Bülent Eczacıbaşı: "Sancılı bir süreçten geçiyoruz"

12.12.2019 14:15

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı katldığı Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) geleneksel Gala yemeği'nde konuştu.

Bülent Eczacıbaşı: "Sancılı bir süreçten geçiyoruz"

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) geleneksel Gala yemeğine katıldı.

Eczacıbaşı burada yaptığı konuşmada, “İş insanları dünyanın dört bir tarafında belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar içinde yol almaya çalışıyor. Teknolojinin itici güç olduğu yeni bir ekonomik düzen kuruluyor. Eski düzenin kurumları işlevlerini kaybediyor. Buna karşılık, yeni ekonomik düzenin kurumları da henüz ortaya çıkmamış durumda… Sancılı bir sürecin içindeyiz. Bu gerçeklerle bir süre daha yaşayacağız görünüyor” dedi

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) geleneksel Gala yemeğin de önemli açıklamalarda bulundu.

Eczacıbaşı, “Geçmiş yıllara kıyasla, daha iyi bir turizm sezonunun geçtiği gülümseyen yüzlerden de anlaşılıyor. Ancak hepimiz, hem turizm sektörünün, hem de ülkemizin diğer sektörlerinin potansiyelinin çok daha büyük olduğunu biliyoruz.

İş insanları dünyanın dört bir tarafında belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar içinde yol almaya çalışıyor. Teknolojinin itici güç olduğu yeni bir ekonomik düzen kuruluyor. Eski düzenin kurumları işlevlerini kaybediyor.

Buna karşılık, yeni ekonomik düzenin kurumları da henüz ortaya çıkmamış durumda. Sancılı bir sürecin içindeyiz. Bu gerçeklerle bir süre daha yaşayacağız görünüyor” dedi.

Eczacıbaşı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Büyüyen gelir dağılımı eşitsizliğinden, dünya barışını tehlikeye atan gelişmelere; nükleer savaş riskinden, yapay zekânın ve giderek akıllanan bilgisayarların yaratabileceği sorunlara kadar, sorumluluk sahibi iş insanları olarak üzerinde çok düşünmemiz ve çalışmamız gereken sorunlar karşımızda duruyor.Kalkınmak, ilerlemek ve ülkemizde refahı arttırmak için iş insanları olarak her yıl daha büyük bir değer yaratmak durumundayız.

Bunu yaparken, küresel ekonominin bir oyuncusu olduğumuzu da aklımızda tutmamız gerektiğine inanıyorum.

Güzel bir haber var

Küresel ekonomik büyüme 2017’de %3,8 seviyesindeydi. Bu rakam geçen yıl %3,6’ya geriledi. Uluslararası Para Fonu İMF, dünya ekonomisinin bu yılı %3 büyüme ile kapatacağını öngörüyor.

Gelecek yıla ilişkin tahmini ise ılımlı bir artış ile %3,4 ve hala iki yıl öncesinin de gerisinde.

Küresel çerçevede turizm özelinde bakarsak, gelecek 10 yılda sektörün ortalamanın üzerinde bir oranda büyümesi bekleniyor ki, bu hepimiz için çok iyi bir haber.”

2019 inişli ve çıkışlı bir yıl oldu

Eczacıbaşı, “Küresel ekonomik yavaşlama devam ederken, bu yavaşlamadan Türkiye de etkilendi. 2019’a siyasi ve makroekonomik alanda birçok iniş çıkışın yaşandığı bir yıl sonrasında başladık.

Hatırlamak gerekirse Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı sistemi altında ilk genel seçimler gerçekleşti, yıl içinde başlayan kur hareketliliği Ağustos ayında ABD Doları’nın TL karşısında 7 lirayı aşması ile tepe noktasına ulaştı, faizler ve enflasyonda son yıllarda tanık olmadığımız oranları gördük. Alınan önlemlerle bugün daha makul seviyelere gelse de, enflasyon ve faizler tarafında daha da iyileşmeye ihtiyacımız devam ediyor” dedi

Uzmanlar umutlu konuşuyor ancak…

Eczacıbaşı, “Ekonomimizde bu yıl yaşanan toparlanmanın nedenlerinden biri döviz kurundaki değişimin hem turizm, hem de ihracatımıza olumlu yansıması oldu. Avrupa’dan gelen siparişlerde bir daralma olsa da, bunun toplam ihracatımıza etkisi görece sınırlı kaldı. Türkiye’nin turizm alanındaki performansı da bu yıl, geçmiş yıllara kıyasla çok daha iyiydi.

Uzmanlar, her şeye rağmen, olağan üstü gelişmeler yaşanmazsa, tüketici güvenindeki toparlanmanın devam edeceğini ve bunun talep artışı olarak 2020 yılında piyasalara pozitif yansıyacağını öngörüyor” dedi.

