Kent masalları: Küçükgöl

30.04.2019 16:36

20 yılın ardından Küçükgöl...

Kasaba. Yok, Bu Kasaba Kaş ilçesine bağlı Kasaba değil. Elmalı ilçesinebağlı Gölova, bilinen adıyla Müğren, evet evet Zeki Müren'in köyü olan Müğren. İşte o Gölova'nın içinde küçük birmahalle bu “Kasaba.” Eee.... Bölgeye adı üstünde Gölova demişler. Burada tarih boyunca irili ufaklı göller, gölcükler oluşmuş zaten. Küçükgöl'de bunlardan biri.

Aslında Alanya'nın yanında Manavgat vardı, Side vardı. Ama öncesinden kalma elimizde “Küçükgöl” kalmıştı. Küçükgöl, adı gibi küçük. Son 20 yıldır ortalıkta yokmuş, bu yıkli bol kar ve yağmur yeniden oluşturmuş. Eskiden beri bu göl”gel-git” halindeymiş zaten. Ner'de mi?

Kasaba... Yok, Bu “Kasaba” Kaş ilçesine bağlı Kasaba değil. Elmalı ilçesine bağlı Gölova, bilinen adıyla Müğren, evet evet Zeki Müren'in köyü olan Müğren. İşte o Gölova'nın içinde küçük bir mahalle bu “Kasaba.”

Eee.... Bölgeye adı üstünde Gölova demişler. Burada tarih boyunca irili ufaklı göller, gölcükler oluşmuş zaten. Küçükgöl de bunlardan biri.

Sağ olsun bizim İbrahim Yıldırım tutup tutup götürüyor ya bizi o tarafa. Yaklaşık bir ay önceydi. “Hadi yaylaya gidiyoruz” dedi telefonda,akşam saati. Oysa tam da kapıdaydım ve Wushu antrenmanına gidiyordum. Anında kırdım dümeni. Bir telefon daha.. “Uygunsa yengem de gelsin. Biz ailece gidiyoruz.” Eh o da olur. Yolda giderken söz etti Küçükgöl'den.

Daha öncebir kaç kez geçtiğimiz yolun üstünde Çobanisa yamaçlarından inip gelen kar sularının oluşturduğu gölün videolarını gösterdi. Aldı beni bir heyecan.

Sabahı heyecanla belkiyorum. Biliyorum ki gün yükselince esinti çıkacak ve su titreyince yansıma olmayacak. Ama o da ne?

Sabah kömür karası bir güne uyanmışız, o çok düşünü kurduğum yansımalar güme gidecek. Ama nasip işte. Gene de olanın en iyisine razıyız.

İbrahim Yıldırım'ın “bu mevsimde olmaz, olamaz” demesine rağmen gölde leylek yavrusu görmek güzeldi. Bu arada İbrahim Bey bunun balıkçı kuş olduğunu söyledi. Hangi suda balık avlayacaksa.

Neyse, uzatmayalım. Sonra Buse seçmekte zorlanıyor, güzelim fotograflara yer kalmıyor sayfada. Oysa müdavimlerimiz “okuyan” dan ziyade “bakan” yurdum insanı.

Bitiriyorum. İki dileğim var. Bu kaçamağın ardından kalp krizi geçiren, girdiği ciddi ameliyattan sağlam çıkan İbrahim Yıldırım ile yine kaçabileceğimiz günlere bir an önce dönmek.

Ama daha önemlisi, coğrafyamızda su tutan gölleri, yeşeren filizleri, ısrarla gene gelen leylekleri yıllarca görebilmeyi diliyorum.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları