Değerli okurlarım,

Zaman geçtikçe benim de yazılarım birikiyor. Sizlerle bir arada olmaya başlayalı iki aydan fazla olmuş. Geçen gün bir engelli kardeşimle sohbet ediyorduk. Yazılarımı düzenli takip ettiğini söyleyince nasıl değerlendiriyorsun diye sordum. .

“Yazıların biz engelliler için klişe. Fakat engelsizler için güzel bir üslupla doğru şeyler anlatıyorsun.” Deyince kendimi huzurlu hissettim.

Elbette amacımız engellilere kendi haklarını, yaşamlarını anlatmak değil. Toplumun her kesimine hitap edecek şekilde engellilerin sesi olmak. 

Bu hafta size dikkate alınması gereken gerçek bir başarı öyküsünden bahsedeceğim. Tabii ki hiçbir televizyonda göremediğiniz bir haber olduğundan beğeniyle karşılayacağınızı düşünüyorum.

Haberin  kahramanı  Yavuz ŞEN adında Elazığ’da yaşayan bir spastik engelli.

36 yaşında olan Yavuz Şen, hayatı boyunca hiç okula gitmemiş. Fakat 23 yaşından itibaren bilgisayar kullanmayı öğrenmiş evinde.  Dört yıl öncesine kadar spastik engelli olmasına rağmen tekerlekli sandalyeyle dışarı çıkabiliyor, sosyal medyadan tanıştığı arkadaşlarıyla bir arada olabiliyormuş.

Fakat hastalığı ilerlediğinden yatağa bağlı kalmaya, dışarı çıkamamaya başlamış. O da boş durmamış, kendisi gibi hastalığı ilerleyip de dışarı çıkamayanlar için yataklı akülü araba tasarlayıp bunu yaptırmış.

Projesini tasarlamaya tekerlekli akülü araçların nasıl çalıştıklarını inceleyerek başlamış. Defalarca çizdikten sonra ihtiyaca göre olduğunu düşündüğü çizimini Elazığ’dan Ankara’ya, bir oto tamircisine göndermiş.

Hiç eğitim almayan bir adamın yıllardır bu aletlerin üreticilerinin aklına gelmeyen bir aracı tasarlaması  apaçık bir başarı öyküsü değil de nedir?

(Haberin video ve  linki: https://www.haberler.com/engelli-yuzunden-evden-cikamayinca-kendi-9694559-haberi/ )

İnsanoğlu ihtiyaç duyduğu şeyleri tarih boyunca nasıl adım adım  bulmuşsa bu da gerçek manada bir arayış ve ihtiyacın somut ürünü işte.   

Bence bunun tekerleğin, yazının  veya ateşin icadından bir farkı yok. Biraz empatik düşünmeye çalışırsanız benimle aynı fikirde olacaksınız.  Düşünsenize, 36 yaşından sonra hayatının geri kalanı evde geçecek bir insanı!   İçinde birazcık azim varsa neler neler yapar.

Geçtiğimiz haftalarda bir yazımda engelliler için nelerin başarı olmadığından bahsetmiştim. İşte bizim istediğimiz şey, toplumun her kesimine  örnek teşkil edecek başarıların paylaşılarak yayılması. Bu tür başarıların haber değeri taşıdığının öneminin vurgulanması.

Belki buna ihtiyaç duyan ve sayısı bilinmeyen onlarcası vardır. Sizler de bu yazımızı paylaşarak bir tanesine ulaşmasına vesile olabilirsiniz dostlar.

Hayatın tadını artıracak, yaşamayı anlamlı kılacak nice güzellikleri birlikte paylaşabilmek dileğiyle…