Deniz Bilimci ve Kimyager Prof. Ahmet Cemal Saydam sosyal medya hesabından Tekirdağ’da yaşanan doğa katliamına büyük tepki göstererek, “Bunun adı Marmara’yı katletmektir” dedi ve uydu verilerinden yaptığı araştırmada kirliliğe neden olan işletmenin Eurotex Tekstil Fabrikası olabileceğini yazdı.
Paylaşımında, yayınlanan haberlere vurgu yapan Prof. Saydam, şu ifadeleri kullandı;"Tekirdağ'da Kınıklı Deresi'nin rengi değişti
Tekirdağ. Sultanköy Mahallesi'nde denize dökülen dere, siyah tonlarında akmaya başladı. Derenin renginin değiştiğini gören mahalle sakinleri" ...şeklinde devam etmekte..
Bakalım oralara ve de uydu verilerine. Ne de olsa onlar yalan söylemeyi bilmiyorlar.Kınıklı deresi boyunca ilerliyoruz. Sağına soluna bakıyoruz olası bir kaynak var mı diye.Dere boyunca kıvrıla kıvrıla ilerlerken yaklaşık 10 km içeride karşımıza Eurotex Tekstil çıkıyor.Ne tesadüf değil mi?İşte denizin hali böyle.
Eminim ki yetkililer de bu durumu görecekler ve hatırı sayılır bir ceza keseceklerdir.
İşter 3 milyon kes ister 50-100 milyon veya milyar.Özel koruma altında olan bir denize, dengelerin bu kadar hassas olduğu bir yere hem de sular ısınırken oşinografik parametreler her geçen gün doğal olarak daha riskli bir ortam yaratacakken böyle bir deşarj Marmara'yı katletmek demektir.”

Haberlerimizi Instagram, Facebook, Twitter, Telegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.

‘MARMARA DENİZİNİN KENDİSİNİ TOPLAMASI İÇİN 10-15 BİN SENE BEKLEMEK LAZIM’
Prof. Saydam şöyle devam etti:“Fabrika birisinin veya birilerinin. Özel koruma altındaki Marmara Denizi hepimizin.Bir gün Marmara denizi anoksik yani oksijensiz koşullara döner ise hepimiz kaybederiz.Bir daha da asla geri dönüşü olmaz. 10-15 bin sene bekle ki bir şeyler olsun olur.Yani eğer Marmara kokmaya bir başlar ise istediğiniz kadar hoca haklıymış deyin bir daha geri dönüşü olmaz.Tüm Marmara bölgesi elimizden gider.Beka sorunu işte o zaman başlar.Oksijen seviyesi o kadar bıçak sırtında ki dengeleri değiştirecek katkı bu kadar az ama sonuçları o kadar da yıkıcı olabilir. Bende demesi deyipte bir yana geçip seyredecek bir durum değil, hepimiz aynı gemideyiz lafı işte burada çokta geçerli bir deyim.”




