Türkiye’nin doğası ve gelişen atmosfer hareketleri konusunda yol gösterici bilimsel açıklamalar yapmasıyla da tanınan Çevre Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam bu kez ciddi bir kirlenme süreci yaşayan İzmir Körfezi’ni birkaç saatte tertemiz yapacak bir formülle gündeme geldi.
[caption id="attachment_334303" align="alignnone" width="646"]
Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam: “Meslektaşlarıma saygısızlık etmek istemem ama uydu verileri bize körfezdeki dolaşım sistemini, hatta deniz dibi haritasını net bir şekilde göstermekte"[/caption]
Prof. Dr. Ahmet Cemal[/caption]

DERELERİN ALÜVYONLARI KİRLETİYOR
Sosyal medya hesabından uydu görüntülerini paylaşan Deniz Bilimci Çevre Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam, “İzmir körfezi oşinografisi” başlığıyla yaptığı paylaşımda, İzmir Körfezi’nin derelerden gelen alüvyonlarla giderek kirlendiğini yazdı ve birkaç saat içinde tertemiz olabileceğini öne sürdü. [caption id="attachment_334304" align="alignnone" width="646"]
SORUN İÇ KÖRFEZDE, KARŞIYAKA DA KİRLENİYOR
“Meslektaşlarıma saygısızlık etmek istemem ama uydu verileri bize körfezdeki dolaşım sistemini, hatta deniz dibi haritasını net bir şekilde göstermekte” diyen Prof. Saydam, “Denizi kendi haline bıraksak her şey hallolacak. Artıma tesisinden çıkan suyu da akıntılar alıp açık denize taşıyacak. Sorun iç körfezde. Derelerden gelen sular ve alüvyonlar burayı kirletmekte ve bu kirlilik Karşıyaka sahillerini de kirletmekte. Bir şekilde buraya giren suları kanallara alıp arıtım tesisine doğru yönlendirebilirsek; Körfez masmavi olur” ifadelerini kullandı.
UYDUYA BAKIP DOĞAYI KONUŞTURUYORUM
Prof. Saydam şöyle devam etti: “Demesi kolay ama eskiden Bayraklı sahil kesiminden geçerken nefes dahi alınamıyordu. Şimdiki nesil bundan bihaber. Nedeni de; istenirse işin hallolacağının gösterilmiş olması. Bu da yapılabilir ve Körfez masmavi olabilir. Hem de saatler içerisinde. Nereden mi biliyorum. Benim sanatım da uydu verisine bakıp doğayı konuşturma sanatı. Bir anda olmuyor elbette bu dillendirme becerisi. Onca sene denizlerde dolaşmış ve denizlerimizi tanımış olmam nedeni ile göğsümü gere gere konuşabiliyorum.”

