Trafik Kanunu'ndaki bir düzenleme ile belediyelere ve belediye şirketlerine önemli bir gelir kaynağı sağlayan EDS sistemleri, sürücülerin uzun süredir tepkisini çekiyordu. Kurulan bu sistemler üzerinden kesilen trafik cezalarının yüzde 30’u hizmet bedeli olarak belediyelerin kasasına aktarılıyordu. Özellikle Karadeniz Otoyolu gibi yoğun güzergahlarda bu durum, 'altın yumurtlayan tavuk' benzetmelerine yol açmıştı.
GELİR KAPISI MI, GÜVENLİK Mİ?
EDS'lerin asıl amacı can ve mal güvenliğini sağlamak olsa da, birçok bölgede sistemlerin aceleyle ve plansız kurulması, sürücülerin önüne aniden çıkan hız limitleri ve uyarı levhalarının yetersizliği nedeniyle 'hız tuzağı' algısı güçlenmişti. Sürücülerin en büyük şikayetleri şunlardı:- Yetersiz Uyarı: Uygulama esaslarına göre EDS bölgelerinin en az 500 metre ilerisinde uyarı levhası olması gerekirken, birçok yerde bu kurala uyulmadı.
- Kafa Karışıklığı: Tosya ve Osmancık gibi kritik noktalarda hız levhaları, radar uyarıları ve yaya geçitlerinin üst üste binmesi, sürücülerde kafa karışıklığına neden oldu.
- Esaslara Aykırı Düzenlemeler: Anlık hız ihlal tespit sistemlerinin kurulu olduğu yerden 500 metre öncesinde ve sonrasında farklı hız limitleri uygulanmaması gerekirken, bu kuralın ihlal edildiği görüldü.