Refahın artması için yatırım şart

Eczacıbaşı, “Faizlerdeki ve enflasyondaki gerilemenin devam etmesi, yatırım ortamının iyileşmesine; tüketici güveninin ve talebin artmasına, dolayısıyla da işsizliği de azaltacak gelişmelere olanak sağlayacaktır. Ancak yeterli değildir.

Ülkemizin kalkınması ve refahın artması için hiç kuşkusuz sürekli olarak yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Hem yerli, hem de yabancı girişimcilerin yatırım iştahının artması için istikrarın sürdürülebilirliği ve kurumsal yapının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Kişi başı harcamayı arttırmalıyız

Eczacıbaşı, “Bütün bunlar turizm sektörümüzü de çok yakından ilgilendiriyor.Yılın ilk on ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %14,5 büyüme ile yaklaşık 36,5 milyon ziyaretçiyi ülkemizde ağırladık.

Son 12 ayda ağırladığımız yabancı ziyaretçi sayısı ise 44,5 milyonu aştı.Ziyaretçi sayılarındaki iyileşmeye rağmen, kişi başı harcama geçtiğimiz yıl 647 Dolar, bu yıl ise 649 dolar seviyesinde.

Bundan sadece 5 yıl önce bu rakamın 828 Dolar olduğunu hepimiz anımsıyoruz. Dolayısıyla, kişi başı harcamayı arttırmak durumundayız” dedi.

İklim değişikliğinden en çok etkilenen illerden biri Antalya

Eczacıbaşı, “Bunun da yolu, sunduğumuz hizmetin kalitesinden, bu hizmeti pazarlama iletişiminin başarısına; ziyaretçilerin ülkemizde yaşadıkları deneyimi zenginleştirmeden, attığımız tüm adımlarda çevre konusunda duyarlılığa kadar çeşitli unsurlardan geçiyor. Çevre konusunun altını özellikle çizmek istiyorum. Zira çevre ve iklim değişikliği çağımızın çözüm bekleyen en önemli konularının başında geliyor.

Bu sorunun en çok tehdit ettiği sektör, hiç kuşkusuz turizm. Akdeniz ve Ege bölgesindeki birçok ilimiz son dönemde turizm kadar, çevre ve iklim değişikliği tartışmalarıyla da gündeme geldi.

Uzmanlar ülkemizin iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeleri arasında Akdeniz ve Ege bölgelerini de sayıyor. Yağış rejimindeki değişiklikler, seller, hortumlar ve diğer doğa olayları ile Antalya da ne yazık ki yüz yüze kalabiliyor” diye konuştu.

Eczacıbaşı, “Ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için iklim değişikliğine bağlı riskleri mutlaka hesaba katmamız ve gerekli önlemleri almamız gerekiyor. İklim değişikliği ile mücadele için tutarlı, bütüncül bir yol haritasının tüm paydaşların katılımıyla hazırlanmasının ve bu yol haritasının zaman içinde güncellenerek uygulanmasının önemine içtenlikle inanıyorum.

Turizmin ülkemiz ekonomisinin itici güçlerinden biri olduğunu düşününce, bu konuda taviz vermeyen bir duyarlılığın oluşması büyük önem taşıyor. Bu nedenle, dünyadaki eğilimleri yakından izlememiz; dönüşümü tüm boyutlarıyla hızlandırmamız ve ülkemizin marka değerinin yükseltilmesi için her çabaya destek vermemiz gerekiyor. Bu süreçte Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın kuşkusuz çok önemli bir rol oynayacağına inanıyorum” dedi.

Dünyada kıyasıya yarış var

Eczacıbaşı, “Antalya, ülkemizin kitle turizmi açısından en değerli merkezlerinden biri. Bunu dört mevsime yaymak, ziyaretçi deneyimini çeşitlendirmek ve onlara tekrar ülkemizi ziyaret etmek için yeni nedenler vermek yolunda büyük çaba harcıyorsunuz.

Buna devam etmemiz gerekiyor. Sizlerle bir önceki buluşmamızda kültür turizminin sunduğumuz hizmetin katma değerini arttırmada ne kadar etkili bir araç olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Tekrar vurgulamak isterim: Bu alanda dünyada kıyasıya bir rekabet var.

Müzeler, kültür festivalleri ve diğer etkinliklerle ülkeler turizmden aldıkları payı arttırmaya çalışıyor. Bu yarışta geri kalmak gibi seçeneğimiz yok.

Özellikle sahip olduğumuz zenginlikleri düşününce, Türkiye bu alanda neden en başarılı ülke olmasın? İçinde taşıdığı belirsizliklere, dönüşümün baş döndürücü hızına ve önümüze getirdiği çözümü giderek güçleşen sorunlara rağmen gelecekten büyük heyecan duyuyorum” dedi.

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

ŞANS OYUNLARI

On Numara
Şans Topu
Sayısal Loto
Süper Loto