Gazeteciler Medya ve Mülteciler Basın Buluşması'nda bir araya geldi

11.10.2019 12:03

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği tarafından organize edilen Medya ve Mülteciler Basın Buluşması Ankara'da başladı.

Gazeteciler Medya ve Mülteciler Basın Buluşması'nda bir araya geldi

Ankara'da düzenlenen Medya ve Mülteciler Basın Buluşması'na Türkiye’nin dört bir yanından yaygın ve yerel yazılı ve görsel yayın yapan kurumlardan gazeteciler katıldı.

Toplantının ilk gününde SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç, T.C Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca katılarak açıklamalarda bulundu.

Konuşmacıların açıklaması öncesi bazı veriler paylaşıldı.

Buna göre özellikle Suriyeli Mültecilerin Türkiye'deki rakamlar ile yüzdelerle istatistikleri paylaşıldı. 2011 yılında Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin sayısı 250, 2012 de 14 bin 237, 2013’de 24 bin 655, 2014’de 1 milyon 519 bin 286, 2015’de 2 milyon 503 bin 549, 2016’da 2 milyon 834 bin 441,  2017’de 3 milyon 426 bin 786, 2018’de 3 milyon 623 bin 192, 2019'da 3 milyon 614 bin 108.

Suriye'de yaşanan insani kriz nedeniyle ilk gün gelen Suriyeli sayısı 252’ydi.

İltica edilen ülkelere göre söz konusu kişi sayısı toplamı ise şöyle:

TÜRKİYE: 3 Milyon 614 bin 108

LÜBNAN : 935 BİN 454

ÜRDÜN : 664 BİN 330

IRAK : 252 BİN 983

MISIR : 13 BİN 473 

DİĞER KUZEY AFRİKA : 35 BİN 713

Öte yandan Suriye’yi terk etmeye zorlanan Suriyelilerin yüzde 64.1’i Türkiye'de yaşamakta. 

Bazı AB Üyesi ülkelerin nüfuslarının Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin nüfusu ile karşılaştırılması ise şöyle:

LİTVANYA: 2 Milyon 864 bin 449,

SLOVENYA: 2 milyon 081 bin 900

LETONYA:1 milyon 911 bin 108.

ESTONYA: 1 milyon 303 bin 798 .

LÜKSEMBURG: 596 BİN 992.

MALTA:433 bin 245.

Tüm bu ülkelerin toplam nüfusları karşılaştırmasında Türkiye’de bulunan Suriyeli Mültecilerin sayısı ise 3 milyon 614 bin 108. Türkiye'de Suriyeli Mülteci nüfusu 60 Birleşmiş Milletler devletinin nüfusundan daha fazla.

Bunların cinsiyetine göre dağılımı ise yüzde 56 erkek, yüzde 44’ü kadın.

Suriyeli mültecilerin en yoğun olduğu 10 il ise şöyle:

İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlı Urfa. Türkiye de 18 yaş altı ve 18 yaşında olan 1.7 milyon Suriyeli mülteci bulunduğu belirtildi.

Öte yandan 2011’den buyana 405 bin Suriyeli bebek dünyaya geldi. Bu doğumlara karşılık İzlanda’nın 340 bin 566 ve Malta’nın 433 bin 245 nüfusunu da geride bıraktığı hatırlatıldı. 

Diğer yandan Türkiye de Suriyeli sığınmacılar yanında Afganistanlı yüzde 46 oran ile 170 bin, Iraklı yüzde 39 oran ile 141 bin, İranlı 39 bin, Somalili 5 bin 700 ve Diğer Tabiyetliler 11 bin 700 kişi bulunmakta.

Bunun yanında Yunan - Türk Karasularında yaşamını yitirenlerin sayısı 28 olurken 2019 yılında denizde yakalananların sayısı ise 26 bin 795.

Yılda 70 milyon insan terk ediyor

Toplantının ilk gününde SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Ülkemizin en yaygın sivil toplum kuruluşuyuz. 43 il de koruma, sosyal destek, yaşam destekleme çalışması yürütmekteyiz.

70 milyon insan ülkelerinden ayrılmak zorunda bırakıldı. Her iki saniye de bir insanlar bulundukları ülkenin dışına çıkmak istemekte. Türkiye son 6 yıldır Dünya da en çok mülteci ağırlayan ülke konumundadır.

