Antalya Kent İzleme Platformu yöneticisi Av. Mustafa Şahin, sosyal medya hesabından platformun hazırladığı raporu paylaştı. [caption id="attachment_319833" align="alignnone" width="646"] Antalya Kent İzleme Platformu yöneticisi Av. Mustafa Şahin[/caption] Raporda , “Aksu Karacaören’den Antalya Kentine Su Verilmesi Uygun mudur?” sorusu sorularak, baraj gölünden Antalya’ya getirilmek istenen suyun kirliliğiyle ilgili çarpıcı iddialar yer aldı. Ayrıca Karacaören Projesiyle ilgili yanıt bekleyen 8 soruya yer verildi. [caption id="attachment_319832" align="alignnone" width="646"] Raporda Karacaören Projesiyle ilgili yanıt bekleyen 8 soruya yer verildi[/caption]

İŞTE GETİRİLECEK SUDAKİ KİRLİLİK NEDENLERİ

Raporda, Antalya kenti içme suyu gereksinmesini Karacaören Barajı’ndan (Aksu) sağlayacak olan ancak 5-6 yıldır yapımı durmuş, ihalesi feshedilmiş bir proje yeniden ihaleye çıkarılarak Antalya kentine halkın istemediği bir su yeniden dayatılmak istenmektedir” denilerek kirlilikle ilgili şu iddialar yer aldı; “Aksu Çayı giderek artan ölçüde kirlenmektedir, kirlenmiştir. 1-Isparta kentinin tüm atık suları Sav Deresi’ne verilmekte; arıtma tesislerinden geçirilse de bu su Aksu Çayı’nın en önemli beslenme kaynaklarından birini oluşturmaktadır. 2- Isparta kenti dışında, Aksu Çayı havzasında artan yerleşimlerin atık suları da Aksu Çayı’na karışmaktadır. 3- Aksu ve kolları üzerinde çok sayıda HES kurulmuş olup çayın suyu bu HES’lerin türbinlerinden birkaç kez geçerek gelmektedir. 4- Havzada işletilmekte çok sayıda mermer ocağının kazı artıkları ve tozları Aksu Çayı’na karışmaktadır. 5-Karacaören Baraj gölünde çok uzun yıllardır önemli miktarda balık üretimi yapılmakta, bu balık çiftlikleri ile çevredeki lokanta, gazinoların atıkları doğrudan baraj gölüne karışarak giderek artan kirliliğe yol açmaktadır.

PROJE BAŞLADIĞINDAN BERİ STK’LAR KARŞI

“Proje çalışmalarının yapıldığı 2000’li yıllar ve öncesinde bu kirlenme öngörülememiş, görülse de gerekli koruma önlemleriyle su kirliliğinin önleneceği varsayımı ile 2012 yılında proje uygulamasına başlanmıştır. Antalya halkı ve sivil toplum kuruluşları bu projeye gündeme geldiği andan başlayarak karşı çıkmış, kirli içme suyunun kente getirilmesinin istenmediği pek çok platformda ortaya konmuştur. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ASAT’da bu suya karşı seçenek geliştirmek amacıyla farklı firmalara etüdler yaptırmış, sonuçta Manavgat Irmağı’ndan su getirecek bir projeyi yıllarca savunmuş ve uygulama aşamasına getirmiştir. Karacaören içme suyu proje uygulaması durdurulmalı, kente temiz, uygun, daha ekonomik kaynaklardan içme suyu sağlanmalıdır. Antalya kentine Karacaören Barajı’ndan (Aksu) su iletilmesi yalnızca kirlilik açısından değil, ekonomik açıdan da kuşkulu, tartışmalı bir projedir.”

