Geçtiğimiz günlerde MYGazete.com'un gündeme getirdiği "Kanserojen ürün peynir ekmek gibi satılıyor" başlıklı haberi okurlarımızın büyük ilgisini görmüştü. İnsan sağlığını direk ilgilendiren konuları gündeme taşımaya devam ediyoruz.

Bazı ülkelerde GDO'lu ürün satan ve bu konuda cezalara çarptırılan Syngenta adlı yabancı tarım firmasının Antalya Serik ilçesinde kurduğu dev araştırma merkezi ile ilgili yaptığımız araştırmada firmanın çeşitli ödüller aldığı,yaptığı sağlıklı üretim ile takdir edilen firmalar arasında yer aldığı bu merkezin GDO ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ortaya çıktı.

İddialara göre uluslararası Syngenta firmasının kendi başına ve diğer biyoteknoloji şirketleriyle beraber ürettiği 59 çeşit GDO’lu (Genetiği değiştirilmiş organizma) ürünü bulunduğu tarım sektöründe bir bilgi olarak yerini koruyor. Çinli kimyasal madde üreticisi ChemChina tarafından 43 milyar dolara, yakın bir geçmişte satın alınan İsviçreli tarım ilacı ve tohumculuk firması Syngenta, tarım ve turizm kenti Antalya’da dev bir araştırma üssü kurması Antalya'da bir takım soru işaretlerini berebarinde getirdi. Ancak Sygenta'nın dünya çerçvesinde yapmış olduğu üretimin Türkiye sınırları içinde gerçekleştirmediği ve Serik'te kurulan üretim ve araştırma merkezinde GDO'lu üretimin kesinlikle yapılmadığı öğrenildi. Türkiyede zirai üretimin Avrupa Birliği kriterlerine göre uygulandığını belirten firma yetkilileri ' bu konu istismara son derece açık ve vatandaşlarımızın hassasiyetle takip ettiği bir konudur. Bu bakımdan ilgili yasa ve denetimler böyle bir üretime, zaten izin vermemektedir.

Serik’teki 1.7 hektarlık dev araştırma üssü

Şirketin Antalya’nın Serik ilçesinde kurulu 1.7 hektarlık bir araştırma ve geliştirme istasyonu mevcut. Bu istasyonda aynı zamanda hıyar ve domates ıslahı da yapılıyor. Syngenta’nın Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki üyelik kaydında araştırma üssünün Tekke Mahallesi Serik adresinde yer aldığı belirtiliyor. Faaliyet konuları arasında ise “Meyvesi yenen sebzelerin yetiştirilmesi. Hıyar, kornişon, sivri ve dolmalık biber, kavun, karpuz, kabakgil türleri, domates, biber, patlıcan vb.” yer aldığı ifade ediliyor. Ticaret ünvanı olarak ise, “Syngenta Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Antalya sebze araştırma tesisi şubesi” şeklinde belirtiliyor

Brezilyada’ki GDO üssünden protestocuların üstüne ateş açıldı

Bianet’te yer alan habere göre ise, Syngenta’nın Brezilya’da kurduğu GDO’lu ürün araştırma ve üretme üssü çok ciddi protestolara ve ölümlere neden oldu. La Via Campesina'nın (Uluslararası Köylü Hareketi) açıklamasına göre, Syngenta şirketi tarafından kiralanan ve kanunsuz olduğu öne sürülen denemelerin yapıldığı tarlalarda özel güvenlik güçlerinin köylülerin üzerine ateş açması sonucu Brezilya Topraksızlar Hareketi liderlerinden 3 çocuk babası 32 yaşındaki Valmir Motta da Oliviera yaşamını yitirdi, bir köylü kadın komaya girdi ve beş köylü de yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Türkiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Dönem Sözcüsü Abdullah Aysu "İnsanlık dışı saldırıyı kınıyor ve üyesi olduğumuz Via Campesina'nın taleplerine katılıyoruz" dedi.

Via Campesina'nın talepleri şöyleydi:

Bu olayda suçu olan tüm kişi ve kurumlar cezalandırılmalı, Syngenta deneme tarlaları geri alınarak bu arazilerin çiftçiler ve köylüler tarafından işlenmesi sağlanmalı, buralarda yerli tohumlarla üretim yapılmalı.

Syngenta Brezilya’dan gönderilmeli, Syngenta’nın paralı askerleri tarafından mağdur edilen köylülerin hakları ve tazminatları Brezilya Başbakanı Luis İgnacio Lula da Silva aracılığıyla Brezilya hükümeti tarafından karşılanmalı.

Syngenta’nın bu kanunsuz eylemlerinin durdurulması için Uluslararası Af Örgütü girişimde bulunmalı.

