyuttadır ki zaman zaman sığlaşan Nehri bırakın büyük bir su toplama havzası olan Barajda dahi özellikle rüzgarsız günlerde su üzerinde biriken pislikler, değişik renkteki kimyasal atık öbekleri, bir laboratuvar analizi değil fakat çıplak gözle dahi açıkça görülmektedir.
LEVREK, SAZAN VE KEFAL GİTTİ, ÇAMUR BALIĞI KALDI
Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle Barajdan sonra Nehrin faunasında meydana gelen daralmadır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce başta levrek olmak üzere sazan, yılan balığı, kefal gibi pek çok türün yaşadığı nehirde bugün artık çok sınırlı yerlerde ancak esasen bir çamur ve pis su balığı olan yayın bulunmaktadır. Zaten Nehrin suyunun rengi ve kokusu da durumu göstermeye yetmektedir. Nehrin kolları arasında sayılan Nif Çayı da kirlilikten payını almıştır.
AÇIK KANALİZASYON HATTINA DÖNÜŞTÜ
Nehir havzasının kirliliğinin engellenmesi gibi amaçlar için bir Birlik kurulmuşsa da geçen 6 yıllar içinde hiçbir ilerleme sağlanamadığı belirtilmektedir. Sonuç olarak eski çağın en önemli yerleşim havzalarından olan Gediz Nehrinin bugün için kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına dönüştüğü ifade edilmektedir. Bu şekilde, Nehrin flora ve faunasıyla can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği, Ovayı da ölüme götürdüğü dile getirilmektedir. Bunun sorumluları olarak çevre duyarlılığı olmayan açgözlü sanayici ve işletmeler, oy kaygısıyla hareket eden yerel yönetimler ve şüphesiz merkezi idare gösterilmektedir. Eğer dikkat edilmeyip önlem alınmazsa nehir ve ovanın birkaç yıl sonra yerini bir çöle bırakacağı vurgulanıyor.
Haberlerimizi Instagram, Facebook, Twitter, Telegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.