ABD’li bilim insanları ıspanak ve marulla çalışmalarını sürdürüyor

Yabancı basında yer alan haberlere göre; Amerikalı bilim adamı Prof. Giraldo “Tarlada iğne yerine kullanılabilecek aşı yaklaşımını ıspanak ve marulla test ediyoruz ve insanların korona aşısını kendi bahçelerinde yetiştirmesi gibi uzun vadeli hedeflerimiz var. Çiftçiler tarlalarında artık covid-19 aşısı yetiştirebilecek. Enjekte edilebilir aşılar geçmişte kalabilir” dedi.

İĞREDEN KORKAN YÜZDE 10’LUK KESİM VAR

2021 yılı Haziran ayında Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan ve iğne korkusunu tedavi etmenin aşı tereddütünü yüzde 10'un üzerinde azaltabileceğini öne süren bir çalışma yapıldı. Bunun üzerine bilim insanları covid aşısında şırıngayı devre dışı bırakmanın yollarını aramaya başladı. Ulusal Bilim Vakfı'ndan 500 bin dolarlık bir hibe ile desteklenen proje, mRNA aşılı DNA'nın bitki hücrelerine kendilerinin kopyalanmasını sağlayacak şekilde nasıl verilebileceğini ortaya koyuyor. Bu işe yararsa, bitkilerin geleneksel bir aşı enjeksiyonu kadar mRNA üretebileceği gerçekleştirilmiş olacak.

ISPANAK VE MARUL İYİ SONUÇ VERDİ

UNCR Botanik ve Bitki Bilimi Bölümü'nden Prof. Juan Pablo Giraldo yaptığı açıklamada , “İdeal olarak, tek bir bitki, tek bir kişiyi aşılamaya yetecek kadar mRNA üretecektir” dedi . Araştırmaya liderlik eden ve UC San Diego ve Carnegie Mellon Üniversitesi'nden araştırmacılarla işbirliği içinde çalışan Giraldo, "Bu yaklaşımı ıspanak ve marulla test ediyoruz ve insanların kendi bahçelerinde yetiştirme konusunda uzun vadeli hedeflerimiz var" diye ekledi. "Çiftçiler sonunda tarlalarında covid aşısı yetiştirebilecekler" diye konuştu.

BİLİMSEL AÇIKLAMASINI YAPTILAR

Bilim insanları çalışmayla ilgili şu açıklamayı yaptı: Çalışmada kloroplastlar ön plana çıktı. Bu küçük organelleri bitki hücrelerinde var ve hücre başına kloroplast miktarı, bitkiye bağlı olarak büyük ölçüde değişiyor. Hücre içinde dinamik davranıyorlar ve yağ asitlerini, amino asitleri sentezlemek ve bitkinin bağışıklık tepkisine yardımcı olmak gibi çok çeşitli işlevlere hizmet ediyorlar. Çalışmada ortaya konulan bu bilimsel süreçler, bir bitkinin yaşamını sürdürmenin yanı sıra Dünya'daki yaşamı sürdürmek için hayati öneme sahip. Kloroplastların güneş ışığını ve karbondioksiti glikoza ve diğer moleküllere dönüştürme yeteneğinin başka anlamları da var ve Giraldo bunların "arzu edilen molekülleri yapmak için kullanılmayan bir kaynak" olduklarını söylüyor. Ve bunu destekleyecek kanıtları var. Önceki araştırmaları, kloroplastların, yabancı genetik materyal uygun şekilde bitki hücresine gönderilirse, bitkinin doğal olarak parçası olmayan genleri ifade edebildiğini gösterdi. Tabii ki, bu ancak malzeme uygun koruyucu malzemeyle kaplanmışsa yapılabiliyor ve hangi malzemenin kullanılacağını bulmak özellikle zor olabilir. Ancak Prof. Giraldo'nun laboratuarının uzmanlaştığı konu tam olarak bu. Ama onu içeri almak için nanoteknolojiye ihtiyaç var. Bu nedenle Giraldo, mRNA malzemesini kloroplastlara iletmek için UC San Diego nanomühendislik uzmanı Prof. Nicole Steinmetz ile ortaklık kurdu. Steinmetz, "Bizim fikrimiz, bitkilere gen aktarımı için doğal olarak oluşan nanoparçacıkları, yani bitki virüslerini yeniden kullanmaktır. Nanopartiküllerin kloroplastlara gitmesini sağlamak ve ayrıca onları bitkilere karşı bulaşıcı olmayan hale getirmek için bazı mühendislikler gerekiyor" dedi.

BASİT BİR İĞNE KORKUSU

Makale şöyle devam ediyor; Başarılı olursa, bu bulgular bitkilerin taşıdığı aşılar insan vücuduna uygulandığında devrim yaratabilir. Bu özellikle önemlidir, çünkü dünyanın birçok yerinde aşı tereddütü güçlüdür ve COVID-19 pandemisinde Pfizer ve Moderna tarafından yapılan mRNA aşıları olan en yaygın kullanılan aşılar vakaların azalmasına olduğu kadar artmasına da katkıda bulunabilir. Ancak bu yöntem, aşı tereddütünün önemli bir kesintiye ağramasını sağlayabilir. Bunun nedeni, tüm aşı tereddütlerinin önemli bir kısmının, yalnızca aşının etkinliği konusundaki şüphelerden veya virüs ve aşının özellikleri hakkındaki yanlış anlamalardan değil, basit bir iğne korkusundan kaynaklanmasıdır .