Abdullah Aysu o dönemde yaptığı açıklamada şirketin geçmişi hakkında şu bilgileri verdi:

İsviçre kökenli, 90 ülkede faaliyet gösteren, dünya ticari tohum pazarının üçüncü büyük şirketi olan Syngenta, Brezilya’nın Santa Terasa do Oeste bölgesinde illegal şekilde Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lı (GDO) soya ve mısır denemeleri yapıyor.

Syngenta’nın yasal ve meşru olmayan deneme tarlalarına yerel yönetimlerin ve halkın dikkatini çekmek amacıyla Via Campesina ve Topraksızlar Hareketi’ne (MST) bağlı köylüler demokratik haklarını kullanarak 2006 yılında işgal edip ve kamp kurdular.

Yaşamlarını kurdukları kampta sürdüren çiftçi ailelerinden 70 tanesi 17 aylık konaklamadan sonra 18 Temmuz 2007’de başka bir bölgeye taşındı. Syngenta ise illegal ve meşru olmayan denemelerini sürdürdü. Bunun üzerine 21 Ekim tarihinde Via Campesina’ya bağlı 150 çiftçi bu alana tekrar döndü.

Syngenta'nın bu tarlalarda ağır silahlarla donatılan özel güvenlik güçleri köylülerin üzerine ateş açmasıyla, Brezilya Topraksızlar Hareketi'nden Valmir Motta da Oliviera’nın hayatını kaybetti, biri komada 6 kişi de yaralandı.

GDO HAKKINDAKİ İDDİALAR

Genetik yapısı değiştirilmiş bitki ve hayvanlara transgenik bitki, ya da transgenik hayvan deniyor.

GDO'lu ürünlere dayalı tarım ağırlıklı olarak ABD, Kanada, Arjantin, Çin ve Hindistan'da yapılıyor.

GDO'lu ürünlerin başında mısır, soya, pamuk, domates, pirinç ve bazı balık türleri geliyor.

GDO'lu tohumları üretenlerle en büyük tarım ilaçlarını satan firmalar aynı.

Başta, Monsanto, Delta, Dupont, Syngenta, Bayer gibi firmalar hem GDO'lu tohum satışından, hem de tarım ilaçlarının satışından yüksek cirolara sahip firmalar.

GDO'lu tarımı önerenler verim artışını ön plana çıkarsalar da, bir çok bilim adamı bunun doğru olmadığını kanıtlamıştır.

GDO'lu tarım yapılan Arjantin'de yabancı ot ilacı kullanımı 14 kat artmıştır.

GDO’LU ÜRÜNLERİN TARIMA ZARARLARI

Tohum üreten firmalar aynı zaman da tarım ilacı da sattıkları için GDO'lu üretimde hem hazır tohum hem de tarım ilaçları birlikte alınmak zorundadır. Çiftçiler bir şekilde bu şirketlere bağımlı duruma gelmektedir.

GDO'lu tohumlarla tarım yapılması, yerel çeşitlerin kullanımını azaltıyor.

Tek tip tohum kullanılması sonucu biyoçeşitlilik yok ediliyor.

GDO'lu tohumlar yerel tohumlara da bulaşıyor, bulaşma sonucunda ABD ve Kanada'da yaşanan örneklerde bazı şirketler tohum çalma suçlamasıyla çiftçileri mahkemeye bile verebiliyorlar.

GDO'lu endüstriyel tarım, dünya halklarının geleneksel beslenme alışkanlıklarını değiştiriyor.

GDO'LU ÜRÜNLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLARI

Bağışıklık sistemini çökertiyor.

Alerji, kısırlık, kanser, gibi bir çok sağlık sorununu yaratıyor.

Yakın dönemlerde yapılan bir çalışmada, yeni doğan bebeklerin göbek bağı hücrelerinde ot öldürücü ilaç olarak kullanılan bir ilacın kalıntılarının saptandığı açıklanmıştır.

GDO'lu tarım, çevre sağlığına büyük zararlar veriyor. GDO'lu bitkilerin kalıntılarındaki toksik maddeler suya ve toprağa geçiyor.

GDO'lu tohumlar hayvansal ortamlarda yararlı akraba türlerin yok olmasına ve yeni zararlı türlerin oluşmasına neden olmaktadır.

GDO'lu tohumlar için geliştirilen ot öldürücüleri, otların yanı sıra bütün bitkileri öldürmektedir.

TEK YANLI BAĞIMLILIK

Kısacası GDO'lar tarımda verimliliği arttırmıyor, ilaç kullanımını azaltmıyor, tek yanlı bir bağımlılık yaratıyor ve istihdamı olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda bioçeşitliliği yok ediyor. İnsan ve çevre sağlığını da geriye dönülmez bir şekilde olumsuz olarak etkiliyor.


.