YAKIN YEREL KAYNAKLARDAN SAĞLANABİLİR

Antalya’nın çok zengin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına sahip olduğu vurgulanan rapor şöyle devam ediyor; “Kentin doğusunda ve batısında, kent sınırları içerisinde 15 kilometre ara ile Düdençayı ve Boğaçay gibi iki büyük ırmak akar. Çok büyük miktardaki yeraltı suları da kent sınırları içerisinden denize boşalmaktadır. Kentin bu zengin su varlığı 20 m3/s (saniyede 20 metreküp) olarak DSİ ve ASAT’ın 10-15 yıl öncesine değin etüd, rapor ve planlarında pek çok bildiride yer almış bulunmaktadır. Günümüzde ASAT Antalya kentine toplam 6.2 m3/s su verebilmekte, kentin 2030 yılı su gereksinmesi ise 9.3 m3/s olarak hesaplanmış bulunmaktadır. Önümüzdeki 10 yılda ortaya çıkabilecek 9.3-6.0= 3.3 m3/s ek su gereksinmesini, toplam (20 m3/s) kapasiteli yakın yerel kaynaklardan sağlamak yerine 40-80 km uzaktan, Aksu ya da Manavgat ırmağından getirmeye uğraşmak açıklanması zor bir durumdur. Antalya kenti su projeleri yapılırken tarih boyunca Antalya kentini besleyen, bahçelerini yeşerten, uygarlıklar yaratan, günümüzde de 10 m3/s debi ile akmasını sürdüren Kırkgöz-Düden sularından yararlanma yoluna gidilmeyip bu kaynaklar bütünüyle gözardı edilerek pahalı ve yanlış çözümlere yönelinmiştir. Eski raporlarda Kırkgöz-Düden sularının çok kireçli, sert olduğu, bunların yumuşatılmasının maliyeti arttıracağı belirtilmektedir. Ancak günümüzde de kente verilen suların sertliği yüksektir. Hemen tüm apartmanlarda, sitelerde kireç yumuşatıcı aygıtlar, gereçler kullanılmakta, bunların masrafını su parasına ek olarak tüketici karşılamaktadır. Pek çok yurttaş da musluklardan akan, suyu içmemekte, şişe suyu ve damacana sularını tercih etmektedir. Bu alanlarda büyük iş kolları oluşmuştur.”

YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

“Yukarı havzalarda kirlenmiş Karacaören suyunu Antalya kentine iletme projesini uygulamaya başlamadan önce aşağıdaki sorular mutlaka yanıtlanmalıdır. 1- Bu proje 20-30 yıl öncesinin etüd, rapor ve verilerine dayanmaktadır. Yeni ihale yapılırken DSİ uygulamalarında genellikle görüldüğü üzere değişen koşullara göre eski etüd ve planlama raporları gözden geçirilmiş midir? 2- Aksu Çayı’nda özellikle Isparta Sav deresi ve Karacaören Barajı’ndaki balık çiftlikleri kaynaklı kirlilik ölçümleri yapılmakta mıdır; hangi kurum yapmaktadır, yeni değerler nedir? 3- Balık çiftliklerinin ileride kaldırılması planlanmış mıdır, havzada kentsel, tarımsal ve sanayi kirliliklerinin önlenmesi için neler yapılmaktadır. 4- Eski raporlara oranla artan kirliliklerin Antalya’daki arıtma tesisleri için söz konusu olacak yatırım ve işletme maliyetleri artışları yeni projede dikkate alınmış mıdır? 5- Geçmiş planlamalarda maliyeti çok arttırdığı için vazgeçilen Kırkgöz-Düden sularının günümüzün gelişen teknolojik koşullarında kireç yumuşatma maliyetlerinin de düşmüş olabileceği dikkate alınarak bir güncelleme, karşılaştırma yapılmış mıdır? 6- Kırkgöz-Düden sularında kirlilik ölçümleri yapılmakta mıdır, sonuçlar nedir? 7- Günümüzde ASAT’ın kente verdiği suların sertlik derecesi nedir, kaynaklara ve zaman göre nasıl bir değişim göstermektedir? 8- Birkaç yıl öncesine değin Aksu’dan Antalya kentine su verilmesini kabul etmeyen ve alternatif proje geliştiren Antalya Büyük Şehir Belediyesi ve ASAT’ın bu yeni ihale karşısındaki tutumu değişmiş midir, görüşü nedir?”