Bu gelişmeleri en çok yakından takip eden yerel basın mensuplarının çabası asla yadsınamaz. Çekilen fotoğraflar ve haberler ülke genelinde olmakla birlikte dünyada ses getiren emekler olmuştur.

Türkiye'de toplam bin 600 gazeteci kardeşlerimizle bu konu üzerine bir araya geldik. İzmir, Van, Ankara'da toplamda bu yıl 500 gazeteci dostumuz ile buluşmayı sürdürüyoruz. Siyasi Otoritenin çalışması ise Dünya’ya örnek olmuştur. 

Göç hiç bitmeyecek

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı  Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr.Gökçe Ok konuşmasında, “Daha henüz Selanik’i göremedim. Oralardan gelen bir kardeşinizim. Selanik’in tipik bir İzmir olduğu belirtilmekte.

Yani Göç ve insanların topraklarını terk etmesi duygusu ve özlemi böyle bir şey. Böylesine önemli çalışma da gazeteciler ile bir arada olmaktan büyük mutluluk duymaktayım.

Çok yeni bir kurum olmamıza rağmen bir kapasite geliştirmeye çalışıyoruz. Göç İdaresinde üst düzey bir yönetici olmanın yanında öğretim üyesiyim ama her şeyden önemlisi paydaş olduğumuz insanlara şunu ifade etmeye çalışıyorum.

Her insan potansiyel bir göçmendir. Hepimizin göç hikayesi var. Anadolu göçlerle kurulmuş bir ülkedir. İnsani bir kriz neticesinde düzensiz göçmen saymadığımız insanlar var. Ciddi rakamlara ulaştı.

Bütün bu düzenli ve düzensiz göç kısmına baktığımızda olgular, hikâyeler halkların altında eziliyor. Göç terminolojisinde olmamasına rağmen bunlar bize emanet diyen Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hakkını modern zamanlar hakkını asla ödeyemez. Göç yönetimi akılla, bilimle ve mantıkla yönetilmektedir. Dünya ülkelerinden hiçbir eksiğimiz yok. Bizim Fazlalarımız var. Kanunun bize verdiği yetkinin yanında bir şeyi daha unutmuyoruz, insanlık ve vicdan.

Çünkü Suriyeli Yok, Afgan yok, Afrikalı yok. Ya ne var? Baba var, hala var, yeğen var, evlat var çocuk var. Aynam demek var! Biz insanı unutmamız gerekiyor. İnsan dediğimiz zaman tek nokta vicdandır.

Ve vicdanın sesini de en fazla sese ses verecek bu işin karşılğıı olabilecek bu işin karşılığı olabilecek bir kuvvete sahibiz. O da medyadır. Gazeteci salt gerçekleri görmez. Her bir basın mensubunun edebi ve şairane yanı olduğunu biliyoruz. En çok okunan haberler mi köşe yazıları mıdır? Ama toplumun düşüncesini maniple edebilen köşe yazısıdır. İnsan sohbete muhtaçtır.

Suriyelilerin ülkemize uyum sağlaması ve birey olarak bakabilmesi için toplumun irili ufaklı her katının görevi var. Yazılı ve görsel basının da görevleri bulunmaktadır. İhtiyaç olduğumuz tek şey tatlı nağmelere ihtiyaç var.

Göçün bir hikâye olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bizim gazetemizi okuyan, bizim televizyonlarımızı izleyen herkesin göçü yönetirken medyanın vicdanına ihtiyacı her zaman vardır.  

Yazılan haberlerin beklenmedik şekilde yazılması bizleri çok yaralamaktadır. Mevcut algıyı yansıtırken insanların bakış açısını da yönlendirmektedir. Bilenin ve bilmeyenin konuştuğu TV programlarında Suriyeliler sığınmacı değil kanunla statüleri belirlenmiş onlarla ilgili yapılan işlerin altında bir aklın stratejinin, politikanın sonucunda ülkemizin kültür zemininde misafirlerimiz diyoruz kardeşlerimiz diyoruz.

