Diyaliz merkezlerinin yetkilileri Cumhurbaşkanından acil destek istedi

Türkiye’nin dünya çapında isim yapmış diyaliz merkezlerinden Antalya merkezli Olbia’nın ortağı ve Mesul Müdürü Dr. Sıtkı Öztinar, dövizdeki yükselişe bağlı sağlık malzemelerdeki fiyat artışı, enflasyon, personel ve diğer giderler nedeniyle yüksek oranda zarar ettiklerini belirterek, tüm diyaliz merkezlerin iflasa sürüklendiğini söyledi.

Dr. Sıtkı Öztinar, tek tek giderlerini ve gelirlerini ortaya koyarak, aylık 300 bin lira civarında zararları olduğunu söyledi. Öztinar, “Hizmet binamızın kendimize ait olması, kira giderlerimizin bulunmaması ve doktor olarak bizzat kendimiz hizmet vermemize rağmen aylık zararımız inanılmaz rakamlara ulaştı. Vallahi batıyoruz. Böyle giderse diyaliz merkezleri hizmet veremez hale gelecek. Bu da toplum sağlığı açısından çok riskli bir durum. Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın bize destek olmasını bekliyor ve sıkıntılarımızı çözeceğine inanıyoruz” dedi.

GİDERLERİNİ VE GELİRİNİ TEK TEK AÇIKLADI

Tüm diyaliz merkezlerinin aynı sıkıntı ve risklerle karşı karşıya olduğunun altını çizen Dr. Sıtkı Öztinar, giderlerini ve gelirlerini MYGazete.com’a açıkladı. Dr. Öztinar, Bize devletin bir seans için verdiği ücret 345 lira. Bizim girdilerimizin yüzde 60’ı dövizle. Makineye taktığımız malzemeler tedavi başına 15 euroyu (275 TL.) buluyor. Bunun yansıra 27 liraya aldığımız malzemelerden biri şu anda ortalama 70 liraya çıktı. Ayrıca benim 53 liraya aldığım makinenin arkasında kullandığımız dezenfektan türü malzemenin fiyatı yaklaşık 10 kat arttı ve 23 euro’ya (425 TL.) ulaştı” dedi.

‘PERSONELE 200 BİN, SERVİSE 75 BİN LİRA’

Dr. Sıtkı Öztinar şöyle devam etti: “ Maliyet hesabı yapıyorum, sadece bir seans için makinede kullandığım malzeme 15 euro. Devletin bana ödediği tedavi ücretini Euroya çevirdiğimde 18 euro tutuyor. Peki tedavi başına bana ne kalıyor? Sadece 3 euro. Ben ayda 2 bin 200 seans yapıyorum. Her seansta bize 3 euro kalsa, bir aydaki gelirimiz 6 bin 600 euro yapıyor. Bunu euro olarak 18.45 lira ile değil, hadi 20 lira ile çarpalım; 132 bin lira. Kısaca yalnız benim aylık personel giderim 200 bin lira. Hesap yapalım; benim 30 tane personelim var. Personelimin 15 tanesi asgari ücretli. Bir kişi için 5 bin 800 lira ödüyorum. Peki geri kalan personellerin giderleri? Diğer elemanlarım daha önce 4-5 bin lira maaş alıyordu, onlara da zam yapacağım. Bunun maliyeti bana daha fazla. Yani ben ayda 200 bin lira personel maaşı vereceğim. Üç tane servis aracı kirada, bir tanesinin mazotu ve kirasıyla beraber 25 bin lirayı geçiyor. 75 ile 90 bin lira arası servis giderim var” dedi. Aylık 30 bin lira elektrik, 12 bin lira su giderlerinin olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Sıtkı Öztinar, “Mutfak gideri gibi çok sayıda giderimiz daha var. Tüm bu giderler birbirine eklendiğinde zararımız ayda 300 bin lirayı buluyor. Üstelik bizim kira giderimiz yok, bina kendimizin. Diğer merkezlerin bir de kira giderleri var. Aynıca bizim doktor giderimiz de yok. Tedaviyi hekim olarak kendimiz yapıyoruz. Diğer merkezlerden birçoğu doktor da çalıştırıyor” diye konuştu.

350 MERKEZDEN 50’Sİ KAPANDI

Böyle giderse diyaliz merkezlerinin ayakta kalamayacağını da ifade eden Dr. Sıtkı Öztinar, “Eğer bizim tedavi ücretlerimiz güncellenmezse her ay 250-300 bir lira zarara nasıl dayanacağız? Biz diyaliz merkezlerinin yetkilileri olarak devletimize ve ilgili kurumlara her türlü başvuruyu yapıyoruz. Durumumuzun ne kadar ciddi olduğunu anlatıyoruz ancak sesimizi duyuramıyoruz. Derneğimiz de bu konuda ciddi uğraş veriyor ancak maalesef sonuç alamıyoruz. Diyaliz merkezleri böbrek yetmezliği tedavisinde çok önemli ve hayati kuruluşlar. Sağlık sistemimizin hastalara bu önemli hizmeti verebilmesi için diyaliz merkezlerine çok ihtiyacı var. Yeniden fiyat ayarlaması yapılması gerekiyor. Ülkemizdeki diyaliz merkezleri giderlerin altından kalkamadıkları için bir bir kapanıyor ve sayımız giderek azalıyor. Gelen bilgilere göre merkezlerin yüzde 20’si kapısına kilit vurdu. Türkiye’de toplam merkez sayımızın 350’den 300’ye düştüğü yönünde bilgiler geliyor” dedi.

HASTALARIN YÜZDE 60’I ÖZEL MERKEZLERE GİDİYOR

Sadece Antalya’da 1.500 tane hasta olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Sıtkı Öztinar , “Türkiye’de 65-70 bin tane böbrek hastasının yüzde 60’ı bu özel merkezlerde tedaviye giriyor. Biz hastalarımızdan kayıt dışı tedavi ücreti almıyoruz, üstelik evinden alıp, evine bırakıyoruz. Kamu hastaneleri, yüzde 40 hastanın tedavisinin dahi altından kalkamıyor, bu diyaliz merkezleri kapanırsa bu tedavilerin tümünün altından kalkmalarının mümkünatı yok. Bu nedenle diyaliz merkezleri bu hayati tedavide çok önemli bir yere sahip. Üstelik kamu hastaneleri bunu daha pahalıya mal ediyor” ifadelerini kullandı.

Öztinar şöyle devam etti: “Bizim devletimize saygımız büyük. Ancak bu zararların altından kalkmamız mümkün değil. Diyaliz merkezlerine ödenen tedavi ücretlerinin artırılması, Türkiye’de bu hayati tedavilerin devamı açısından büyük önem taşıyor. Çok zor bir süreçten geçiyoruz ve bu zorluğu hastalarımıza yansıtmamaya çalışıyoruz. Tedavi harcamaları dövize endeksli olan sağlık kuruluşlarıyız. Dolar 9 liralardan 16 liralara çıktı, Euro da aynı hızla yükseliyor. Devletimizin diyaliz merkezlerinin tedavi ücretlerini acilen güncelleyip, bizleri koruma altına alması gerekiyor. Yoksa toplumsal sağlığa büyük destek veren bu güzel kurumlar zarar görecek. Bu olumsuz gelişmelerden en büyük zararı ise hastalarımız görecek. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın acil desteğini bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın müdahalesiyle diyaliz merkezlerinin bu açmazdan çıkarılacağını düşünüyoruz” dedi.