Holodomor nedir? İşte o olayın perde arkası...

Holodomor, Komünist rejiminin Ukrayna’da yarattığı suni bir açlıktır.

Holodomor açlıkla öldürmek anlamına gelen Ukraynaca bir kavramdır. Bu, 1932-1933 yıllar arasında yaşanan ve milyonlarca insanın hayatını alan ulusal felakete verilen isimdir.

Bu felaket, kuraklık ya da mahsul yetmezliği gibi doğal afetlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmadı. Bu, Ukraynalıların fiziksel olarak yok edilmesine yönelik komünist rejimin kasıtlı politikasının bir parçasıydı.

Bu politika, Moskova'dan bağımsız bir Ukrayna Devleti'nin kurma isteklerinin ve Ukraynalıların bu rejime direnişinin yok edilmesine kadar izlendi.

Holodomor neden özellikle Ukrayna’da yaratıldı?

1920'lerin sonuna kadar SSCB’de totaliter komünizm rejimi güçlendi. Hükümete karşı verilen herhangi bir tepki sert bir şekilde bastırılıyor ve cezalandırılıyordu.

Toprak ve mülkiyete el koyulmaya, insanlar kolhozlara (kolektif çiftlikler) girmeye mecbur kaldığı ve özgürlükleri kısıtlanmaya başladığı zaman köylüler ayaklandı. 

Bu protestoların çoğu Ukrayna'da gerçekleşti. Bu ayaklanmalar Stalin'in planlarına büyük tehdit yaratıyordu. Stalin, bir kaynak olarak gördüğü Ukrayna’yı kaybetmekten koruyordu.

Ukrayna olmadan dünyayı fethedebilecek hale gelen güçlü imparatorluğunun kuruluşu imkansız hale gelip hayallerini yıkacaktı. Böylece, 1932 yılının yazında Ukrayna nüfusunun bir kısmını yok ederek nüfusun diğer kısmını korkutmak için ve ‘Ukrayna’yı kaybetmemek için’  Ukrayna’da suni açlık yaratmaya karar verdi.

Holodomor'un arka planı nedir?

Yiyecekleri ele geçirmek için köylerdeki evlerde dolaşan ve arama yapan özel ekipler oluşturuldu. Özel eğitimli aktivistler, milyonlarca insanın yiyeceklerine el koyup onları açlığa maruz bırakıyorlardı.
 
Ukrayna’nın dışına çıkmak isteyen köylülerin Ukrayna ve çoğunlukla Ukraynalıların yaşadığı Kubam sınırları dışına çıkmaları rejim tarafından yasaklandı. Kaçanlara demiryolu ve su ulaşım araçlarına biletler satılmıyordu.

Şehirlere giden yollar kapandı. Kaçmayı başaranlar tutuklanarak geri gönderiliyordu.

1932 yılından Ukraya’nın bağımsızlığına kadar Holodomor konusu üzerinde bilgi ablukası vardı.

Buna rağmen, totalitarizmin  demir perdesinin arkasını ziyeret eden bazı batılı gazeteciler bu felaket ile ilgili yazılar hazırlayıp, dünyaya SSCB’nin içinde aslında ne olduğunu anlatıyorlardı.

Holodomor’un sonuçları

Holodomor,  milyonlarca insanın hayatını aldı. Bu korkunç cinayetler ve sonuçlarını gizlemeye yönelik kasıtlı politikalar, 1932-1933 kıtlıktan ölen masum insanların net sayısını belirlemeyi  ve ölenlerin ayrıntılı isim listesinin oluşturulmasını imkansızlaştırdı.

Farklı istatistiklere göre 1932-1933 yılarında Ukrayna'da 7 milyondan 10 milyona kadar insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bu da o zamandaki Ukrayna’nın nüfusunun dörtte biri demektir. 
 
Ukrayna'da Haziran 1933'te her gün -34,560 insan, her saat 1,440 insan, her saniye 24 insan hayatını kaybediyordu.

Ancak 1932-1933 yıllarında yaşanan Holodomor, Ukraynalıları tam olarak “Sovyet insanlarına” dönüştüremedi. İlerideki yıllarda da insanlarımızın komünizm rejimine karşı olan direnci devam ediyordu. Bu direncin sonucu 1991 yılında Ukrana’da yapılan Tüm Ukrayna Referandumun sonuçları oldu. Sonuçlara göre Ukraynalıların %90’ı ülkelerinin bağımzılığını destekledi. 

Belleğin dönmesi ve Holodomor’un uluslararası seviyede tanınması Ukrayna 1991'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Ukraynalı bilim adamları Holodomor'u araştırma firsatı buldular. 

1998'de Ukrayna Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Holodomor kurbanları günü belirlendi. Her sene Kasım ayının dördüncü Cumartesi günü Holodomor kurbanlarını anma etkinlikleri düzenleniyor.

O gün karanlık çöçer çökmez insanlar Holodomor kurbanları anısına mum yakıp pancerelerin önüne koyuyorlar.

2006 yılında Ukrayna Verhovna Rada'sı (Parlamentosu), Holodomor'u Ukrayna halkına karşı yapılan bir soykırım olarak nitelendiren yasayı kabul etti. Bu zamana kadar Holodomor’u soykırım olarak 16 ülke tanıdı. 

Ukrayna, tarihi gerçeklerin tespit edilmesi, Holodomor kıtlığının Ukrayna halkının soykırımı olarak kabul edilmesini, Stalin rejiminin bilinçli olarak öldürdüğü milyonlarca Ukraynalının saygıyla anılmasını, insanlığa karşı işlenmiş ve zaman aşımı olmayan söz konususu çin ideolojistlerinin kınanmasını hem ikili, hem çok taraflı ilişkiler düzeyinde savunmaktadır. Bu yaklaşım, sadece tarihi adaletin sağlanması değil, demokratik dünyanın ileride bunun gibi korkunç suçlara yol açmamasına yönelik bir uyarı anlamına gelmektedir.