Kadınların iş hayatında en büyük mücadelesinin, psikolojik mobbing veya fiziki yorgunluk değil , uğradıkları cinsel tacizler olduğuna değinen Uzman İlişki Koçu Semra Binay, “Bu tacizler sözlü,temaslı veya bakışlarla türlü şekillerde ortaya çıkıyor. Kanunlar mobbinge maruz kalanları "haklı fesih" ile korusa da , tacizde bulunanı şikayet edebilmesi için yeterli ortam sağlanmadığında kadınlar susmak zorunda kalabiliyor. Tacize uğrayan kadına ülkemizde 'suçlu gözlerle bakılması yada acınması,' sebebiyle kadın sessiz kalabiliyor. Ayrıca eşinin bir daha çalışmasına izin vermemesi, ya da işinden atılmak korkusu sebebiyle de kadınlar susmakta, zor şartlarda çalışmaktadır.
Tacize maruz kalan kadının acık net deliller ve şahitler bulması varsa ses veya kamera kayıtları ile desteklemesi gerekiyor. Ayrıca bu gibi durumlar için ALO 170 Destek hattına da başvurabilirler. Erkekler evlendikten sonra eşlerini neden çalıştırmak istemez? size onuda anlatayım. Bunun en yaygın sebebi; erkeklerin bir türlü kırılmayan narsist egemenlik sevdası, kadını güçsüz bağımlı hale getirmekle besleniyor. Maddi olarak kadın kocasına bağımlı olunca sonrasında kadını eş,dost, akraba ,ailesinden izole etmesi kolaylaşıyor böylece bağımlı kadın yaratıyor ve her türlü egosunu tatmin ediyor. Çünkü biliyorlar ki eşine uyguladıgı baskıyı bırakırsa , kadının kendine güveni gelir..” dedi
İlişki Koçu Semra Binay, Birçok avrupa ülkesinde kadınlar kadar babalar da 6 ay kadar doğum izni aldığını da belirterek, “Maaşta eşitlik, işyerlerinde kreşler olmalı, (özellikle çalışmak zorunda olan bekar anneler açısından büyük kolaylık sağlamaktadır.) Anayasamızın 10.maddesine göre kadınlar ve erkekler kanun önünde eşit haklara sahiptir. Gel görelim ki dini inançlar, cinsiyet ayrımcılığı ve kadınların doğum izinleri sebebıyle işverenler erkek çalışan talep etmektedir. Bu nedenle şartlar eşitlenirse , cinsiyet gözetmeksizin işe alımlar olacaktır. Toplumumuz erkeği evin gecimini sağlayan kişi olarak kabul eder. Erkek egemen yapı, cinsiyetci ayrımcılık nedeniyle çalışan bir kadın , ' evine ekmek götürecek başka bir erkeğin' işine engel olarak görülüyor. Özellikle fiziksel yükün fazla olduğu sektörlerde kadınlara psikolojik şiddet daha çok uygulanıyor. Yapılan mobbingler kadınların iş verimini ve motivasyonunu düşürüyor. Bu da kadınların iş hayatında daha başarısız profil çizmesine yol açıyor.”
[caption id="attachment_520983" align="alignnone" width="640"]
Uzman İlişki Koçu Semra Binay[/caption]


BİNAY; “KADINLARLA ERKEKLER YARIŞ HALİNE SOKULDU”
İş yaşantısında kadınların üzerinde bir baskı uygulandığını ve erkeğin yaptıgı tüm işleri yaparız yarışına sokulduğunu da belirten Binay sözlerine şöyle devam etti, “Bana öyle geliyor ki kadın ve erkeğin iş gücünü müşterek kullanmak isteyen kapitalist sistemin etkisi var kadınların üzerinde. Evet, kadın güçlüdür, çok yönlüdür. İnşaatta da çalışır, şoför de olur uzaya da çıkabilir. Ancak bunları yaparken bir yandan da çocuk bakımı ev işleri gibi sorumlulıklar da kadından bekleniyor..Bu sorumlulukların da üstesinden geliyor fakat kendini, kadınlığını yaşayamıyor adeta kendi kul hakkına girmiş oluyor. Kadına kendi gücünü erkekle kıyaslanarak ölçümletmek doğru değil. İş ve siyaset hayatında kadınlarımız %15'lik yer kaplıyor maalesef. Bunun sebebi mesleklerinin olmayışı değil aksine çoğu üniversite mezunu meslek sahibi kadınlardır. İş verenlerin erkek personel arayışı, kadına iş yerinde uygulanan mobbingler, doğum izinlerinin işverene olumsuz etkisi, eşit ücret dağılımı olmayışı ve en başta evlenip, çocuk yaptıktan sonra işini bırakmasıdır . İş yerlerinde kreşlerin olmayışı da buna sebep vermektedir. İşsizlik sorunu olan ülkemizde kadınlarımız bıraktıkları işlerine tekrar dönememektedir.” şeklinde konuştu.
