Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada müjde üstüne müjde verdi.
Nişasta bazlı şeker kotalarıyla ilgili bir müjde paylaşan Erdoğan, “2001 yılında yayımlanan şeker kanununda nişasta bazlı şeker kotaları yüzde 10 belirlenmişti. Biz bu kotayı geçtiğimiz yıl yüzde 5'e düşürmüştük. Bir adım daha atıyor ve nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 2,5'a indiriyoruz.
Böylece milletimiz arasında tartışma konusu olan nişasta bazlı şeker kullanımını oldukça düşük bir seviyeye çekmiş oluyoruz. Halkımızın sağlıklı ve güvenli gıdaya erişebilmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Kömür üretimiyle ilgili de bir müjde veren Erdoğan, “Enerji Bakanlığımızın da gayretleriyle ülkemizin şu anki kömür rezervi 20 milyar tona ulaştı. Türkiye'nin kömür rezervinin toplam değeri 300-350 milyar dolar civarında. Hedefimiz bu rezervin tamamını ülkemize kazandırmak. Bu amaçla bakanlığımıza bağlı kurumlarımıza ait 7 sahayı daha işletmeye açarak kömür üretimini 18,5 milyon ton artırdık. Geçtiğimiz yıl 101,5 milyon ton kömür üretimiyle cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.
Bu vesileyle Manisa Soma'daki kömür madenlerinde çalışanlara bir müjde vermek istiyorum. Işıklar bölgesinde rödovans usulüyle çalıştırılan ve yılda 6 milyon ton kömür çıkartılan bölgelerdeki sözleşmeler sona ermek üzeredir. Bu madenler önümüzdeki dönemde Türkiye Kömür İşletmeleri kurumumuza ait bir şirket tarafından işletilecektir. Bu madenlerde çalışan 2 bin 400 işçimizin tamamı Türkiye Kömür İşletmeleri şirketinde kadrolu olarak ve aynı şartlarda maden ocaklarında çalışmaya devam edecektir. Soma'daki yeni işletmeye açılacak ve 351 milyon ton rezervi bulunan sahalarda yatırımcılarımızın 10 bin kişiyi istihdam etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, SMA hastalarına da bir müjde vererek, “Daha önce bu hastalığın kontrol altında tutulmasında kullanılan ve gerçekten çok pahalı olan ilaç bedelinin geri ödemesiyle ilgili sorunu çözmüştük. Aynı hastalığın diğer tiplerini de geri ödeme sistemine dahil ettik. Bununla ilgili karar bugün komisyonda alındı, yakında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arslan köyde yaşanan “47 hadisesi”ni anlattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletime sesleniyorum, gençliğe sesleniyorum, işte CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır, milli iradeye saygı duymamıştır” dedi. AK Parti Genel Merkezinde Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947 yılında Arslan köyde yaşanan seçimi anlattı. “CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır” Demokrasilerde sandığın namus olduğunu belirten Erdoğan, “siz sahada ne kadar çalışırsanız çalışın seçimin kazanıldığı yer sandıktır. Demokrasinin fiilen tecelli ettiği yer olan sandığa sahip çıkmazsak, millet iradesinin yönetime yansımasını temin edemeyiz“ diye konuştu. 1947 yılında Mersin'e bağlı Arslan köyde muhtarlık seçiminde yaşanan gelişmeleri anlatan Erdoğan, “CHP'yi tanımak ve anlamak için Arslan köyü de iyi tanımak ve Arslan köyün kadınlarını da iyi tanımak ve anlamak gerekir. CHP 1946 seçimlerini açık oy gizli tasnif usulü ile kazandıktan sonra yetinmemiş bu defa gözünü 1947 yılında yapılan muhtarlık seçimlerine dikmiştir. Mersin'e bağlı Toroslar'ın tepesinde Arslan köy ahalisi CHP'nin dayattığı zalim muhtarı değil, kendilerinin desteklediği Demokrat Partili adayı seçmek için sandığı beklemektedir. Seçim sandığı köye gelir ama halkevine konan sandığa Demokrat Partili adaya oy vereceği bilinen hiç kimse yaklaştırılmaz. İtirazlar üzerine sandık köy odasına götürülür. Ahali oyunu verir ve akşam sandık kapanır. Sandığın başındaki görevli CHP adayının kazanamayacağını görünce ‘hastalandım' diyerek oy sayımını ertesi güne bırakmak ve sandığı karakola götürmek ister. Bunun üzerine Arslan köyün kadınları köy odasının önünde toplanır ve sandığın başka yere götürülmesine izin vermezler. Sandıktan çıkacak iradelerinin çiğnenmesine müsaade etmeyen kahraman kadınlar Toroslar'ın o soğuğunda sabaha kadar jandarma ile birlikte beklerler. Ertesi gün yapılan sayımda Demokrat Partili muhtar adayı 10 kat farkla seçimi kazanır. Sonucu hazmedemeyen CHP'li yöneticilerin itirazı ile il valisi seçimin yenilenmesine karar verir. Köye gelen ve başlarında sarhoş bir zabitin bulunduğu jandarma ile seçim sandığına ve orada tecelli eden iradelerine sahip çıkan köylüler arasında nahoş hadiseler yaşanır. Aralarında birkaç aylık bebeği olan kadınların da bulunduğu çok sayıda Arslan köylü gözaltına alınıp demir parmaklıklar arkasına atılır. Yine CHP tarafından ayarlanan hakim vasıtasıyla bu olay bir isyan havasına büründürülüp sanıklar hakkında idam cezası istenir. CHP bu. Yargılananlar arasında bulunan Elif isminde kahraman bir kadın hakime ‘rey demek ırz demektir, soruyum size, reyimizi mi teslim edek, oyumuzu mu teslim edek' diye sorarak parmağı ile boynunu gösterip ‘idama kadar yolu var' sözüyle adeta meydan okumuştur. Demokrat Partili ünlü isimlerin avukatlıklarını üstlendiği Arslan köylüler 1 yıldan fazla süren yargılanmaların ardından ya beraat ederler ya da küçük cezalar alarak tahliye edilirler. Tarihimize ‘47 hadisesi' olarak geçen bu olay milletimizin sandığa ve oradan çıkan iradesine olan bağlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir. Milletime sesleniyorum, gençliğe sesleniyorum, işte CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır, milli iradeye saygı duymamıştır. CHP hep açık oy gizli tasnif ile seçim yapma yoluna gitmiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletime sesleniyorum, gençliğe sesleniyorum, işte CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır, milli iradeye saygı duymamıştır” dedi. AK Parti Genel Merkezinde Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947 yılında Arslan köyde yaşanan seçimi anlattı. “CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır” Demokrasilerde sandığın namus olduğunu belirten Erdoğan, “siz sahada ne kadar çalışırsanız çalışın seçimin kazanıldığı yer sandıktır. Demokrasinin fiilen tecelli ettiği yer olan sandığa sahip çıkmazsak, millet iradesinin yönetime yansımasını temin edemeyiz“ diye konuştu. 1947 yılında Mersin'e bağlı Arslan köyde muhtarlık seçiminde yaşanan gelişmeleri anlatan Erdoğan, “CHP'yi tanımak ve anlamak için Arslan köyü de iyi tanımak ve Arslan köyün kadınlarını da iyi tanımak ve anlamak gerekir. CHP 1946 seçimlerini açık oy gizli tasnif usulü ile kazandıktan sonra yetinmemiş bu defa gözünü 1947 yılında yapılan muhtarlık seçimlerine dikmiştir. Mersin'e bağlı Toroslar'ın tepesinde Arslan köy ahalisi CHP'nin dayattığı zalim muhtarı değil, kendilerinin desteklediği Demokrat Partili adayı seçmek için sandığı beklemektedir. Seçim sandığı köye gelir ama halkevine konan sandığa Demokrat Partili adaya oy vereceği bilinen hiç kimse yaklaştırılmaz. İtirazlar üzerine sandık köy odasına götürülür. Ahali oyunu verir ve akşam sandık kapanır. Sandığın başındaki görevli CHP adayının kazanamayacağını görünce ‘hastalandım' diyerek oy sayımını ertesi güne bırakmak ve sandığı karakola götürmek ister. Bunun üzerine Arslan köyün kadınları köy odasının önünde toplanır ve sandığın başka yere götürülmesine izin vermezler. Sandıktan çıkacak iradelerinin çiğnenmesine müsaade etmeyen kahraman kadınlar Toroslar'ın o soğuğunda sabaha kadar jandarma ile birlikte beklerler. Ertesi gün yapılan sayımda Demokrat Partili muhtar adayı 10 kat farkla seçimi kazanır. Sonucu hazmedemeyen CHP'li yöneticilerin itirazı ile il valisi seçimin yenilenmesine karar verir. Köye gelen ve başlarında sarhoş bir zabitin bulunduğu jandarma ile seçim sandığına ve orada tecelli eden iradelerine sahip çıkan köylüler arasında nahoş hadiseler yaşanır. Aralarında birkaç aylık bebeği olan kadınların da bulunduğu çok sayıda Arslan köylü gözaltına alınıp demir parmaklıklar arkasına atılır. Yine CHP tarafından ayarlanan hakim vasıtasıyla bu olay bir isyan havasına büründürülüp sanıklar hakkında idam cezası istenir. CHP bu. Yargılananlar arasında bulunan Elif isminde kahraman bir kadın hakime ‘rey demek ırz demektir, soruyum size, reyimizi mi teslim edek, oyumuzu mu teslim edek' diye sorarak parmağı ile boynunu gösterip ‘idama kadar yolu var' sözüyle adeta meydan okumuştur. Demokrat Partili ünlü isimlerin avukatlıklarını üstlendiği Arslan köylüler 1 yıldan fazla süren yargılanmaların ardından ya beraat ederler ya da küçük cezalar alarak tahliye edilirler. Tarihimize ‘47 hadisesi' olarak geçen bu olay milletimizin sandığa ve oradan çıkan iradesine olan bağlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir. Milletime sesleniyorum, gençliğe sesleniyorum, işte CHP'yi tanımak istiyorsanız CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır, milli iradeye saygı duymamıştır. CHP hep açık oy gizli tasnif ile seçim yapma yoluna gitmiştir” diye konuştu.