Cennete giden Antalya lezzeti: Paçacı Şaban

04.12.2019 15:43

Antalya'nın yerel lezzet markalarını sayarken 5 isimden biri mutlaka “Paçacı Şaban”dı. Şimdi “dı” derken açalım mı?

Burada okuyacağınız öykü; AESOB tarafından hazırlanan “Ahde Vefa 2” adlı Antalya'nın lezzet duraklarını anlatan kitap için hazırlanmış, fotoğraflarda aynı kitap için kaydedilmişti. Hatta o anda “simitli” sipariş gelmediğiiçin fotoğraf çekememiş, daha sonra da bir türlü nasip olmamıştı “simitlipaça çorbası” arşivim eksik kaldı.

2017 yılının aralık ayı ortasında elim bir trafik kazasında kalbine yenik düştü Faruk Usta. Ben de birkaç gün önce özel araçla takla atıp ölümden dönmüş, evde dinleniyordum. İş adamı dostum İbrahim Yıldırım, Faruk Usta ile ortak arkadaşımızdı. Haberi ondan aldım.

O günden sonra ben Antalya'da hele de sabah saatlerinde paça çorbasından keyf almaz oldum. Sektörle ilgimi bilenler “Şaban Usta'nın yerine oldu?” diye sorduklarında hep bakakaldım. O elim kaza sonrası hemen yanına bir paçacı dükkanı açıldı. Cenaze sürecinden sonra dükkan yeniden çalışmaya başladı. Kazadan 2 saat önce, Korkuteli'de “Yerine usta yetiştirdin mi?” diye soran İbrahim Yıldırım'a “Benden daha iyi bir usta yetiştirdim” yanıtını vermişti.

Geçtiğimiz günlerde nihayet ayağımız dönüp Paçacı Şaban'ın hatta Faruk Usta'nın el izini aramaya çıktık. Rivayetlere takılmadık, ailevi dedikodulara aldırış etmedik, şimdilerde Faruk'un oğlu yine Şaban Yorgancı tarafından işletildiğini, afişten öğrendiğimiz yere gittik. Benim hafızam zayıftır, oradaki yetişen ustayı hatırlamam. Şimdi çalışanla sohbet edip bilgi almaya çalıştım.

Faruk Usta'nın “benden iyi” dediği usta ile yollar ayrılmış, bu yeni. Mahdum Şaban ise yeni nesil ya, işi büyütme çabasındaymış, yeni şubelerle bu asırlık lezzet 7x24 hizmet verecekmiş. Kararlara saygılıyız ancak; o sabah içtiğimiz paça çorbası, Şaban veya Faruk Ustaların elinden çıkana benzemiyordu. Eski bir videoyu hatırlattı geçtiğimiz günlerde facebook. Dikkatli izledim, farkı buldum. “Bak evlat, çorbada lezzetin sırrı, 'kendi suyunda' olmasıdır. Sıcak suya buz gibi etparçası koyup 'lezzet' diyemezsin. O videoyu izlemeni tavsiye ederim.”

Şimdi 2012 yılındaki düştüğümüz notları da olduğu gibi yayınlayalım.

Antalya’nın bugün en işlek merkezlerinden Tahıl Pazarı Mahallesi’nde ara sokakta mütevazi bir sokakta gerçek bir lezzet durağı bulunuyor. Antalya’da bir çok esnaf bugün özellikle kış aylarında sabah Paçacı Şaban’ın lokantasında “simitli paça çorbası” içmeden dükkanını açmıyor.

Bir markanın doğuşu

Askere gitmeden önce, paça ustası Paçacı Adil’in yanında işi öğrenen Şaban Yorgancı, askerden döndükten sonra 1950 yılında Kalekapısı karşısında “Paçacı Şaban” adında ilk dükkanını açar. Burada uzun zaman hizmet veren Paçacı Şaban, ardından eski “Trak Kahvesi” adı verilen yerin karışına, onun ardından da Çınaraltı Kahvesi’nin bulunduğu bölgeye taşır dükkanını. 2012 Aralık ayında yaşamını yitiren Paçacı Şaban, işleri 1995 yılından bu yana oğlu Faruk Yorgancı’ya bırakmış. Faruk Yorgancı, babasının emanet ettiği bu ismi düzgün bir şekilde taşımaya çalışıyor. Yorgancı kaliteyi bozmamak için şube açmayı bile düşünmediklerini de belirtiyor.

Dükkana 6 yaşından beri sürekli geldiğini belirten Faruk Yorgancı, şöyle anlatıyor kendi öyküsünü: “İlk zamanlar getir götür işleri yaptırırdı babam. Ardından da zamanla çorba yapmayı, işin inceliklerini öğrendim. 1976 yılında profesyonel anlamda işe başladım. Ortaokulu bitirdikten sonra 15 yaşından itibaren artık sürekli dükkanda kalmaya başladım. Babam ile birlikte işleri yürütmeye başladık.”

Yemediğimizi satmayız

1995 yılından beri Tahıl Pazarı Mahallesi’nde şu anda bulduğu dükkanda hizmet veren Paçacı Şaban, kelle ve paça çorbası dışında çorba yapmıyor.

Faruk Yorgancı, “Biz kendi yemeyeceğimiz bir şeyi müşteriye vermeyiz. Malzemenin en iyisini kullanırız. Halen köy yumurtası kullanıyorum. Diğer yumurtalar aynı tadı vermiyorlar. Müşterimiz de bunu gayet iyi bilir” diyerek kalıcılığın sırrını veriyor.

Bir kez daha Şaban ve Faruk ustaların anısı önünde hürmetle eğiliyoruz. “Paça Çorba lezzetini, “Şaban Usta” markasını cennete taşıyan bu güzel insanları rahmetle anıyoruz. Mahdum yazdıklarımızdan alınabilir. Topluma malolmuş kişileri, markaları “aile” değil, “sevenleri” korur ve yaşatır.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları