Hani bir söz var ya; Oku baban gibi eşek olma cümlesinde virgülü, [oku] kelimesinden sonra koyduğunuzda, baba eşek durumuna geliyor. Virgülü [gibi] kelimesinden sonrasına koyduğunuzda ise baba oldukça iyi bir konumda kalıyor, bunu bilmeyen pek yoktur. ü Türk Dili Edebiyatında bu yazım kuralları o kadar önemli ama yargı sürecinde esas olan kanunlarımızda yer alan bu bağlaç ve noktalama işaretlerine bazan hiç uyulmadığını görebiliyoruz. Bu da maalesef birçok kişiyi hak etmediği halde [eşek baba] konumunda bırakıyor. Vatandaşlık duyguları tamamen köreliyor, devlete küsüyor, uğradıkları zarar ailelerine dahi yansıyor. ü Özellikle idari yargı bu tür cinayetlere çokça sahne oluyor. Aşağıdaki düzenlemeyi bir okuyun lütfen. 657 sayılı Kanun'a ekli I sayılı Cetvelin I/g bendindeki 3600 Ek gösterge verilmesine ilişkin şartlar. ["en az üç yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda veya (yüksek öğrenimli olup, özel kanunların öngördüğü şartları taşıyanlardan en az sekiz yıl mesleki görev yaptıktan sonra yine bu kanunların öngördüğü usule göre seçilerek) vergi müfettişliğine atanmak koşulunu sağlayanların, ]şeklinde belirlenmiştir. ü Düzenleme o kadar net ki. Fakülte mezunu olacaksın. Özel yarışma sınavı ile mesleğe gireceksin. Meslek içi eğitim sonucu yeterlik sınavı sonunda vergi müfettişi olmuşsan 1.Dereceye geldiğinde 3600 ek göstergeyi hak edersin diyor. Ama bu birinci seçenek.   Cümle arasına VEYA kelimesini koyduktan sonra. Devamında ikinci bir seçenek daha var; Ey arkadaş, sen ilk bölümdeki şekilde bu ünvanı almamış isen; Yüksek öğrenimli isen. Memur olma şartlarını yani kanundaki şartları taşıyıp memur iken en az sekiz yıl mesleki görev yaptıktan sonra. Kanunun öngördüğü usule göre seçilerek. Vergi Müfettişliğine atanma koşulunu sağlamışsan. Birinci dereceye geldiğinde sen de 3600 ek gösterge hakkını elde edersin diyor. ü Gelelim Türk Dil Kurumu esaslarına; [Türk Dil Kurumunun temel ilkelerine göre ["ya da"veya”] bağlaçları, birinden birinin seçildiği iki kelime veya cümle arasında kullanılır.] Diyor.Bu da çok net. ü Ama; İdare, hayır sen bu ek göstergeyi alamazsın çünkü yeterlik sınavına girmedin diyor. İkinci seçenekten hiç bahsetmiyor, belli ki anlamıyor. Kişi, ikinci seçenek olan parantez içi hükme tabi olduğunu belirtip bu gerekçe ile yargıya gidiyor. Yerel yargı yeterlik almadın 3600’ü alamazsın diyor. Temyize gidiliyor, 11. Danıştay Daire’si evet alman gerekir diyor ve yerel yargı kararını bozuyor. İdare karar düzeltme talep ediyor. 11. Daire, idarenin düzeltme talebini de reddediyor. Yerel yargı bu defa danıştay kararına uyarak, 3600 göstergeyi alabilirsin diyor. ü Bu defa da idare temyiz ediyor. Ne garip, ülkede bir karmaşa sonrası Danıştay yeniden yapılanıyor, bu tür idari davalar bu defa 12. Dairede görülüyor.

  1. Daire yeterlik şartı olması gerekir diyor, kararı tekrar bozuyor.
Yerel mahkeme yine 3. Defa kararını değiştiriyor. Kişinin karar düzeltme talebi üzerine; Danıştay 12 Daire Tetkik Hakimi diyor ki; Sayın hakimler vallahi bu kişi doğru söylüyor, kanunda iki seçenek var ve parantez içi hükme yani ikinci seçeneğe göre atanmış birisi ve buna göre dava açmış.
  1. Danıştay Dairesince verilen karara uymamız gerekir diyor sıralıyor.
Bu kişi, 657 Sayılı Kanuna ekli I Sayılı cetvelin g) fıkrasının ikinci seçeneği olan parantez içi hükmüne tabi olunduğu için 3600 ek göstergeyi hak ediyor. Atanmaya esas 516 Sayılı KHK’da ek gösterge uygulamasında yeterlik şartı aranmayacağına ilişkin hüküm de var. ü Denetmen  unvanı ile emekli olanların Vergi Müfettişi unvanı olarak değiştiği için 3600 Ek göstergeden faydalanmaları gerekir şeklinde Maliye Bakanlığı yazısı da var. ü 5510 Sayılı kanunda emsal çalışanlara verilen yasal haklaremeklilerine de uygulanır hükmü de var. Dolayısıyla; 2577 Sayılı Kanunun 54. Maddesinde a) ve b) fıkralarında yer alan şartlar mevcut,  12. Dairenin verdiği karar yanlış düzeltilmesi gerekir. Diyor.
  1. Daire ise, hiç dinlemiyor ve ben bu vatandaşı bir defa neden şapkan yok diye dövdüm, şapkası olanlar dövülmez diye hüküm var amaben yine aynı gerekçe ile döverim diyor ve 10 yıl süren bu basit davada vatandaş.
Hiç ilgisi yok iken; Neden şapkan yok diye dövülüyor, 10 yıl boyunca aldığıparayı geri alıyorlar. Şu anda bu davayı açan kişi en son müfettiş unvanına verilen 4200 göstergeden de maaş alıyor. 3600 arada kaynadı gitti,  tabi aldığı paralar da gitti. ü Bu kişi hakkını helal mi edecek. Asla. Zaten burun beladan çıkmıyor. Bu adaletle Allah’ım hepimizi korusun. ü