Biz hikâyeleri okumak ve izlemek istiyoruz. Okuyucu ve izleyici bu tarz hikayeleri bilmesi de hakkı. Krizi fırsata çevirmekte mümkün. Göç hiç bitmeyecek. Gelecekte 350 milyon insanın yerinden ve yurdundan ayrılacağı belirtiliyor. Biz bunu fırsata çevirmeliyiz."

Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Sığınmacıların hikâyesi insan olan herkesi etkiler. Bu yaşananlar karşısında ülkemiz iyi bir imtihan veriyor. Onurlu ve haysiyetli vicdan sahibi insanlara örnek teşkil ediyor. Başbakanlığımızdan bir isim önceki dönemlerde Arnavutluk’a gitmiş oranın başbakanlık düzeyi sonrasında basın toplantısına çıkmışlar.

Canlı yayında ülkemizin başbakanlık düzeyindeki isim Arnavutluk Başbakanına buranın Başkanı siz misinizbiz miyiz? Arnavutluk Başbakanı şaşırmıştır. Çünkü Türkiye'de 4 milyon Arnavut vatandaşı bulunduğu ifade edilmiştir.

Anadolu Kavimler ve Medeniyetler mezarlığıdır. Burada en uzun varlığını sürdüren Türk Milletidir. Türkiye mazlumların ve mağdurların sığınacağı bir ülkedir. Dün böyleydi bugünde böyle, yarında böyle sürmesi beklenmektedir.

Ödüller alınacak eserlere dökmemiz gerekiyor bu hayatları. 7 milyar insanın yüreğini titretecek çalışmaların olması mümkündür. Bunu da yapacak başaracak olan yazılı ve görsel basının duyarlı ve vicdanlı insanları yapacaktır.

ABD Meksika sınırına duvar eriyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini imzalayan ülkelerde tuhaflıklar yaşanmakta. Irkçılık yapanlar, İslam düşmanlığı revaçta oldu. Bu bizleri üzüyor. Göç insanlığın var olduğu bir olaydır.

Kıyamete kadar da devam edecektir. Göç duvarlar gökyüzüne kadar yükseltin durduramazsınız. Göç ancak Türkiye’nin yaptığı gibi insanlığın onuru ve haysiyetine göre yaptığınız da durdurulabilir.

STK ve Medya ile, Bürokrasi ile bu konular düzenlenebilecektir. Dünya da mazlum ve mağdur 140 ülkesine STK lar aracılığı ile yaptığımız 6 milyar dolar insani yardım ile iftihar ediyoruz.

Her insan insanlığın bir parçasıdır. Vicdan ve hakkaniyet sahibi, insan onurunu koruyan insan sayısı az değil. Maalesef bunların sayısı kötülük isteyenler kadar çok değil. Bunu güçlendirmek gerekiyor.

Basın mensuplarına önemli görevler düşmektedir. Kötülük kanser gibidir. Bu kötülüğü önleyecek olan basın mensuplarımız gazetecilerimiz. Gazeteciler Sanat Erbabıdır. Bir ağacı taşı ona öyle bir renk ve görüntü verir ki herkes gıpta ile izler. “Marifet İltifata Tabidir” o marifet ise gazetecilerimizdedir. 

Dünyaya insanlık dersi veriyoruz.

T.C Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca, “Tanrı misafiri deyimini kullanan büyük bir ülkenin insanlarıyız. Misafirperverliğimiz genetiğimizde var olan bir duygudur. Bizimle kucaklaşmak isteyenlere kapılarımızı hep açtık.

Musevilerden tutun, Nazilerden kaçan insanlara memleketimizde hep kucak açtık. Bizlere yurtdışına gittiğimizde aklın almayacağı sorular yönetilmekteydi. Artık bizlere böyle yaklaşım ve sorular yöneltilememekte.

Demokratik kurallara uymak ve insan haklarına sahip çıkan bir ülkeyiz. Türkiye müllteci ve sığınmacı politikasıyla dünyaya insanlık dersi veriyoruz." diye konuştu. 

Sığınmacı ve Göçmenler Merkezi'nde yürütülen çalışmalarda bulunan Suriyeli bir sığınmacı çocuk Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok’a ebru çalışmasını takdim etti. 
 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

ŞANS OYUNLARI

On Numara
Şans Topu
Sayısal Loto
Süper Loto